Medya Arkası (03.05.2017)

Medya Arkası (03.05.2017)
Köşe yazarlarının gündeminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP'ye yeniden üye olması ve Deniz Baykal'ın 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili çıkışı vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

Siyaset yeniden harmanlanıyor / İsmet Özçelik /Aydınlık

MHP bildiğiniz gibi. “Hükümete girelim, krizden çıkalım” beklentisi içinde olanlar olsa da Erdoğan pek oralı görünmüyor.

Dün Bahçeli hükümete girmeyeceklerini ilan etti. Ama kendi kararından çok karşının isteksizliği olduğu ifade ediliyor.

İstifalar devam ediyor. Yeni parti hazırlığı bütün hızıyla sürüyor. “MHP doğuracak” diyenler çoğunlukta. Öyle bir durumda Bahçeli mevcut yönetimi ile baş başa kalacak. Hatta mevcut yönetimden bile Bahçeli’yi terk edecekler bulunuyor

Bahçeli ile MHP’nin barajı aşmasına “sıfır” şans veriliyor.

CHP’nin  Cumhurbaşkanı adayı Deniz Baykal olmalıdır /Mustafa Akay / Anayurt

Cumhuriyetten önce son çıkış olan bu yolda elbette milli düşünenler arasında işbirliği de yapılmalıdır. Seçimlerde MHP'nin de adayı olacaktır. MHP'nin milliliğinden kimse kuşku duyamaz. Bu işbirliği ikinci turda rahatlıkla ortaya konabilir. MHP'nin Meral Akşener'i aday yapması büyük bir olasılıktır. Birinci turda en fazla oyu alan muhalefetin adayı her iki parti tabanı tarafından desteklenirse, Türkiye kurtarılır.  Genel merkezin yerel seçimlerde yaptığı hatayı tekrarlamasından korkarız. Yerel seçimlerde adayların açıklanması geciktirilmiş ve çoğu yerde yanlış adaylarla seçime girilmişti.

2019’un adayı / Çiğdem Toker / Cumhuriyet

16 Nisan’ın üzerinden iki hafta geçmemişken “2019’a yönelik cumhurbaşkanı adayı kim olsun” sorusu “hayır” için özveriyle çalışmış, baskı altında büyük güçlükler yaşamış milyonlarca CHP seçmeni açısından en acil gündem mi?

Bu konuda yoğun bir merak gözlemlemiyoruz. OHAL kararnameleriyle TBMM’nin fonksiyonu yerle bir edilir, onlarca kanunda yüzlerce yaşamsal değişiklik yapılır, siyaset, hukuk, eğitim, savunma, iç güvenlik KHK’lerde yeniden dizayn edilir, gazeteci meslektaşlarımız, binlerce hâkim ve savcı henüz yargılama başlamadan aylardır cezaevinde tutulurken; üstüne üstlük CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “tanımıyoruz” açıklaması henüz belleklerde tazeyken bu yöndeki tartışmanın fazla erken olduğunu düşünen tek kişi ben olamam.

Yüzde 49 için Rockstar aranıyor / Gülse Birsel / Hürriyet

Bir yerde vatandaş da haklı. 0 yüzde 49 CHP, HDP, MHP ve çok az da olsa AK Partili seçmenin bir karışımından oluşuyor ki, bu kadar heterojen bir kitleyi de gerçekten ancak bir mizahçı, sanatçı filan bir araya getirebilir. O da konserde, ekran başında, sinema salonunda filan. Siyasette değil. Yani yüzde 49 için aday işi hakikaten zor. 1 lem yüzde 49u kucaklayacak, hem "Öyledir böyledir ama bu insana ülkeyi emanet et, çatır çatır çalışır, ekip kurar, sorun çözer, kalkındırır, sistemi işletir, ayrıca liderdir, konuştu mu. karizmasıyla, sadece varlığıyla kalabalıkları etkisi altına alır" denecek bir adam veya kadın... Evet, demokrasi için, heterojen de olsa, ülkenin diğer yarısının da 1 veya 2 rock star ı, yani Erdoğan'ı olmalı. Tabii karşı tarafta Mick Jagger olunca, kendisine veya kendilerine şimdiden bol şans diliyorum... Bir kesimde siyasetçi niye karaborsa 70 li yıllarda. 80 lerin başında doğanlardan, şu anda fişek gibi, cıva gibi siyasetçiler yetişmesi beklenirdi değil mi? 11er alanda pek çok değerli insan çıkarmış bu ülkeden eğitimli, kaliteli, dünya çapında politika insanları da çıkmalıydı. Bizim kuşağın büyük bölümünün çocukluğu, gençliği '80 darbesi ve sonrasına rastladı. Siyaset miyaset bunlar amanın çok sakat işlerdi. Memleketin güzel okullarında okudum. Ve o güzel öğrenciler, genellikle güzel şirketlerin döner sandalyelerine binip gittiler... Kimi güzel beyinler, güzel uçaklara binip yurtdışına gittiler, orada CEO, akademisyen filan oldular.

