Medya Arkası (01.05.2018)

Medya Arkası (01.05.2018)
Köşe yazarlarının gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

Meral Hanım’a hiç ilişmiyor / Yazgülü Aldoğan / Posta 

İlginçtir AKP yöneticileri, CHP’nin adayını CHP’lilerden fazla merak ediyor. Her gün, her dakika CHP’nin adayını açıklaması için sıkıştırıyorlar.

Hele Cumhurbaşkanı durup durup Kılıçdaroğlu’nu mindere çağırıyor, gözüne kestirdi, boyu daha kısa diye mi, dişine göre mi buldu?

Kemal Bey aday olmayacağını söyledi, niye ısrar ediyorsunuz? Meral Hanım’ın adını niye ağzına almıyor?

Onu aktrollere bırakıyor, onlar da edep ve haysiyet düşmanı olarak neler söylüyor, utanç verici. Bunları herkes görüyor. Medyanın büyük bölümü kontrollerinde olabilir ama, tirajlar da hiç bu kadar düşük olmamıştı.

80 milyonluk ülkede, gazete okuyan kalmadı! Dağıtımda da sorun var. Büyük şehirlerin dışında gazete tirajları düşük diye, almak istesen bile satan yok! Teknolojinin de payı var elbette, artık internetten okunuyor deseniz, gazeteyi kağıttan okumaya benzemez. İnternette ne her haberi bulabilirsiniz, ne de bütünü görebilirsiniz.

Geriye kalıyor sosyal medya. Orada da bilgi kirliliği var. Paralı troller var. Sonunda insanlar kapalı gruplar içinde haberleşiyor. WhatsApp en yoğun haberleşme biçimi haline dönüyor. Tek tip yayın yapan televizyonlardan bahsetmiyorum bile! Ama orada da reytingler düştü ve hatırlatırım, maruz kalmanın fazlası fazladır ve ters teper

Gül’ün CHP’ye faturası / Fatih Altaylı / Habertürk 

HAZIRLIKSIZ İMAJI

CHP’nin adayını geç açıklamasını normal şartlarda normal bulurdum.

Süre varken, sonuna kadar kullanabilirsin.

Kampanyaya başlamak açısından dezavantaj olabilir ama adayın kurtlar sofrasına atılmasını geciktirmek açısından da bir avantaj olabilir.

Fakat Abdullah Gül konusu ortaya çıkınca bu tez geçerliliğini yitiriyor.

Çünkü bu kez de tam tersine “hazırlıksızmış” imajı oluşuyor.

28 Şubat’ın sivil ayağı operasyonu mu geliyor? / Ahmet Hakan / Hürriyet

CHP’DEKİ ADAYLIK BORSASINDA SON DURUM

- HAFTA SONU: İlhan Kesici yükselişe geçti... Kemal Bey’in yanında görülmüş. Baş başa iki saat görüşmüşler falan.

- DÜN BİR ARA: “Yılmaz Büyükerşen olmayacak” denmeye başladı. Eskişehir Belediye Meclisi’nde AK Parti ile MHP’li üyelerin sayısı CHP’yi geçiyormuş... Büyükerşen aday olursa Eskişehir, CHP’nin elinden gidermiş falan...

- PAZAR GÜNÜ: Ali Babacanismi dolaşmaya başladı ortalıkta... Bir dayanağı yoktu bu dedikodunun... Ama nedense yine de konuşuluyordu.

- YİNE HAFTA SONU: CHP’yi iyi bilen biri, “Çok şaşırtıcı, içe sinecek, bu zamana kadar adı duyulmamış bir aday çıkacak” dedi. Ama kim olduğunu ifşa ederim diye bana söylemedi. Haklıydı. Ederdim.

Seçim ve parti tahminleri! / Güngör Mengi / Vatan

Bir başka sorun… 100 bin imza ile cumhurbaşkanı adayı olacak olan isimler için vatandaşların “bulundukları ilçenin seçim kuruluna” başvurarak imza atmaları gerekiyor.

 Daha sonra bu “alındı” belgesini de ilgili partinin il veya ilçe merkezlerine teslim edecekler. Meral Akşener’in adaylığı için yapılması gereken de bu. Oysa 65 ilde, 202 ilçede seçim kurulu bulunmadığı ortaya çıktı.

Bunlar arasında İstanbul’da Maltepe, Zeytinburnu, İzmir’de Güzelbahçe, Çiğli, Kastamonu, Kars, Kayseri’nin de arasında bulunduğu birçok ilde başka ilçeler var. Böyle bir durum mevcutken geçmiş seçimler nasıl yapılmış o ayrı bir soru. 

