Medya Arkası (31.12.2017)

İttifak yasağı / Mehmet Tezkan / Milliyet

Yasal altyapısı hazırlandı.. Milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkarıldı..

Rejim değişikliği konusunda anlaşma sağlandı.. Referandumda sahaya çıkıldı..

Önümüzde büyük final var..

Soru şu..

AKP-MHP ittifakı büyük finalde de sürecek mi?

Sürecekse, ittifakın çerçevesi nasıl olacak?

---

MHP hazır.. İttifakın adını bile koydu.. Devlet Bahçeli arzu ettiği ittifak formülünü açıkladı..

Formül özetle şöyle; isteyen AKP’ye, isteyen MHP’ye oy verecek ama iki partiye verilen oylar tek partiye verilmiş gibi sayılacak..

Çıkardıkları milletvekillerini aralarında bölüşecekler..

---

Bahçeli bu öneriyi getirince konuşulmaya, tartışılmaya başladı..

Siyaset kulisleri de tartıştı, haber kanallarının açık oturumları da.. Kimi şöyle olsun, kimi böyle olsun dedi..

İktidar sözcüleri de iktidara yakın isimler de fikir beyan etti..

Ama fikir beyan edenler temkinliydi.. Kimse şöyle olursa yanlış olur, böyle olursa haksızlık olur gibi bir kelam etmedi..

Kimse ofsayta düşmek istemedi..

Ama AKP Genel Başkanı bunu bile zararlı buldu..

Partisine..

Size ne diye seslendi..

Siz niye konuşuyorsunuz diye kızdı..

Bu sürece limon sıkmayın diye uyardı..

---

İttifak meselesini gündeme getiren.. Kamuoyu önünde tartışmaya açan MHP de Erdoğan’ın bu çıkışına destek verdi..

‘Bu iş koro ile olmaz solo ile olur. Liderler karar verir’ diyerek noktayı koydu..

Sonuç;

AKP’lilere de MHP’lilere de ittifak konusunda konuşma yasağı geldi..

---

Bu mesele haber kanallarında gündeme gelirse ne olacak merak ediyorum..

Açık oturumda iktidar partisinin vekili varsa konuşacak mı konuşmayacak mı?

Tartışma programında AKP yanlısı yazar/çizer varsa fikrini söyleyecek mi söylemeyecek mi?

Yasağa uyacak mı, uymayacak mı?

Yasağı delecekler mi, pardon deyip sessiz mi kalacaklar..

Konuşurlarsa limon sıkmış olacaklar mı, olmayacaklar mı?

---

2017 yılının son günündeyiz.. 2018’deki önemli konularından biri de bu..

Toplum AKP-MHP ittifakını konuşacak..

Ama ittifakın asıl aktörleri..

AKP’liler de MHP’liler de konuşamayacak..

İyi pazarlar..

İyi yıllar..

Seneye görüşürüz!..

***

Keyfinizi kaçırmayın / Fatih Altaylı / Habertürk

GÜL’ÜN İNGİLTERE ZİYARETLERİ

SON KHK’daki düzenlemelerden biriyle ilgili yaptığı açıklama AK Parti’yi oldukça rahatsız eden eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün özel kalem müdürü aradı dünkü yazım üzerine.

Yazımda bir AK Partilinin, Gül’ün çok sık İngiltere’ye gitmesinden duyduğu rahatsızlığı iletmiş ve Gül’ün çıkışını buna bağlamanın anlamsızlığından söz etmiştim.

Abdullah Bey, selamlarıyla birlikte bir de mesaj iletti. Eski CumhurbaşkanıGül, 2017 yılında sadece iki kez İngiltere’ye gitmiş.

Bunlardan ilki 20-22 Şubat tarihleri arasında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in kurduğu “Din ve Politika Vakfı”nın düzenlediği bir panele katılmak için.

Gül burada “Küresel İstikrarda Türkiye’nin Rolü” başlıklı bir konuşma yapmış ve büyük bölümü 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olan sorulara yanıt vererek, Türkiye’nin tezlerini ve FETÖ’nün bu darbe girişimindeki rolünü anlatmış. Aynı panelde eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da konuşmacıymış.

Gül’ün bu yılki 2. İngiltere ziyareti ise 13-15 Eylül tarihleri arasında olmuş.

Bu ziyaretin nedeni ise Gül’ün de mütevelli heyetinde yer aldığı Oxford İslam Çalışmaları Merkezi’nin mütevelli heyet toplantısına katılmakmış.

Gül, yıllık mütevelli toplantılarına katılmaya özen gösteriyormuş. Eski Cumhurbaşkanı’mız, “Fatih Bey’e söyleyin, AK Partili arkadaşına bunu iletsin” demiş.

Gül’ün mesajına güldüm. “Abdullah Bey’e söyleyin, onun da arkadaşıdır” dedim.

***

2017 biterken her alanda 'sinsileri' not ettik! / Yiğit Bulut / Star

Ekonomiden başlayalım…Birileri inatla devam ediyor; “büyüme % 4-5’i geçemez, 2018’de ekonomi yavaşlar”…

Bunları söyleyenler “muhalefet” tarafında falan da değil, YANIMIZDA DURMAKTA ISRAR EDİP, her alanda ARKADAN VURMAK İÇİN FIRSAT BEKLEYENLER TOPLULUĞUNUN ÜYELERİ… Cumhurbaşkanımızın dün KHK’lar ile ilgili söylediği şu cümleler ile tarif ettiği kişiler ve bağlantıları; “husumet kervanına bizim dava arkadaşlarımızın da bir kısmı nasıl katılıyor, birilerinin zil takıp oynamalarına vesile oldukları için yazıklar olsun”...

Sevgili dostlar, bu “kişilerden” daha doğrusu “kişiliksizlerden” her alanda, her makamda olabilir. AMA GELDİĞİMİZ NOKTADA BUNLAR İÇİN “DEŞİFRE” OLMA zamanı VE SİNSİLER için “YOLUN SONU” GