Medya Arkası (05.02.2018)

Medya Arkası (05.02.2018)
Yazarların bugünkü gündeminde CHP'nin 36. Olağan Kurultayı vardı. İşte günün öne çıkan yazar ve yazıları:

CHP delegesi kimden, neden korkuyor? / İsmet Özçelik / Aydınlık

NEDEN?

Peki, neden böyle oldu?

“Demokrasi” vurgusu öne çıkan CHP kurultayında, delege neden düşüncesini açıkça ortaya koyamadı?

Neden açık oylamada farklı, gizli oylamada farklı tutum aldı?

İmza verdiği adaya niye oy vermedi? Ya da neden imza vermekten çekindiği adaya oy verdi?

Yoksa AKP için söylenen “korku imparatorluğu” CHP’de de mi var? Yönetimden çizik yemekten mi çekindiler.

CHP delegesi belediyelerde iş, ihale... gibi küçük hesaplar nedeniyle mi böyle davrandı? Yerel seçim beklentileri mi delegeleri bu hale getirdi?

Gerekçe ne olursa olsun sonuç vahim!

CHP’Yİ YÖNETEMEZ

Seçim sonrası gece geç saatlere kadar CHP’lilerle birlikteydim. Moraller bozuk. Hemen hemen herkes partinin geleceğinden endişeli. Ortaya çıkan sonucun nelere yol açacağını tartışıyor.

Kılıçdaroğlu’nun ciddi bir yara aldığı kesin.

Kılıçdaroğlu’na destek vermiş bir delege, “Bu sonuçla Kılıçdaroğlu partiyi yönetmede zorlanır, hatta yönetemez” dedi. Bu görüş genel kabul gördü.

***

CHP’liler iktidardan memnun / Oray Eğin / HaberTürk

DEĞİŞİM TALEBİ YOK

CHP değişmiyor ve ciddi bir siyasi alternatif olamıyor çünkü ne içeriden ne dışarıdan böyle bir talep var. Partiyi yönetenler sınırlı oy oranından gayet memnun. Yüzde 25 CHP’ye görünürde muhalefet partisiymiş gibi davranma imkânını fazlasıyla veriyor.

Giderek CHP seçmeninin de partinin bu oranda kalmasından memnun olduğunu düşünmeye başlıyorum. Seçmen de adeta mevcut iktidardan memnun, şu anki düzende daha iyisi olmadığını düşündüğünden CHP’yi herhangi bir etkin konumda tutmuyor adeta.

CHP’nin yüzde 25 oyu “Aslında iktidarı seviyorum ama eşe dosta muhalif olduğumu göstermek için oy vermiyorum”dan başka bir anlam ifade etmiyor. Bir taban hareketi, seçmende gerçekten bir istek olsa ne CHP olduğu yerde kalır, ne Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunu korurdu. Alan memnun, satan memnun oysa. Gerisi ise koca bir vakit kaybı.

***

Seçimleri kazanamıyor! Kurultayları kazanıyor! / Necati Doğru / Sözcü

Eski tas, eski hamam.
Katıldığı her seçimi kaybetti.
Girdiği her kurultayı kazandı.
Yerini “genç bir lidere” kendi isteğiyle bıraksaydı. Gönüllerde taht kuracaktı.
Gönül tahtı istemiyor.
Parti koltuğuna yapıştı.
Kurultayları kazanıyor.

* * *

Kurultay salonunun duvarlarına “ada­let ve cesaret” yazmışlardı.
Ne adalet vardı.
Ne cesaret.
En çok iktidar partisi, Tayyip Erdo­ğan, Binali Yıldırım, Devlet Bahçeli ve MAN Adası’nda şirket kuranlar sevin­miştir.
Bu sevinç şöyle anlatılır:
Güçlü iktidar yoktur.
Aciz muhalefet vardır.

Tarihin her döneminde sayısız örnekleri görülür. Zafer ve hezimet iç içedir. Galibiyet ve mağlubiyet beraber yaşar. Kürsüye çıkıp zafer konuşması yapanlar bir bakarsın kendini bodrum­da bulur. İçi yenilgi dolu bir göstermelik zafer kazanılmışsa tarih öyle bir akar ki, kürsüye çıkanlar, bodruma inenlerle yer değiştirir. Türkiye’de yapılan son 8 seçimin sonuçlarına doğru bakmayı bilen gözler; “Güçlü iktidar yoktur, beceriksiz muhalefet vardır” ger­çeğini görüyorlar.

***

CHP’DE işler zor / Mehmet Tezkan / Milliyet

İktidara göz diken..İktidarı devralmaya niyet eden..Türkiye’yi yönetmeye talip olan..Türkiye’yi değiştirip dönüştürme iddiasıyla yola çıkan..

