Medya Arkası (22.11.2017)

Medya Arkası (22.11.2017)
Yazarların gündeminde ekonomik dalgalanma ve dolardaki rekor artışın yanı sıra, Reza Zarrab davası da vardı. İşte, günün öne çıkan yazar ve yazıları:

Zarrab’ın paralarına niye el konulmadı? / Batuhan Yaşar / Türkiye

TANIK KORUMA PROGRAMI BAŞLADI MI?

ABD hukuk sistemindeki örneklere bakıldığında Rıza Zarrab’ın itirafçı olarak tanık koruma programına alındığına kesin denebilir..

ABD yargı sisteminde bu kişilere “işbirlikçi” de deniliyor..

Zarrab’ın hâlen başka bir yerde tutulduğu ve ifadesini yenilediği belirtiliyor..

ZARRAB’IN YURT DIŞINDAKİ PARALARINA EL KONULMADI

Ayrıca Rıza Zarrab’ın yurt dışındaki paralarına el konulmaması da dikkat çekici..

Sadece bu bile itirafçı olduğu iddialarını güçlendiriyor..

Yaşananları bilmiyoruz.. Niye ABD’ye gitti.. Nasıl bir pazarlık yapıldı.. Ölümü gösterip sıtmaya razı mı edildi?

Hepsi ortaya çıkacak.. 4 Aralık’ta genel fotoğrafı görebileceğiz..

***

Ülke saldırı altında ama bir de eksiklerimiz var / KemalÖztürk / Yeni Şafak

Ekonomik savaş:

Silahsız savaşın en etkili yolu ekonomiden geçer.

Devletlerin birbiriyle ekonomi alanındaki savaşı, çok eski bir yöntemdir.

ABD, Rıza Zarrab üzerinden bize ağır bir ekonomik darbe vurmaya hazırlanıyor. Türk bankalarına verilecek ceza ve yasaklamalar, ekonomiye büyük zarar verebilir. Doların yükselmesinden gidişatın tehlikesi belli. 

Sadece ABD değil, Avrupa da örtülü ambargolarla Türkiye ekonomisini sarsıyor.

Türkiye bu ekonomik kıskaca karşı güçlü bir plan hazırladı mı? Yeni pazarlar, yeni açılımlar, üretim-tüketim, ithalat-ihracat dengesi… tümünü içine alan stratejilerden bahsediyorum.

Ekonominin yapısal sorunları varken, sadece faiz lobisine, uluslararası güçlere suçu atarak sorunu çözeceğimiz kanaatinde değilim. Ekonomi yönetimindeki çok başlılık ve farklı politika gütme çabası sanırım en önemi sorunlardan.

***

Dolar ve faiz daha ne kadar artabilir? / Güngör Uras / Milliyet

Dolar dün akşam 3.97 TL idi. Faiz yüzde 14.12’ye yükselmişti.

Son günlerde dolar ve faizdeki artış normal boyutun üzerine çıktı. Dolarda ve faizde normalin üzerinde bir hareket var. Basit anlatımıyla, bir “panik havası” ortaya çıktı.

Dolar ve faizde olağan hareketi yöneltmek başkadır, panik havasında ateşi söndürmek başkadır.

Olağan döviz ve faiz hareketinin arkasında (1) Enflasyon var. (2) Dış ticaret açığının artması sonucu cari açığın büyümesi var. (3) Türkiye’nin kredi notunun dalgalanması var.

Olağan dışı ortamda “panik havasında”, önemli olan insanların önlerini görememeleri nedeniyle dolara talebin artması var.

Şu günlerde arayışımız:

Doları çıktığı yerden aşağı indirmek değil.

Doların panik havasında hızla yükselmesini önlemek.

Yılın son günlerinde dolardaki anormal artışın fiyat-ücret sarmalına yol açmasını engellemek.

Normal olmayan dönemlerde, normal olmayan tedbirlere gerek duyulur. Nedir bu normal olmayan tedbirler?

Örneğin, Hazine 6 ay vadeli %20 net faizli tahvil ihraç ederek, dolara gidecek Türk liralarını piyasadan çeker.

Örneğin, Merkez Bankası (faiz ucuzlamalı mı, artmalı mı tartışmalarını unutarak) faizi 5 puan artırır. Türk Lirası’nı pahalı hale getirir. Dolara yönelmesini sınırlar.

Türkiye’de 2003-2012 yılları arasında “Yüksek faiz-Düşük kur” uygulaması hâkimdi. Düşük dolar fiyatına alışmıştık.

2012’den sonra “Düşük faiz-Yüksek kur” politikasına geçilince, dolar fiyatı (geçmişin öcünü alarak) tırmanışa geçti.

Bizde dolar fiyatındaki tırmanışın nedenleri var:

1) Dış ticaret açığımız büyük. Genelde ihracat artışına bakarak düğün bayram ediyoruz. Halbuki ithalat ihracattan daha hızlı artıyor. Çünkü tarımda, sanayide her üründe ithalat girdi payı yüksek.

Üretim ve ihracat artınca, ithalat artıyor. Geçen yıl ilk 9 ayda dış ticaret açığı 42 milyar dolardı. Bu yıl 54 milyar dolar oldu.

