Medya Arkası (05.05.2017)

Medya Arkası (05.05.2017)
Köşe yazarlarının gündeminde 2019 başkanlık seçimleri için değerlendirmeler vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

Muhalefete lider adayımı açıklıyorum / Yılmaz Özdil / Sözcü

Kazanacak liderden önce…

Kaybettiğinde bırakacak lider lazım.

Danimarka'da seçimi kaybeden sosyal demokrat parti genel başkanı, genel başkanlıktan istifa etti.

İngiltere'de seçim bitti, daha o gün bitmeden, seçimi kaybeden üç muhalefet partisinin üçünün genel başkanı da genel başkanlıktan istifa etti.

Arnavutluk'ta başbakan seçimi kaybetti, öbür seçime kadar muhalefet lideri olarak oturayım demedi, demokratik parti genel başkanlığından da istifa etti.

Yunanistan'da Avrupa Birliği'nin ekonomik yardım planını kabul edelim mi referandumu yapıldı, hayır çıktı, evet'i destekleyen ana muhalefetteki yeni demokrasi partisi'nin genel başkanı, derhal istifa etti.

İngiltere'de Avrupa Birliği'nden ayrılalım mı referandumu yapıldı, evet çıktı, hayır'ı savunan başbakan, sadece başbakanlıktan değil, o saniyede, muhafazakar parti genel başkanlığından da istifa etti.
 

Karamsarlık yok /Muharrem Sarıkaya / Habertürk

"Gül bu tartışmaların neresinde?" derseniz, yakın çevresinden yansıyan aktarımlardan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki "hiçbir yerinde"... Nitekim kendisi de bugün cuma namazı çıkışı, ismi üzerinden yürütülen "tarafı olmadığı tartışmalarla" ilgili açıklama yapacak. Gül, benzer süreçle, Cumhurbaşkanı iken değişen Anayasa gereği görev süresi tartışmasında da karşılaşmıştı. O dönem AK Parti'den bazı isimlerin görev süresinin 5 yılla sınırlandırılması gerektiğine ilişkin eleştirel yaklaşımlara Gül, "Tarafı değilim" diye tepki göstermişti. Anayasa Mahkemesi de görev süresinin 7 yıl olduğuna ve 5 yıllığına bir kez daha seçilebileceğine hükmetmişti. CHP'DEKİ HESAP Şurası kesin ki Gül adı üzerindeki tartışmaların bu kadar alevlenmesine, eski CHP Genel Başkanı Baykal'ın adaylar arasında adını zikretmesi etken oldu. Ancak CHP farklı düşünüyor. Onlara göre, referandumdaki % 48.61 ık "Hayır" oyunun % 25 ağırlığı CHP'li seçmene ait. HDP'ye ayrılan % 7 eklendiğinde % 32 ediyor... Buna Saadet Partisi'nden gelen % 2 ile MHP'den ihraç edilenlerin uğraşıyla milliyetçi kesimden gelen % 7-8 de eklendiğinde % 42'ye çıkıyor. Geriye kalan % 6'nın içinde diğer partiler ile AK Parti seçmeninden gelen oyun bulunduğu varsayılıyor. Aday gösterilmesi halinde Gül'e karşı çıkanların, destek vereceklerden daha çok olacağı kanısına varılıyor. Ankara'da her köşede Erdoğan'a karşı aday aranıyor.”
 

Modern Türkiye’de Muhafazakarlık / Taha Akyol / Hürriyet


Son dört-beş yılda gelişen otoriter tavır ve çatışmacı dil muhafazakâr camiada da tartışmalara yol açıyor. "Fabrika ayarlarına dönmek, yeniden kapsayıcı olmak, değerlerimizi kaybetmemek" gibi kavramlarla ifade edilen arayışın altındaki sosyoloji budur: Artan eğitim ve şehirleşmenin gerektirdiği yapıcı dil, rasyonel davranış, müzakereci ve katılımcı demokrasi...

Bu arayış ve tarüşmalan "fitne" diye bastınnak bir süre mümkün olur ama sosyolojik gerçek ortadan kalkmaz.

Eğitim ve şehirleşme siyasetimizde zamanla dalıa belirleyici olacak sosyolojik bir dinamiktir. MI İP tabanının referandumda yüzde 70 civarında "hayır" diyerek liderine "itaat" etmemesi bu sosyolojinin bir yansımasıdır.

Bu dinamiğe dikkat: Artık daha demokrat, dalıa rasyonel, milliyi yerele hapsetmeden evrenselle buluşturan politikalar iübar görecek...

NOT: Bu akşam CNN Türk'te 19.30'da Eğrisi Doğrusu programında konuklarımla eğitim ve şehirleşmenin yol açtığı eğilimleri konuşacağız.

AKP’li adalet /Ümit Zileli / Korkusuz

52 üyeden oluşan bu komisyonun yapısına baktığınızda, ilk turda olmasa bile ikinci turda AKP ve MHP'nin oylarıyla istedikleri adayları genel Kurula göndermeye yetiyor; diğer bir deyişle 7 üyeyi de bu parti seçebiliyor!.. Genel Kurul'da da aynı taktiğin başarıyla uygulanacağını görmemek için pek saf olmak gerekiyor... Böylece yüzde 51 çoğunluğun iradesini temsil eden iki parti tüm üyeleri aslanlar gibi seçmiş oluyor... -Böyle bağımsızlığa şapka çıkarılır!.. Başvurulara gelince: AKP eski milletvekillerinden, milletvekili adaylarına, kadın kollarından belediye meclis üyeliğine, Devlet Bey'in avukatlığından AKP il ve ilçe yöneticiliğine, büyük şirketlere iktidar tarafında kayyum olarak atananlara varıncaya kadar, Saray'a ve iktidara "ulvî hislerle" bağlı bir yığın muhterem!.. İşte iktidar bu sayın başvuru sahipleri arasından tarafsız ve bağımsız HSK üyelerini seçecek!.. Onlar da yukarıda saydığım "buz gibi" AKP'li yeni hakimleri yurt sathında görevlendirecekler...
 

