Medya Arkası (20.05.2017)

Medya Arkası (20.05.2017)
Köşe yazarlarının gündeminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD ziyareti yer alıyordu. İşte günün öne çıkan yazılar:

Erdoğan AK Parti'den başlıyor: Tasfiye kapıda / Murat Yetkin / Hürriyet

Erdoğan artık partide, Meclis’te, hükümette ve cumhurbaşkanlığında gözünü siyasete kendisiyle açmış, kendisinden önc e başka hiçbir siyasiye lider dememiş, yapmak istediği değişimleri fazla sorgulamadan şevkle uygulayacak yeni bir siyasetçi kuşağıyla çalışmak istiyor; işin aslı bu.

Bu adımları atmaya 21 Mayıs AK Parti genel kurulunda başlayacak.

Bu genel kurulda ortaya çıkacak parti yönetiminde ağırlığın, yukarıda saydığımız “siyasete gözünü AK Parti’de, Erdoğan ile açan” kişilerde olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu kişiler arasında halen aşina olduğumuz bazı bakanlar, parti yöneticileri hala olabilir. Ama onların da AK Parti ve Erdoğan öncesi bir siyasi geçmişi olmadığını göreceğiz. Belki son birkaç yıldır yaşanan çalkantılarda Erdoğan’a liyakatini kanıtlamış, tecrübelerini yeni kuşağa aktarıp geçiş sürecini yönetecek birkaç isim yine olacaktır.

 

Muhalefet partilerin parlamenter demokrasiyi savunma görevi / Hakkı Keskin / Aydınlık

MHP'de Sayın Meral Akşener, Sinan Oğan. Ümit Özdağ ve Koray Aydın önderliğinde yürütülen başarılı muhalefet hareketi, hükümet destekli MHP Parti yönetimi tarafından engellenmeye çalışılıyor. Görünen o ki, Bahçeli yönetimi partide tabanındaki desteğini büyük ölçüde yitirmiş bulunuyor. MHP'li seçmenlerin referandumda verdikleri oy durumu da bunu gösteriyor. MHP Parti muhalefeti günümüze değin doğru bir strateji izleyerek, milliyetçi seçmenlerin yaraşıra. AKP ye kaymış olan eski ANAP ve Demokrat Partili merkez sağ seçmen oylarını da kazanmaya çalışıyor. Bu hareket başarılı olursa, AKP oylarından yüzde 8-10 düzeyinde bir oy potansiyelin koparak bu yeni siyasi oluşuma katılabileceği umudu, hayalci olarak görülmemelidir. Erdoğan'ın ve AKP'nin politikalarına artık karşı olan bu orandaki bir seçmen kesiminin, iyi kadrolu bir merkez sağ partide yer alabilmesi, kanımca mümkündür. CHP'de daha etkin bir Genel Başkanın ve kadronun yönetime gelmesiyle, oy potansiyelini yüzde 30'lara doğru yükseltmesi, günümüz koşullarında pekala olasıdır. Böylece CHP ve Yeni Merkez Sağ hareketinin (bu MHP muhalefetinin yönetimine gelmesi veya yeni bir siyasi oluşum olarak ortaya çıkmasıyla da olabilir!) Büyük Millet Meclisinde çoğunluğu sağlayabilmesi neden olmasın?

Erdoğan ve Trump: anlaşamadıklarında anlaştılar / Nihal B. Karaca / Habertürk

Bundan sonra ne olacak?

ABD, IŞİD'le mücadele için PYD-YPG'yle partnerlik ilişkisini artıracak. Rusya, Esad'ı korumak ve örgütü ABD'ye kaptırmamak için PYD'nin yanında duracak. Türkiye ise sınırlarını ve milli çıkarlarını korumak için uluslararası alanda esnek bırakılmış noktaları kullanarak gücüyle orantılı müdahalelerde bulunacak.

Malum, Türkiye ve ABD; PYD ve PKK hakkında farklı tehdit tanımları yapıyor. Biz, PYD ve PKK arasında fark olmadığını biliyoruz. Ama ABD, IŞİD'le mücadele stratejisinden mütevellit verileri çarpıtarak, PKK'nın terörist olduğunu ancak PYD ile ilişkili olmadığını ileri sürüyor.

ABD'nin yaptığı tanım ve PYD-YPG'ye verdiği desteğin netleşmesi, Türkiye'nin terörle mücadele stratejisinin kapsamını etkiler mi?

Bu doğrultuda ileri sürülen bazı tezlere, çözüm süreci benzeri yeni girişimler olacağı tezine pek ihtimal vermiyorum.

MHP ile yapılmış uzun soluklu ittifak, yakın zamanda bitecek gibi görünmeyen OHAL konsepti, mücadeleden müzakereye geçmek için uygun bir zemin gibi görünmüyor. Kaldı ki, PYD-YPG hem ABD hem de Rusya tarafından kollanırken, Türkiye sınır ötesine ancak sınırlı operasyonlar düzenlemek zorunda kalacak, buna mukabil ağırlığını içeride temerküz ettirmek isteyecektir.

