Medya Arkası (10.01.2018)

Medya Arkası (10.01.2018)
Yazarların bugünkü gündeminde MHP lideri Bahçeli'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 2019 seçimleri ve sonrası için yaptığı destek açıklaması vardı. İşte günün öne çıkan yazar ve yazıları:

Bozkurt işareti metalci işareti / Yılmaz Özdil / Sözcü

Asrın liderimiz, Devlet Bahçeli hakkında “uçma özürlü, ırkçı, alçak, adi, namert, aile nedir bilmez, çoluk çocuk nedir bilmez, ağzından salyalar akıyor, ikiyüzlü, acınacak halde, çırak bile olamadı” diyordu.

Devlet Bahçeli de asrın liderimiz hakkında “klinik vaka, senin yaptıklarına ancak iblis teşebbüs eder, şerefsiz, ya Kandil yetiştirmesidir ya Türk düşmanıdır, bölünme anayasasına heves ediyor, başkanlık sistemi federasyon demektir, ihanet sürecidir, demokrasinin idam fermanıdır, sende şeref işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış, Beştepe hanedanı aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna battı, hırsızlık çarkını döndürebilmek için diktatörlüğünü ilan etmek istiyor, hergün fitne saçıyor, Tayyip Erdoğan demek kutuplaşmadır karanlıktır kargaşadır, aklıyla arasını açmış, sen nasıl müslümansın, nasıl insansın, buna tümden karşıyız” diyordu.

*

Sonra biliyorsunuz, çıktı “kudursalar da evet diyeceğim” dedi.

*

Ve, dün gene konuştu…

Bozkurt işaretini gösterdi, “burnu dik olursa bozkurt işaretidir, şöyle aşağıya doğru olursa heavy metalci işaretidir, bazen sokaklarda herkesin yapabileceği bu işaretleri görüyoruz, heavy metalci mi el sallıyor, başkası mıdır bilemiyoruz” dedi.

*

Alay etti yani.

Akp'ye biat etmeyen ülkücüleri, heavy metalci diye küçümsedi.

*

Acaba komik mi?

*

Metalci selamı olarak tanınan o işaretin İngilizce adı, şeytan boynuzları… Black Sabbath gibi, Rainbow gibi efsane gruplarda vokalistlik yapan İtalyan kökenli Amerikalı müzisyen Ronnie James Dio tarafından icat edildi. Rock kültürünün sembolü haline gelen bu işareti, babaannesinden öğrenmişti. Bizdeki nazar boncuğu gibi batıl inançtı, kötülüklere karşı “Tanrı seni korusun” manasındaydı.

*

Otorite karşısında eğilip bükülmeyen özgür ruhlu Ronnie'nin bu hareketi, rock müziğin muhalif kimliğine çok uygundu, dünya çapında benimsendi.

Rock müzik gençlik demekti, bağnazlığa isyandı, dünyayı değiştirmek isteyenlerin çığlığıydı.

Deep Purple, Led Zeppelin, Rolling Stones, Pink Floyd fırtına gibi eserken, Türkiye'de de “Anadolu rock” patlamıştı.

Cem Karaca, Erkin Koray, Edip Akbayram, Fikret Kızılok, Barış Manço, Ersen, Kurtalan Ekspres, Moğollar, Dadaşlar yıkıp geçiyordu.

Anadolu'nun bağrından Dadaloğlu'ndan Karacaoğlan'dan Pir Sultan Abdal'dan Yunus Emre'den Aşık Veysel'den söylüyorlardı.

Kimisi Cem Karaca gibi 200 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı, kimisi Edip Akbayram gibi cunta tarafından işsiz bırakılmış, evine ekmek götürebilmek için alyansını satmak zorunda kalmıştı.

Eğilmediler, zorbalığa, yobazlığa, mahalle baskısına teslim olmadılar, daima özgürlüğü temsil ettiler, Toroslar gibi, Tendürek gibi, Erciyes gibiydiler, o yüzden bugün hepsi yalçın kayalar gibi ayaktalar.