Hayır: kabul etmiyorum / Emre Kongar / Cumhuriyet

Hayır, adaylık için belediye meclisi üyeleri için bile istifa mecburiyeti olan Cumhurbaşkanlığı seçimine, Başbakanlık’tan istifa etmeden giren bir politikacının seçilmesini kabul etmiyorum.

Hayır, seçildikten sonra, partisi ile ilişkisinin kesilmesi gereken bir cumhurbaşkanının, birtakım şekil oyunlarını kullanarak parti genel başkanı sıfatıyla parti kongresi toplamasını ve yeni genel başkanı seçtirmesini kabul etmiyorum.

Hayır, tarafsızlık yemini etmiş bir cumhurbaşkanının genel seçimlerde bir parti adına propaganda yapmasını kabul etmiyorum.

Hayır, tarafsız olarak seçilmiş olan bir cumhurbaşkanının sonradan bir partiye üye ve genel başkan olmasını kabul etmiyorum.
 

ÖSYM derebeyliği / Abbas Güçlü  / Milliyet

Deliye krallık vermişler, önce babasını kesmiş!

ÖSYM’nin de onlardan farkı yok!

Öğrencilere hizmet etsin diye kuruldu ama o, öğrencilerin canına okuyor!

Cumhurbaşkanı, yüksek mahkeme, TBMM de dahil, hiçbir kurumun onun kadar yetkisi yok.

İşin garibi de bu kuruma dur diyen yok!

Üstelik toplumu doğru bilgilendirmiyor.

Şifre skandalında, çalınan soruları, çalınan hayalleri bir bir yazdığımızda, Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı’nı yanlış bilgilendiren, yok böyle bir şey, bize çamur atıyorlar diyen, yanlışsız tek sınav yapamayan, yeni soru hazırlamaya zamanımız yoktu diye bir önceki sınavın sorularını soran, on binlerce adayın puanını yanlış hesapladığı için, tüm puanları yeniden hesaplamak zorunda kalan kurum sanki kendileri değil de başkasıymış gibi, millete ve devletin en yüce kurumlarına, hak hukuk, adalet dersi veriyor.

Daha da önemlisi, hiçbiriniz umurumuzda değilsiniz diyor...

İşte bu ÖSYM, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (KDK) 9.45 mağdurlarına yönelik tavsiye kararına uymayacağını açıkladı.

Bozuk pusula / Mehmet Soysal / Milliyet

Devlet Bahçeli diyor ki: 81 ilimizde düzenlenen operasyonlarda toplamda 7 bin kişi hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. 9 bin 103 polis açığa alınmıştır. KHK ile önemli adımlar atılmış, 3 bin 974 kamu görevlisi ihraç edilmiştir. Katil çetenin bulundukları her alanda tamamen sökülüp atılması milli beka meselesidir. Bu yapılırken adalete de dudak bükülmemelidir. Kim suçlu, suçsuz iyi ayırt edilmelidir. Henüz tabandan tavana çıkılamamıştır. İmtiyazlı isimlere dokunulmamıştır. Zabıt kâtibini, vaizi, teknisyeni, odacıyı, işçiyi devletten atmakla hedefe varmak düşünülemeyecektir. ? Hukuk, hiç kimsenin hesaplaşma alanı değildir... Bumerangı sevinç çığlıklarıyla fırlatıp gidişini alkışlayarak seyredenler yıllar sonra bumerangın geri dönüş yolunda vuruldu. Kısacası, hukuk yoluyla yapılan her türlü hesaplaşmaya karşı çıkılmadıkça adalet tartışmaya daima gebe kalır!

2019 hesapları / Ahmet Taşgetiren / 2019 hesapları

2019 hesaplan 019'un en flaş bölümü hiç kuşkusuz başkanlık seçimleridir. Öncesinde yapılan yerel seçimler, referandumda " Hayır" ın çıkması ile çok heyecanlı hale gelmiş bulunuyor. Burada ittifakların daha az olması -daha önce olmadı değil, özellikle CHP ile MHP arasında- parti yarışının öne çıkması, buna rağmen başkanlık seçimindeki ittifak zaruretini kesinlikle etkileyeceği için yine de ön ittifaklara zorlaması yönleriyle içinde müthiş bir heyecan barındıracak. Meclis seçimleri, parlamentonun etkinliği azalıyor gibi görünse de, ayrı bir heyecan alanı olacak. Çünkü gerek başkan seçilecek kişi için gerekse muhalefette kalacak olan açısından, Meclis hayati önem taşıyacak. Şöyle ki: Muhalefetin ağırlık taşıyacağı bir meclis, bir yolunu bulur ve "Yukardaki"ne çelme takabilir, en azından ciddi gerilimlere yol açabilir. Ama heyecanın asıl yoğunlaşacağı alan Başkanlık seçimidir.