AK Parti’de yeni dönemin şifreleri / Fadime Özkan / Star

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Ocak 2017 resmi kayıtlarına göre AK Parti 9 milyon 499 bin, CHP 1 milyon 206 bin, MHP 440 bin, HDP 30 bin 295 kayıtlı üyeye sahip. Türkiye nüfusuna oranlandığında her sekiz kişiden biri AK Parti'ye üye. Dolayısıyla ülkenin hem en büyük, en popüler partisi, hem en büyük sivil toplum kuruluşu AK Parti. Oradan başlayacak bir değişim ve yeniden yapılanma tüm Türkiye'yi motive edecek, atılıma geçirecek demektir. Hayırlara vesile olsun inşallah.

Ve FETÖ'cülük Sözcü'ye kalır / Ahmet Hakan / Hürriyet

FETÖ’ye para yağdıran işadamı kendini kurtarır...

FETÖ’ye kitap dolusu destanlar yazan kendini kurtarır...

FETÖ’nün Pensilvanya’sına dadanan kendini kurtarır...

FETÖ’ye “Hocam, elini ayağını öpeyim” diyen kendini kurtarır...

FETÖ’ye gittiğinde başını örten vekil kendini kurtarır...

FETÖ’yü adliyeye, emniyete, orduya dolduran kendini kurtarır.

FETÖ’yle kader birliği yapan kendini kurtarır.

Kısacası...

Annemin “Herkes kendini kurtarır, olan sana olur” sözü bir kez daha gerçek çıkar:

Herkes kendini kurtarır.

FETÖ’cülük Sözcü’ye kalır.

O gün AB ‘Evet’ deseydi / Fatih Altaylı / Habertürk

Bugünlerde yurtdışında Türk olmak, hele hele Türk gazeteci olmak insana mutluluk vermiyor.

Oysa çok değil 10 yıl öncesinde Avrupa’da çok keyifle dolaşıyorduk.

Türkiye parlayan yıldızdı.

Meslektaşlarımızın bile gıptayla baktığı bir ülkeydi.

Sokaktaki sıradan Avrupalı, Türkiye’nin AB’ye üye olduğunu zannediyordu.

Şimdi ise Türk olduğumuzu öğrenen, acıyan gözlerle bakıyor, gazeteci olduğumuzu anlayan ve biraz da entelektüel düzeyi olan ise başlıyor Türkiye aleyhine sallamaya.

Bazen bu eleştiriler öylesine ağırlaşıyor ki, bir Türk vatandaşı olarak dayanmakta zorlanıyorsunuz.

Trump azledilir mi? / İbrahim Kiras / Karar

Problemin kaynağında Trump’ın sıradışı siyasi kişiliği var. Bu sıradışılık iki boyutlu. İlk boyutu şu: ABD Başkanlarının hemen hepsi Beyaz Saray’a gelmeden önce ya vali ya da senatör olarak görev yapmış oldukları için devlet mekanizmasının işleyişini ve dolayısıyla yetkilerinin sınırlarını biliyorlardı. Trump daha önce ne valilik ne de senatörlük yaptı. Bu yüzden kendi yetki sınırlarını belirlemede problem yaşadığı düşünülüyor.

Trump’ın sıradışılığının ikinci boyutunu ise kendisini Beyaz Saray’a taşıyan toplumsal rüzgârın farklılığı oluşturuyor.

Amerikan toplumunda son yıllarda kurulu düzene ve halka yabancılaşmış görünen elit zümreye karşı oluşan tepki Trump’ı bulunduğu yere taşıdı. Veya Trump o toplumsal dalganın üzerinde sörf yaparak şimdi bulunduğu yere ulaştı. Tabiri caizse “orta sınıfın laneti” Trump aracılığıyla statükonun yüzüne çarptı.

FETÖ çuvalı çok fazla şişti / Oktay Gönensin / Vatan

Bütün bu icraatlarla FETÖ meselesi ve askeri darbe girişiminin aydınlanması, siyasi ayakların ortaya çıkması aşırı zorlaşmıştır.

Ama ülkenin yarısının, hatta yarısından fazlasının “ya bana da FETÖ’cü derlerse” diye korkması sağlanmıştır.

Yarısından fazlası, çünkü FETÖ bu kadar büyük çuval haline gelince içine Ak Partililer için de bayağı yer açılmış olmaktadır.

Bütün bu operasyonları FETÖ’cüler yönetiyor olsa ancak bu kadar olurdu.

FETÖ bu kadar büyük bir güç haline ancak böyle getirilirdi.

Bu kararları gerçekte kim veriyor, bu icraatları gerçekte kim yapıyor?

Ülkenin yarısını FETÖ çuvalına atmakla ne amaçlanıyor?

Bu soruları Ak Parti hükümeti kendine sorsun ve manzaraya gözünü kapatmadı.