*

Bozkurt işareti ise, sene 1991… Sovyetler yıkılmıştı, Alparslan Türkeş Azerbaycan'a gitti, Ebulfez Elçibey'in Bakü'de Azatlık Meydanı'nda düzenlediği mitinge katıldı, 500 bin kişi bozkurt işareti yapıyordu, bu işaret ülkücüler tarafından benimsendi, Türkiye'ye taşındı.

*

Elçibey'in rol modeli Türkiye Cumhuriyeti'ydi, Mustafa Kemal'in askeriyim diyordu, demokrasi savunucusuydu, özgürlükçüydü, muhalifti, baskıcı iktidara biat etmiyordu, KGB zindanlarında süründürdüler, eğilmedi bükülmedi, korkulara teslim olmadı, maalesef Türkiye tarafından ihanete uğradı, rahmetli oldu.

*

Bozkurt işareti… Sadece Türk kimliğinin değil, despotizme direnişin sembolüydü, diktatörlüğe başkaldırının ifadesiydi.

*

Demem o ki… Bozkurt işaretiyle metalci işareti, birbirinden çok farklı zamanlarda, farklı mekanlarda, farklı dinamikler sonucunda doğdu ama… İkisinin de ortak karakteri “özgürlükçü muhalif kimlik”ti.

*

Püskevit işareti nasıl yapılıyor, orasını bilemem gari.

***

Bahçeli, sistemi iyi anlamış / Fatih Altaylı / HaberTürk

Seçimlerden önce AK Parti’ye ağzına gelen tüm hakaretleri sıralayıp seçimden sonra AK Parti’yle koalisyon kurmak mümkün olmayacaktı.

Ya da seçmenine herhangi bir partiye veya görüşe karşı olduğunu söyleyerek oy alıp, sonra o parti ve o görüşle ortak olmak tarihe karışacaktı.

Bu nedenle MHP’nin “Seçim öncesi koalisyon” açıklaması tam da bu sistemin istediği ve kurulan yapının ruhunda olan bir şey.

AK Parti sözcüleri bile referandum öncesi, “Tek başımıza yüzde 50 alamayacağımız zaman mecburen uzlaşılar arayacağız” diyorlardı hep.

Belli ki, Devlet Bahçeli ile bir uzlaşı sağladılar.

Bunda bir yanlış yok.

Siyaseten doğru mudur, değil midir bilemem.

Sonuç olarak bu tavrını seçmenine anlatıp onları ikna etmek zorunda kalacak olan kişi ben değilim, Devlet Bahçeli...

Bu işbirliği parlamento seçimine yansımaz ise o zaman ne olacağı ayrı bir soru!

***

Erdoğan’ın ilk turda MHP desteğiyle seçilme formülü / Murat Yetkin / Hürriyet

Böylece Erdoğan’ın oyun planı netleşmeye başladı. Erdoğan Kasım 2019’da yeniden cumhurbaşkanı seçilme şansını ikinci tura bırakmadan ilk turda sonuca ulaşmak istiyor ve bu amaçla MHP’den gelen teklifi denemeye karar vermiş görünüyor.

Ne de olsa Erdoğan, bugün kendisini bu noktaya getiren gelişmelerin Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı sistemini referanduma götürmek için kendisine Meclis’te verdiği destekle mümkün olduğunun farkında. Ve o sistemde gerekli olan yüzde 50 artı 1 oyun MHP desteği olmadan kolayca sağlanamayacağının. Yine unutmamalı ki, MHP desteği olmasaydı, 16 Nisan 2017 referandumunu yüzde 51 ile kazanmak da mümkün olmayabilirdi.

***

Bahçeli’nin bombaları AK Parti’de nasıl karşılandı? / MehmetAcet / Yeni şafak

ERDOĞAN BAHÇELİ ZİRVESİ BU KARARLARI DEĞİŞTİREBİLİR

Aldığım bu bilgileri sıralıyorum; ama, hesapları sil baştan gözden geçirmeyi gerektirecek iki yeni durumla karşı karşıya olduğumuzu da eklemeliyim.