Ama bu seçimde cumhurbaşkanlığı için imza atacak olanlar “ilgili partinin il merkezi”ne mi gidecekler, bağımsız adaylar ne yapacak, bunların hemen açıklanması gerekiyor. Bu imza süresi 4-9 Mayıs tarihleri arasında olduğuna göre bunları çözecek zaman bile yok.

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi? / Kadri Gürsel / Cumhuriyet

Türkiye’nin devam ettikçe momentum kazanan “aşağıya burgu” hareketini durdurmak... Ekonomiden yargıya her alandaki kötüye gidişin önüne demokratik bir set çekmek... Öncelik bu olmalıydı. 
Baskın seçim, muhalefete asgari müşterekler zemininde bir süreliğine ortak hareket ederek ülkeyi felaketinin en derin karanlıklarına sürüklenmekten kurtarma fırsatını sunmuştu. 
Muhalefet bu fırsatı kullanamadı. 
Ortak paydanın ne olduğu hususunda anlaşamadıkları için değil. 
Muhalefet partileri şu hedeflerde zaten mutabıktı: 
Ülkenin hızla normalleştirilmesi. 
Hukuka ve anayasal düzene geri dönülmesi. Keyfi idareye son verilip temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması. 
Yargının içine düşürüldüğü içler acısı durumdan süratle çıkarılarak bağımsız ve tarafsız olabilmesinin önünün açılması. 
Bütçe denetiminin yeniden yürürlüğe konması. 
Toplumun çeşitli kesimleri arasında kutuplaşma nedeniyle kaybolmuş olan güvenin yeniden tesisi için hızlı adımlar atılması... 
Bunlara paralel olarak demokratik parlamenter sisteme dönüş için ortak bir takvim çerçevesinde hareket edilmesi. 

AYM'nin iptali seçimi etkiler mi? / Mehmet Tezkan / Milliyet

İttifak yasası sadece partilerin ittifak yaparak seçime girmelerini öngörmüyor..

Yasa, seçime ilişkin birtakım yeni uygulamalar getiriyor..

**

Bu seçimi diğerlerinden farklı kılacak düzenlemeler yapıldı..

CHP bunların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.. Dikkatinizi çekerim, yasanın tümüne değil, bazı maddelerine..

Nedir onlar?

- Sandık kurulu başkanının belirlenme usulü.. Kamu görevlisi olmayanın başkan olamaması..

- Cumhurbaşkanı ile milletvekili oy pusulalarının aynı zarfa konulması..

- Mühürsüz oy pusulalarının kabul edilmesi..

- Vatandaşa sandık başına polis çağırma yetkisi verilmesi..

- Aynı binadan oturanların farklı sandıklara dağıtılması..

- Seçim güvenliği açısından sandıkların en yakın seçim bölgesine taşınması, sandık bölgelerinin birleştirilmesi, seçmen listelerinin karma düzenlenmesi..

***

Anayasa Mahkemesi ilk incelemeyi yarın yapacak.. İptal istemini görüşmek için gün belirleyecek..

Soru şu..

AYM yasanın bu maddelerini iptal edilse ne olur?

Seçim etkilenir mi?

Seçim tarihi değişir mi?

Hayır.. Çünkü iptali istenen maddeler sandığa gidişi etkileyecek maddeler değil..

Bu düzenlemeler yokken de Türkiye çok sayıda seçim yaptı..

Hem de en ufuk şaibeye yer vermeden..

***

Mesela, cumhurbaşkanı oy pusulası ile milletvekili oy pusulasının ayrı zarfa konulması seçimi etkilemez..

Mesela, oy pusulalarında sandık kurulunun mührü olması şartı seçimin yapılmasına engel değil..

Aslında bu yetki seçim kurullarında..

Oy pusulalarına sandık mührü vurulması unutulursa, partiler itiraz ediyor, il veya ilçe seçim kurulunun kararıyla oy pusulaları geçerli sayılıyordu..

Bugüne kadar büyük problem yaşanmadı..

YSK referandumda ülke çapında bu kararı alınca büyük mesele oldu.. Mühürsüz oy meselesi Türkiye’nin gündemine oturdu..

Vatandaşa polis çağırma yetkisi verilmesi de çok tartışılan maddeler arasında.. Sandık başkanı, başkan vekili dururken vatandaşa bu yetkinin verilmesinin nedeni anlaşılmadı..

***

Haa şu da var..

AYM bu maddeleri iptal ederse AKP/MHP ittifakı Meclis’ten hızla yeni bir yasa daha çıkarır mı?

Çıkarırsa ne olur?

CHP yeniden Anayasa Mahkemesi’ne gider mi?

Giderse ne olur?

Yanıt bekleyen sorular bunlar..