Demokrasi, özgürlük, adalet, insan hakları gibi kavramları dilinden düşürmeyen.. Bu kavramların örselendiğini söyleyen.. Bu kavramların güçlü olduğu  Türkiye vaat eden.. Amacının bu olduğunu ilan eden.. Bir partinin..
O partiye gönül verenlerin, o partinin çatısı altında toplananların.. Birlik/beraberlik içinde olması gerekmez mi? Omuz omuza vererek, kol kola girerek yola çıkmaya hazır olması gerekmez mi? Evet.. Ama CHP’de durum böyle değil..

CHP’de sevgi bağları zayıflamış..  CHP’de kişisel hesaplar, kişisel kırgınlıklar, kişisel beklentiler  o ulvi kavramların önüne geçmiş..CHP’de  işler zor..
                                                         ***
Çünkü..
Kimse kimseyi beğenmiyor.. Kimi ilçe başkanını beğenmiyor, kimi il başkanına kızıyor, kimi genel merkezi yetersiz buluyor..Herkes tek doğrunun kendi doğrusu olduğuna inanıyor.. Parti Meclisi’ne 500 den fazla adayın çıkmasının bir nedeni de bu..
                                                        ***
Düşünün.. 291 delege ‘Kılıçdaroğlu genel başkan olsun’  diye imza atmış, adını koyarak başvuru yapmış ama sandıkta oy vermemiş.. Başlı başına sorun değil mi? Nasıl okursanız okuyun..  İster baskıyla imza attıklarını düşünün; sorun..
İster sandığa giderken fikir değiştirdiklerine inanın; sorun..  Özünde ilkesizlik var..
                                                       ***
Sorun sadece bu olsa neyse.. Görünenden daha fazla..
Derin bir yarık var.. Bu yarık yerel seçimler sürecinde daha da genişleyecek, belki uçuruma dönecek.. O ulvi kavramlar..Özgürlük, adalet, demokrasi, eşitlik arayışı ikinci planda kalacak..Görünen köy kılavuz istemez derler; gidişat bu.. 
                                                     ***
CHP’yi toparlayacak güç lazım.. Parti içi çekişmeyi ikinci plana itecek motivasyon lazım..  CHP’lileri omuz omuza verdirecek  hedef lazım..
                                                     ***
O hedef ne olabilir? Mesela, Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklaması..  Mesela, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a karşı sürdürdüğü ‘istediğin televizyonda karşıma çık’  söylemini bırakıp ‘karşına çıkıyorum, gel yarışalım’ demesi.. Vakit geçirmeden..  Yarık derinleşmeden..

***

CHP’liler Aytun Çıray’ın neden gittiğini hiç merak etti mi? / Nedim Şener / Posta

Merak eden bir de Aytun Çıray’a sorsun. Ben ilk günden beri üzerinde düşündüğüm, aslında cevabını da tahmin ettiğim soruyu kendisine yönelttim;“Elbette CHP’de yaşadığım umutsuzluk, yalnızca AKP karşıtlığı üzerinden üretilen muhalefet ve halkın gözünde alternatif olamama” cevaplarını verdi. Partinin HDP çizgisine hızla kaydığını gören Çıray, “Umutsuzluktan İyi Parti’ye ben kendim gittim, ‘beraber çalışalım’ dedim” diyor.

***

2019’da Kılıçdaroğlu’nu bekleyen / Abdulkadir Selvi / Hürriyet

2019 BEKLENTİLERİ

1- AK Parti’nin CHP kurultayına temsilci göndermemesi, Erdoğan’ın 2019 stratejisini CHP karşıtlığı üzerine kuracağı şeklinde yorumlanabilir.

2- Erdoğan 2019’a AK Parti ve MHP’nin oluşturacağı “Milli İttifak”la giderken, CHP’yi, HDP ile aynı potaya sokmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşması ise buna kapalı olmadığını gösteriyor.

3- Kurultayda 447 oy alarak gücünü gösteren Muharrem İnce’nin mücadeleye devam kararı alması CHP’de suların durulmayacağını gösteriyor. İnce, Kılıçdaroğlu 2019’da cumhurbaşkanı adayı olduğu takdirde CHP Genel Başkanlığı için en önemli ismin kendisi olduğu algısını pekiştirmiş oldu. Belli ki o gün geldiğinde Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olması konusunda zorlayacak.

2019’a giderken Kılıçdaroğlu’nun bir yandan Erdoğan’la diğer yandan parti içi mücadelede zorlu bir dönem bekliyor. Bu kurultay CHP’yi 2019’a taşıyacak ama kurultayda CHP’nin 2019’da iddialı olduğu yönünde bir görüntü ortaya konulamadı.