Birinci yeni durum: Bahçeli’nin 2019 seçimlerinde aday çıkarmayacaklarını, kendisinin de aday olmayacağını, aday olması halinde de Erdoğan’a destek vereceklerini açıklaması.

Boş kaleye gol atması için kendisine atılan pası, Erdoğan gibi bir golcünün auta göndermesini bekleyemeyiz.

Ak Parti karar organlarında ittifak konusunda ortaya çıkan eğilimi değiştirebilecek ikinci faktör, bugün yapılacak Erdoğan-Bahçeli zirvesinde alınması muhtemel kararlar.

Bu zirveden, hiç beklemeden seçim yasasını değiştirip ittifak alternatiflerini somutlaştırma kararı da çıkabilir, yerel seçimlere ortak adaylarla gitme mutabakatı da.

Haber bültenlerine canlı bağlanan muhabirlerin sık sık dediği gibi: “Bekleyip göreceğiz.”

***

Bahçeli’nin ebcet hesabı ve MHP’nin kimsesizliği / Mehmet Ocaktan / Karar

Formülde de görüldüğü gibi Bahçeli’ye acilen bir ittifak lazım. Çünkü ufukta seçim görünmeye başladı ama MHP anketlerde görünmüyor. Tehlikeyi önceden gören Bahçeli elini çabuk tutmak niyetinde, şimdiden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kayıtsız, şartsız destekleyeceğini ilan ederek çok önemli bir siyasi hamle yapmış bulunuyor.

Bahçeli AK Parti’ye öylesine açık bir çek sunuyor ki, AK Parti ittifaka yanaşmasa bile yine de cumhurbaşkanlığında Erdoğan’ı destekleyeceğini açıkça beyan ediyor. İfadeler son derece net: “MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı yoktur. Genel başkan aday olmayacaktır. MHP ittifak olursa ittifakla, olmazsa kendi partisi olarak milletvekilliği seçimlerine girer, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Yenikapı ruhuyla hareket ederek, Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı alır. Bu kadar nettir.”

Bahçeli’nin konuşmasını dinlerken, siyasetin nasıl bir dramatik kavşakta sıkışıp kaldığını gördükçe, Türk siyaseti adına endişelenmemek mümkün değil. Bir siyasi liderin kendi partisinin kapısına nasıl kilit vurduğunu adeta bir film şeridi gibi izliyorsunuz...

Oysa siyasi partiler arasındaki yarışın temeli rekabete dayanmaktadır. Demokrasiyi güçlendiren ve zenginleştiren de esas itibariyle bu rekabettir. Aksi taktirde memleketteki bütün partilerin bir partinin çatısı altında toplanması gerekirdi ki, herhalde böyle bir durumu demokrasi içinde tarif etmek pek mümkün olmazdı.

***

İttifak sorunsalı / Candaş Tolga Işık / Posta

Bahçeli, partisinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeyeceğini ve Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıkladı.



Devlet Bey’in ittifak için iki beklentisi var: Birincisi yüzde 10 barajının indirilmesi, ikincisi ise yüzde 7’nin üzerinde oy alan partilere yapılan seçim yardımının ittifak kurulması durumunda yeniden düzenlenmesi.



İYİ Parti’nin kurulmasıyla birlikte kan kaybeden MHP için yüzde 10 barajının indirilmesi hayati öneme sahip.

Ancak yüzde 10 barajı inerse bu sefer de başta HDP olmak üzere birçok partinin daha kolay Meclis’e girmesi gündeme gelecek.

AK Parti buna “Olur” der mi? Parti yönetimi MHP’yi Meclis’e sokabilmek adına böyle bir adım atar mı?

Ankara’da konuştuğumuz parti yöneticileri bu teklife sıcak bakmıyor. Cumhurbaşkanı’nın da aynı şekilde bu hususta olumsuz olduğu biliniyor.