Meclisteki pembe tablo!

Sanki bir planın parçası olan yemin törenindeki gerginlik sona erdi. Memleketin başka meselesi yokmuş gibi ellerini ovuşturarak TBMM’de olay çıkmasını bekleyenlerin gayreti boşa çıktı. Kendileri inkâr etmediği için bizim de yazıp, söylemekten imtina etmediğimiz PKK’nın başkentteki kuryeleri, çok önceden kurgulanmış planı Meclis salonunda uygulamaya koydular. Bülent Arınç’ın hararetle karşıladığı DTP’lilerin, beklenmedik bir anda MHP sıralarına yürüyerek Devlet Bahçeli ile tokalaşması gündeme damgasını vurdu.
Doğrusunu söylemek gerekirse Bahçeli’nin o anda yapabileceği bir şey yoktu. Kendisine uzatılan elleri geri çevirmesi durumunda, çok önceden planlanan gerginlik politikasına çanak tutmakla suçlanacaktı. Dün gazetelerin öve öve bitiremediği Bahçeli, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’u reddetse yerin dibine sokulacaktı. Psikolojik savaşın ince oyunları böyle kurgulanmıştı.
Kör gözün içine parmak sokmak gibi bunu uzun süre gündeme getirecek olan malum medya şimdi “diyalog” masalını ısıtıp servise koyacak. Yemin töreni sırasında Yeniçağ TV’de gelişmeleri yorumlarken telefonla programımıza katılan tecrübeli devlet adamı Sadi Somuncuoğlu, o “sihirli diyalog” kelimesinin altında yatanları açıkladı.
Terör örgütünün uzantısı olan malum vekillerin yemin törenindeki tavırları, şimdi övgüye mazhar oluyor. “Medeni ilişki”, “siyasi nezaket” tanımlarıyla bebek katilinin “benim sayemde seçildiler” dediği kişilerin “demokrat!” kimlikleri cilalanıyor.
“Yüce Türk Milleti Önünde” sözlerini zikrederek ettikleri yeminin arkasında olacakları zannedilen DTP’lilerin, önümüzdeki günlerde o salonda yapacakları eylemler, yarın aynı şekilde “diyalog” adına hoşgörü ile karşılanacak!
Daha yemin etmeden terörist başının İmralı’daki konukevinden başka yere nakledilmesi için çalışma başlatanlar, bir süre sonra affı için önerge verdiklerinde bilmem böylesine hoşgörü ile karşılanacaklar mı?
Gazete ve televizyonların ön plana çıkardığı “tokalaşma” anıyla ilgili düşüncelerimi yazının başında ifade etmeme rağmen, DTP’lilerle beraber AKP’nin eline bu kozun verilmemesi için daha dikkatli olunması gerekirdi.
MHP grubunun bulunduğu ilk sırada Bahçeli ile beraber oturan Genel Sekreter Cihan Paçacı ile Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, meclis tecrübesine sahip kişilerdi. MHP’nin 69 milletvekilinin yarısı da teşkilatçılığı bilirler. DTP’lilerin planlanmış emrivakisine karşı önlem almalıydılar.
PKK terör örgütü üyesi olmaktan yargılandıkları halde, milletvekilliğinin dokunulmazlık zırhına bürünenler meclis kürsüsünde kuzu kesilirken, bahçeye çıkıp Roj TV’de telefonla konuşurken Kürt oluverdiler. İşin bu tarafını görmezlikten gelen mütareke matbuatı yine televole peşinde... Cezaevinden çıkan bayan vekilin giydiği elbisenin rengi, makyajı, tırnaklarındaki zarafeti yansıtarak, toz pembe resimler çizerek görevlerini ifa ettiler.
Oysa onlar kürsüde yemin ederken, Diyarbakır kırsalında iki astsubay ile bir erimizin şehadet haberi altyazıyla duyuruluyordu. “PKK ile tabanımız aynı. PKK’ya terör örgütü diyemem” diyenler saflarını açıkça ilan etmekten çekinmedikleri gibi, senelerdir terörle mücadele eden devletin askerine de meydan okumuş olmuyor mu?
22 Temmuz’dan aylar önce “sonuç ne olursa olsun Cumhuriyet tarihinin en fazla tartışılacak meclisi olacak” diye yazmıştım. İddia etmiyorum, emin olduğumun altını çizerek söylüyorum; bu mecliste öylesine hadiseler cereyan edecek ki, bunları seçtiren ve seçenler bin pişman olacak!
Propaganda bombardımanı ile ilk günün kazasız belasız geçtiğini yansıtanlar, çok heveslenmesin. Önümüzdeki hafta Meclis Başkanlık Divanı seçilecek. Sonra da Cumhurbaşkanlığı oylaması var. O beyaz diye nitelendirdikleri sayfaların griden, karaya doğru nasıl kirlendiğini hep beraber göreceğiz. İstikrar adına ezici çoğunlukla iktidarı eline geçirenlerin, önümüzdeki yıl yapılacak belediye seçimlerinden hemen sonra “bu meclis görevini yerine getirmiştir” diyerek baskın erken genel seçimi ilan ettiklerinde, siyaseti tıkayanlar bakalım ne yapacak?
Bekleyip göreceğiz?
- Yorumlar 0
- Hacı Bektaş'a gömün beni...17 Ocak 2021 Pazar 00:00
- "Üstü kalsın..."15 Ocak 2021 Cuma 00:00
- Gazetecinin vasiyeti...14 Ocak 2021 Perşembe 00:00
- Kadın cinayetleri ve TSK ilişkisi!..07 Ocak 2021 Perşembe 00:00
- ROC, ROC'luğunu Yapıyor...05 Ocak 2021 Salı 00:00
- Kapitülasyonların Bugün Ki Hali...04 Ocak 2021 Pazartesi 00:00
- Sussam, Susulmaz, Yazmasam Olmaz!..03 Ocak 2021 Pazar 00:00
- Nalbantoğlu: Ankara Düştü!..31 Aralık 2020 Perşembe 00:00
- Dinbaz!..27 Aralık 2020 Pazar 00:00
- Çıplak Arama...25 Aralık 2020 Cuma 00:00
- Devletin Namus Borcu...24 Aralık 2020 Perşembe 00:00
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.