CHP’de kazan kaynıyor / Aydın Engin  / Cumhuriyet

CHP’de kazanın kaynamaya başladığının ilk belirtisi Deniz Baykal - Kemal Kılıçdaroğlu buluşması oldu. 

Buluşma sonrası açıklamalar sadece Baykal’dan geldi. Ardından kazanın kaynamakta olduğunu sezen Ahmet Hakan arkadaşımız Deniz Baykal’ı CNN Türk ekranına çıkardı. 

Baykal orada da baklayı ağzından çıkarır gibi oldu ama tam çıkarmadı da. Örneğin Kılıçdaroğlu’na 2019’da Cumhurbaşkanlığı’na aday olmayacaksa partinin başından da istifa etmesini önerdi. Gazeteci tayfası “Acep ne demek istedi ve neden bunu önerdi, hesabı ne” diye düşünürken bu kez de Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adayı olmasını önerir gibi yaptı. Biz, bu kez de CHP seçmenine, üyesine, milletvekiline, yöneticisine AKP kurucusu Gül’ü cumhurbaşkanı olarak önermek hangi akla hizmet eder sorusuna cevap ararken internet hareketlendi ve “Deniz Baykal aslında kendini cumhurbaşkanı adayı olarak öneriyor” yargıları öne çıktı. 

Gelelim 2019'a / Rauf Tamer / Posta 

Şimdi gelelim 2019 meselesine.

Deniz Baykal doğru söylüyor.

Yüzde 49’luk HAYIR cephesine şimdiden bir kaptan bulunmazsa, herkes başka taraflara savrulur.

Kaldı ki, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda kim oturuyorsa, Tayyip Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkması zaten zorunludur.

İşte... Buradan hareketle, Baykal, açıkça diyor ki Kılıçdaroğlu’na:

- Ya aday olacağını ilan et ya da koltuğu hemen bırak.

Bizim köyde buna kırk katır mı, kırk satır mı derler. Buyurun bakalım. Ya koltuğu kaybedeceksin ya da Erdoğan’ın karşısında bilmem kaçıncı defa kaybetmeyi göze alacaksın.

Bunun üstüne daha ne yazılır?

Havlu atıyorum.

 Ak Parti'de "İkinci Erdoğan" dönemi / Mehmet Ocaktan / Karar 

Malum olduğu üzere 16 Nisan’da yapılan referandumla birlikte sistem değişti ve yeni bir dönem başladı. Demokratik dünyadaki başkanlık ve parlamenter sistem örnekleriyle benzerliği bulunmayan “Türk tipi başkanlık sistemi”nin en bariz özelliklerinden birisi, cumhurbaşkanının aynı zamanda partisinin genel başkanı olabilmesinin yolunu açmasıdır.

Muhtemelen 21 Mayıs’taki AK Parti 2. Olağanüstü Büyük Kongresi’nden sonra, artık Erdoğan’ı cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı olarak tanımlayacağız.

“İkinci Erdoğan dönemi”nin, yeni sistemle birlikte Türkiye’nin yönetimsel anlamda şekillenmesinde hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizmek gerekiyor. Zira yeni dönemde Türkiye’nin yönetim yapısı “parti-cumhurbaşkanlığı” ekseninde şekillenecek.

Kurultaylar süreci! / Güngör Mengi / Vatan

Ak Parti olağanüstü kongresi 21 Mayıs’ta yapılacak ve Erdoğan yeniden genel başkan seçilecek.

CHP olağanüstü kurultayının ise “MYK’da netleşirse” 2017 Kasım ayına alındığı açıklandı.

CHP Antalya Milletvekili ve eski genel başkan Deniz Baykal’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na “Genel başkanlığa ben adayım diyorsa 2019 için doğal olarak o adaydır. Ben aday değilim diyorsa derhal olağanüstü kurultay yaparak genel başkan adayı göstermesi lazım” sözleri de, eski Cumhurbaşkanı Gül’ü cumhurbaşkanı adayı göstermesi de CHP’de bir tartışma başlattı.

Kılıçdaroğlu dün “Parti içi mücadeleye izin vermeyeceğini, bunu yapanları gerekirse kapı önüne koyacağını” söyledi.

Her iki konuşmada tartışılacak çok şey var. Yarın da bu konuya değinelim.