Medya Arkası (16.11.2017)

Medya Arkası (16.11.2017)
Yazarların gündeminde 2019 seçimlerine yönelik tahminler yer alırken AKP’nin Atatürk açılımı tartışmaları da devam etti. Peki, hangi yazar ne yazdı? İşte, önde çıkan yazar ve yazılar:

İttifak ve ötesi / Güneri Civaoğlu / Milliyet

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “2019 seçimlerinde AK Parti ittifakı” söylemi gündemin ilk sıralarında.
Aslında “gri” bir söylem bu.
“Pratiği” belirsiz.
AK Parti ile “dayanışma...” 
AK Parti’ye “destek...”
AK Parti listelerinde yer alarak “ittifak...” 
Hepsine çekilebilir.
............................
Ama...
Bahçeli’nin “ittifak” kelimesini kullanmasına bir artı “anlam” yüklemek de mümkün.
Çünkü...
AK Parti’nin Seçim Kanunu’nda değişiklik çalışmasında “siyasi partilerin seçim ittifakı olduğu” açıklandı.
Ayrıntıları bilinmiyorsa da sadece bu açıklama bile Bahçeli’nin “AK Parti ile ittifak” söylemini “ucu açık” hale getirmekte.

.............................
Bahçeli’nin “seçim barajı artık yüzde 50 +1” söylemi de bir “mesaj” diye yorumlanabilir.
AK Parti’ye bir “mesaj...”
Yani...
AK Parti’nin Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50’nin üzerinde oy alması çantada keklik değil.
Özellikle de “birinci turda...” 
Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci ya da -kötü ihtimalle- ikinci turda yeniden cumhurbaşkanı seçilmek şansını MHP’nin oy desteği daha da artırabilir.
Her ne kadar Meral Akşener’in “İyi Parti’si” MHP’nin oy tabanından azımsanmayacak erozyon yapacak gibi görünüyorsa da kalacak bölüm bile çok önemli.
Buna karşılık da MHP’nin bir çeşit seçim “ittifakıyla” 2019 seçimlerinde Meclis’e gelmesi güvenceye alınmalı...
Seçim Kanunu’nda yapılacak değişikliğe göre bu güvence formüle edilir.

.............................
Böyle bir “seçim ittifakı” için MHP lideri Bahçeli’nin elbette kamuoyuna “gerekçe” göstermesi gerekiyordu.
Bunu da yaptı.
“2019’a CHP’nin HDP’yle dayanışma halinde gitmesi durumunda” koşulunu öne sürerek AK parti ile “ittifaktan” söz etti. 
CHP’yi, MHP tabanının kategorik karşı durduğu HDP ile omuz omuza gösteren bir algı ortaya koydu.
Bu denli “sakıncalı(!!)” bir iş birliğine karşı MHP’nin AK Parti ile zorunlu “ittifakı”nın olacağı işaretini verdi.
Oysa...
Ortada bir “CHP-HDP ittifakı/dayanışması” yok.
Ayrıca...
AK Parti’ye karşı blokta MHP’nin içinden kopan ve tabanında MHP oyları da olan Akşener ve arkadaşlarının “İyi Parti’si” de var.
Kaldı ki buna AK Parti’nin genlerini taşıdığı Erbakan’ın kapatılmış partisinin yerine kurulan “Saadet Partisi’ni” de eklemek -belki- mümkün.

***

Değişimin sancıları ve AK Parti-1 / İlhami Işık / Star

Bugünlerde bir ideolojik özne olarak AK Parti’nin Atatürk ile kurmaya çalıştığı aidiyet ilişkisi, doğrusu çok tuhaf bir kültürel atmosfer üretmiş durumda.

Değişim ihtiyacını anlamak elbette pek mümkün ama bu değişimin dinamiklerini Atatürk ve Atatürkçülükte aramak pek hayra alamet değil. İç siyaset dengelerinden doğan zorunlu ve zaruri bir ihtiyaç olarak, 'yeni Atatürk söylemine' naifçe yaklaşıp bunu makul kabul etmek benim açımdan mümkün olabilirdi; Ancak bu söylem dış politikanın sıkı sıkıya 'devletlerin toprak bütünlüğü' ilkesine bağlanması ve adeta sırf bu argümana indirgenmesi beni ziyadesiyle rahatsız ediyor. 

***

Herkesin aklında 2019 var / Mehmet Acet / Star

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Salı günkü grup konuşmasında Ak Parti ile ittifak mesajı verince Ankara’da 2019 senaryoları yeniden gündeme oturdu.