2) Dış ticaret açığı artınca, cari açığımız artıyor. Geçen yılın ilk 9 ayında cari açık 24 milyar dolardı. Bu yıl 31 milyar dolar oldu. Cari açığın finansmanı için dışarıdan döviz girişi olması gerekiyor. Cari açığın finansmanını sıcak parayla sağlar hale geldik. Sıcak para yüksek faize geliyor. Bu nedenle, hükümet istemese de faiz yükseliyor.

3) Enflasyon yüksek. Enflasyon, hem faizin hem de dolar fiyatının artmasına neden oluyor. Normal dönemlerde dolar fiyatındaki artışlar enflasyonun döviz fiyatındaki düzeltmesi.

4) Türkiye’nin kredi notu düşük. Son günlerde dışarıdaki ve içerdeki politik ve siyasi gelişmeler ülkeye dolar girişini engelliyor, ülkeye giren doların maliyetini yükseltiyor.

“Geçici, normal olmayan bir dönem” yaşıyoruz. Önemli olan, bu geçici normal olmayan dönemde “panik havası”nı yok edecek tedbirlerle dolardaki normal olmayan tırmanışı önlemek.

Dolar fiyatının normal artışı başkadır, normal olmayan tırmanışı başkadır. Normal olmayan tırmanış, kısa sürede hasara yol açıyor. Sonunda doların olmaması gereken fiyata oturmasına neden oluyor.

Tekrarda yarar var: Şu günlerde dolar fiyatındaki “normal olmayan yükseliş (panik havası)”, normal olmayan tedbirlerle önlenebilir. Ve de önlenmelidir.

***

Bakan Zeybekci: Cumhurbaşkanımızın faiz-enflasyon tezi bilimsel / Elif Çakır Elif Çakır / Karar

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın bakanlar kurulu sonrasında adeta “panik yok, hükümette biz varız” anlamına gelen “AK Parti hükümetleri yüksek faiz ve yüksek enflasyon ile mücadelede başarılı olmuş hükümetlerdir” açıklamasının üzerinden daha 24 saat geçmeden, ekonomistlerin değerlendirmelerine göre dolar kuru dün resmen tüm zamanların rekorunu kırarak 3.97’i gördü.

Merkez Bankası’nın yaptığı müdahale ile şimdilik 3.95 seviyelerine gerilemiş durumda.

Ancak öyle görünüyor ki döviz önümüzdeki günlerde ‘tüm zamanların rekorlarını’ kıra kıra yükselişe devam edecek.

***

MEMLEKETİN HALİ DOLARIN DURUMU / Mehmet Tezkan / Milliyet

Herkes ekranlara yapışmış, herkesin gözü dolarda..

Yatırım uzmanları haber kanallarının kralı oldu.. Saat başı, neredeyse yarım saatte bir canlı yayına çıkıp yorum yapıyorlar..

Son durum şu..

Dolar rekor kırıyor; 4 lirayı buldu bulacak..

Euro rekor kırıyor; 4.6’yı geçti, 5’e koşuyor..

Çeyrek altın zaten uçmuş..

Tahvil faizi 14.30’u buldu..

2000’li yılların krizli günleri gibiyiz.. Herkes doları izliyor, herkes doların koşusunu merak ediyor..

Bizim millet için ekonomi demek, dolar demek..

Memleketin hali demek, doların durumu demek..

Haksız da değiller..

Dolar 11 Eylül’de 3.38’miş, şimdi 3.97..

Adam orta ölçekli işadamı, diyelim ki 100 bin dolar borcu var.. Borcu 72 günde 59 bin lira artmış..

Böyle ekonomide iş yapılır mı?

***

Zarrab üzerine aykırı sorular / Murat Yetkin / Hürriyet

Ankara artık 27 Kasım’a kilitlenmişken mahkeme Reza Zarrab duruşmasını 4 Aralık tarihine erteledi. Gerekçe, jürinin oluşturulamamış olması, çok sık rastlanan bir durum değil, zaten dava da olağan bir hukuk davası olmanın epeydir ötesine geçti.

Erteleme kararı Amerikan dolarının Türk lirası karşısında Merkez Bankasının bütün çabasına karşın biraz daha değer kaybetmesine neden oldu. Bunda kimilerine göre döviz vurguncularının da parmağı vardı ama bizim üzerinde duracağımız işin daha çok siyasi yanı ve ekonomiyi de etkileyecek muhtemel sonuçları.

***

Yeni istifalar mı geliyor? / Süleyman Özışık / İnternet Haber

YENİ İSTİFALAR OLACAK MI?

Altı belediye başkanının istifa usulüyle görevden alınmasından sonra herkes, yeni bir dalganın gelip gelmeyeceğini merak ediyor. 

Bazı kesimler operasyonun tamamlandığını söylese de aldığım bilgiler yeni bir dalganın geleceği yönünde...

Şöyle ki...

Bazı güvenilir araştırma şirketleri, son iki haftadır Türkiye'nin dört bir yanında halkın nabzını tutuyor. İstanbul'un 17 ayrı ilçesinin de dahil edildiği araştırmalarda halkın belediye başkanları hakkındaki fikri soruluyor. 

Bu sonuçlar yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önüne konulacak. Erdoğan'ın memnuniyet oranlarına göre neşteri yeniden eline alacağı yönünde güçlü işaretler var. 

Ama yöntem aynı mı olur, yoksa başka bir yol mu izlenir onu bilemiyorum.