Medya Arkası (12.12.2017)

Medya Arkası (12.12.2017)
Yazarların bugünkü gündeminde ABD Başkanı Trump'ın Kudüs kararı ve karar üzerine toplanma çağrısı yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı vardı. Günü öne çıkan yazar ve yazıları şöyle:

Kudüs: Neden şimdi? / Fadime Özkan / Star

Peki, neden şimdi?

22 yılda 44 defa“şu an doğru zaman değil” gerekçesiyle ertelenen Kudüs Yasası ne oldu da şimdi ilan edildi? Neden üç Başkan’ın -Clinton, W. Bush ve Obama’nın- yapmaktan imtina ettiğini Trump yapmaya yelteniyor? ABD ve İsrail için doğru zaman neden şimdi?

Birkaç parametre var takip etmemiz gereken.

BİR-İslam aleminin Parçalanması:

Daha önce İsrail yayılmacılığına itiraz eden bir İslam dünyası yok bugün. Mısır darbeci Sisi yönetiminde İsrail’in emrine amade vaziyette. Suriye büyük iç savaşın ardından parçalanma riskiyle baş başa. Irak işgal edildi, terör yatağı kılındı, siyasi askeri ekonomik olarak parçalandı. Daha önce alan açılan İran şimdi budanmak isteniyor. S. Arabistan ve BAE tam İsrail ve ABD uydusu. Afganistan ve Pakistan var olan sıkıntılardan sonra bir de nakliye edilen DEAŞ’lılarla ıslah edilecek.

Neticede İslam dünyasının zayıflığı ve parçalanmışlığında doğrudan katkısı olan ABD tarihi bir fırsat olarak görüyor Kudüs kararını.

***

KUDÜS’E KUDÜS DİYECEKLER Mİ? / Mehmet Tezkan/ Milliyet

İslam dünyası yarın büyük bir sınava giriyor..

Bakalım ne yapacaklar?

Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyınca Ankara haklı tepkisini ilk gün gösterdi..

Elinden geleni yaptı..

Cumhur-başkanı İslam İşbirliği Teşkilatı’nı toplantıya çağırdı.. 57 ülke üye.. Birleşmiş Milletler’den sonraki en büyük örgütlenme..

Merak ediyorum..

***

BİR: Hangi düzeyde katılma olacak? Hangi ülke hangi seviyede temsil edilecek?

İKİ: Hangi ülkeler ABD’nin kınanması için çaba gösterecek, oy verecek?

ÜÇ: Trump’ın kınanmasının dozu ne olacak?

DÖRT: Doğu Kudüs’ün da Filistin’in başkenti olarak tanındığı ilan edilecek mi?

***

Görürsünüz, başta Suudi Arabistan, onun peşi sıra Körfez ülkeleri taş koyacak.. İstanbul toplantısından güçlü Kudüs kararı çıkmayacak..

Ankara’nın çabası yeterli olmayacak.. Arap dünyasının patronları ABD’ye tavır alamayacak.. 

Bence İslam dünyası Kudüs’e Kudüs diyemeyecek..

Dilerim yanılırım diyeceğim ama perşembenin gelişi çarşambadan belli..

***

Kudüs için birleşmenin önündeki engel: Yozlaşmış rejimler / Kemal Öztürk / Yeni Şafak

İSLAM DÜNYASI NEDEN BİRLEŞEMİYOR?

İslam dünyasının bir İsrail sorunu varsa, asıl büyük sorunu, bölünmüş ve parçalanmış oluşudur. Amerika iç savaşa rağmen ‘Birleşik Devletler’ haline geldi. Avrupa iki büyük savaşa, yüz milyondan fazla insanın ölümüne rağmen birliğini kurdu, gücünü birleştirdi.

Ancak İslam dünyası bunu bir türlü yapamıyor. Neden?

Geçtiğimiz Cuma günü İstanbul’da, Kudüs için yapılan gösterilerden birinin fotoğrafı beni çok etkiledi. İslam ülkelerinin bayraklarının neredeyse hepsi vardı o gösteride. Türkiye’de okuyan yabancı öğrenciler kendi ülke bayraklarını almış o insan selinin bir parçası olmuştu.

İslam birliği işte böyle oluşturulur. Kudüs için bir araya gelmek, birlik olmak işte böyle bir şeydir.

Müslüman halkların ne birlik olmakta, ne ümmet olmakta, ne Kudüs için fedakarlık yapmakta bir sorunu vardır.

İslam dünyanın birleşmesinin önündeki en büyük engel, yozlaşmış rejimler ve onların kifayetsiz yöneticileridir.

***

Herkes payını alıp gittiğinde / Mustafa Karaalioğlu / Karar

Rusya’nın pek becerikli başkanı Putin bir günde, birbirleriyle kanlı bıçaklı üç ülkeyi birden ziyaret ederek diplomaside sadece çıkarların geçerli olduğu dersini uygulamalı olarak dünyaya gösterdi. Sabah Şam’da Esad’la oturup Suriye’de savaş sonrasının tanzimatını konuştu. Öğlen Kahire’de Sisi ile görüşüp iki ülke arasındaki nükleer santral anlaşması için el sıkıştı. Akşam da bize uğrayıp; hem Suriye hem de bizim nükleer santral işlerini birden hal yoluna koymaya çalıştı.

Bu arada… Bizimle görüşmeden önce mutlaka bir Esad turu yapmayı da alışkanlık haline getirdi ama kim yadırgayabilir? Dünya siyaseti gücü olanlar ve işini yürütmesini bilenler için böyle… Varsın İslam dünyası Kudüs meselesiyle saç baş yoluyor olsun, kime ne? Hazır, bu dünya ile ABD arasındaki mesafe bir adım daha açılmışken fırsat da bu fırsat zaten…

***

Sen bittin Kılıçdaroğlu! / Ahmet Hakan / Hürriyet

“SEN bittin Kılıçdaroğlu” dedi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

Yani alenen ve resmen tehdit dilini kullandı.

*

- Tarım Bakanı tehdit etse...

- Gümrük Bakanı tehdit etse...

- Orman Bakanı tehdit etse...

- Sosyal Politikalar Bakanı tehdit etse...

- Dışişleri Bakanı tehdit etse...

- Hatta ve hatta Başbakan tehdit etse...

Tabii ki mesele olur ama bir İçişleri Bakanı’nın tehdidi çok daha büyük mesele olur.

*

“Tehdit tehdittir, ne fark eder kardeşim” diyebilirsiniz.

Doğrudur.

Son tahlilde tabii ki tehdit tehdittir.

Ama bazı tehditler vardır ki...

Onların üzerinde biraz daha fazla durulur.

*

“Bir ülkede tehdit dilinden uzak durması gereken en birinci 
kişi kimdir?” diye sorsalar...

Verilecek cevap şudur:

“İçişleri Bakanı.”

Neden?

Çünkü İçişleri Bakanı...

- Polis ve jandarmaya emir verir.

- İstihbaratı yönlendirir.

- Güvenlik güçlerini sevk ve idare eder.

*

Herkes öfkesine hâkim olacak. Herkes tehdit dilinden uzak duracak. Herkes ne dediğine dikkat edecek. Ama en fazla da...

İçişleri Bakanı öfkesine hâkim olacak, İçişleri Bakanı tehdit dilinden uzak duracak, İçişleri Bakanı ne dediğine dikkat edecek.

*

İçişleri Bakanı koltuğunda oturmanın işte böyle fazladan bir mükellefiyeti söz konusu maalesef.