Şayet, iki parti arasında 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan ittifak iklimi bozulmazsa.

Bahçeli, Salı günkü konuşmasında bu yakınlaşmaya dönük sağlı-sollu kroşelere direnç göstereceğini, bundan kolay vazgeçmeyeceğini ortaya koymuş oldu.

Önce, Bahçeli’nin şu açıklamasını araya girmeden bir hatırlatmış olalım:

“Şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme kesinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan’ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse, MHP buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır. Partimiz, 7 Ağustos Yenikapı ruhu ve 16 Nisan Halkoylaması şuurunun gereği olarak AK Parti ile Cumhurbaşkanı Hükümet etme sistemini 2019’da tam manasında tesis etmek maksadıyla, sonuna kadar birlikte ve yan yana mücadelesini sürdürecektir.”

Bahçeli, aynı konuşmada seçim barajının yüzde 10’dan aşağı çekilmesi yönündeki ilk çağrısını da geniş bir çerçevede açıklamıştı.

Yeni sisteme atıf yaparak, “Yönetimde istikrar ilkesi sağlanacağına göre temsilde adaletin temin edilmesine yönelik engel teşkil ettiği açık olan yüzde 10 seçim barajı tıkanmaya yol açmayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır” sözleriyle.

***

“Atatürk” ve “Arap Düşmanlığı”!.. / Serdar Arseven / Milat

Mustafa Kemal Paşa’nın vefat yıldönümü dolayısıyla paylaşılan kimi mesajlarda, “Arap Düşmanlığı”nın öne çıktığını gördük.

Resmen “ırkçılık”yapıyorlar,“Atatürkçülük” maskesiyle.

Esefle kınıyor ve her vakit olduğu gibi, “Mustafa Kemal Paşa yaşasaydı, bunları sopayla kovalardı!” diyorum.

***

CHP’nin Atatürk öfkesi dinmek bilmiyor / Fahrettin Altun / Sabah

CHP'nin travması bir türlü bitmek tükenmek bilmiyor. Travma onun ama çilesi bütün memleketin. Çek çek bitmiyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 Kasım konuşması CHP'nin derdini kederini artırdı. Cumhurbaşkanı o gün "milletin gönlündeki Atatürk"e vurgu yaptı, onun Türkiye'ye yaptığı kurucu katkıdan bahsetti. Erdoğan aynı zamanda CHP'nin elinde dogmatik bir ideoloji haline dönen Atatürkçülüğü de eleştirdi. Atatürk'ü "CHP'nin tekelinden kurtarmak"tan söz etti.

CHP'liler önce "Atatürk'ün kıymetini anladınız, doğru yola geldiniz" diye bir tepki verdiler. Sonra hızlarını alamadılar ve Erdoğan'ı, AK Parti'yi "samimi olmamak"la itham ettiler. AK Parti'nin 2019 seçimlerine hazırlandığını, göz boyamak için Atatürk'e referansta bulunduğunu söylediler. 

***

Atatürk sevgisini vıcıklaştırdılar / Can Ataklı / Sözcü

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Atatürk sevgisini vıcıklaştırdılar

İlk günlerde canım sıkılmakla birlikte “Bir yerde iyi oluyor, bugüne kadar ettikleri lafları yalayıp yutuyorlar, ayrıca Atatürk'ün ortak değer olması da zaten hep hayalimizdi” diye düşünüyordum. Ancak işin tadı kaçıyor. İlk başlarda biraz da şaşkınlıktan olsa gerek bazı yandaşlarda birden ortaya çıkan “Atatürk hayranlığı” giderek vıcıklık haline geliyor.

Baksanıza adamın biri geçen yıl saçma sapan Atatürk mesajları atarken bu yıl canlı yayında İzmir Marşı'nı söylüyor. Bir başkası “En güzel Atatürk yazısını kendisinin yazdığını” iftiharla anlatıyor. Biri başka bir yandaşın Atatürk sevgisini göstermekte yaya kaldığını alay ederek yazıyor. Kimi “Babam gibi severim” derken biri de “Atatürk'e dinsiz diyen Müslüman değildir” diye konuşabiliyor geçen yıl söylediklerini unutarak.

Artık bunları izlerken gerçekten kafam çok bozuluyor. Çünkü güya “fedailiğini” yaptıkları genel başkanlarına yaranma yarışı içinde sahte bir Atatürk sevgisi dile getiriyorlar ama alttan altta Atatürk düşmanlığının ve karşı devrimciliğinin feriştahını yapıyorlar.

***

AK Parti, MHP ile seçime ortak girecek mi? / Abdulkadir Selvi / Hürriyet

Henüz atılmış bir adım yok ama seçim ittifakına ilişkin değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Milletvekili seçimine ortak liste ile girilir, yerel seçimlerde MHP, İstanbul ve Ankara’da bizi destekler, biz de Adana, Manisa ve Balıkesir’de MHP’yi destekleriz şeklinde modeller konuşuluyor. Ama bunun için henüz erken. 

Seçim ittifakının en çok ihtiyaç duyulduğu yer Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. İlk turda yüzde 50 artı 1 aranması, siyasetin kimyasını bozdu. Büyük partileri küçük partilere mahkûm etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk turda yüzde 50 artı 1 şartının getirilmesinden dolayı rahatsız olduğu söyleniyordu. 

Hatta, “Nereden çıktı bu yüzde 50 artı 1? İlk turda en fazla oyu alan seçilseydi...” dediği söyleniyor. İki parti işbirliği yapsa MHP’nin talebi olan baraj düşürülse, bunun karşılığı olarak ilk turdaki yüzde 50 artı 1 şartı kaldırılsa ittifak arayışlarına ihtiyaç kalmayacak. Yüzde 50’nin yanındaki artı 1 var ya, o artı bir şirketlerdeki altın hisseye dönüştü.

***

MHP’yle ittifak şaşırtmadı / Aslı Aydıntaşbaş / Cumhuriyet

Devlet Bahçeli’nin salı günkü grup konuşmasında yaptığı çıkış, beni şaşırtmadı.

Günün birinde iktidar partisi ve MHP arasında bir seçim ittifakı olacağı, belliydi. Sürpriz olan, sadece bu ittifakın bu kadar erken açıklanması. İki parti, neredeyse bir buçuk yıldır siyaseten aynı kulvarda, dirsek teması içinde, aynı ideolojide büyük bir sevgi yumağı olarak siyaset yapıyor.

Referandumda sınanan bu ortaklığın 2019 seçimlerine “ortak liste” olarak yansımaması mümkün değildi. 
Diyorlar ki, her iki partinin de sayısal anlamda bu evliliğe ihtiyacı var. Doğru olabilir. Ancak ben hiçbir zaman Devlet Bahçeli’nin oy derdinde olduğunu düşünmedim. 

***

Kemal’in mikrofonu / Ahmet Kekeç / Star

Fakat aynı Bahçeli’nin, “Bizim baraj korkumuz yok. Baraj artık yüzde 50 artı 1’dir”sözlerini de, Erdoğan’a yönelik tehdit olarak yorumluyor.

Bahçeli böyle diyerek, AK Parti’yi ittifaka zorluyormuş.

Burada kimi küçültmeye çalışıyor ya da hangi çevreleri kışkırtıyor?

Bahçeli’yi mi küçültüyor? Yani (kendi ifadeleriyle) “baraj korkusu yaşayan” Bahçeli’yi, küçük pazarlıklara tamah eden şımarık bir ortak gibi mi göstermeye çalışıyor? Yoksa Bahçeli-AK Parti zımni ittifakından rahatsız olan AK Parti içindeki “sinsileri” mi kışkırtıyor?

İkisini de yapıyor...

***

Hem Mustafa Sabrici, hem Mustafa Kemalci olamazsınız! / Ahmet Hakan / Hürriyet

KİMDİR Mustafa Sabri?

İstiklal Savaşı’na inanmamış...
İngiliz mandasına gönül kaydırmış...
Mustafa Kemal için ölüm fetvası vermiş...
Milli Mücadele yerine uluslararası güçlere sırtını dayamayı tercih etmiş...
Milli Mücadele başarılı olmasın diye yırtınmış...
Bir adamdır.

Yani Mustafa Kemal’in tam zıddı bir adamdır.

“Dış güçlerden medet uman din adamı” olması bakımından...

Dönemin bir nevi Fetullah Gülen’idir.

Bugün nasıl “Fetullah Gülen Anadolu İmam Hatip Lisesi” tabelasını herhangi bir okula asmıyorsan ve asamıyorsan...

“Mustafa Sabri Anadolu İmam Hatip Lisesi” tabelasını da asmaman lazım.

Ayrıca...

Bir karar vermen de gerekiyor:

Mustafa Sabrici misin? 
Mustafa Kemalci misin?

Unutma ki:

İzmir’in dağlarında sadece Mustafa Kemal çiçeği açar, Mustafa Sabri dikeni bile bitmez.

Bu nedenle...

İkisinden birini tercih etmek zorundasın.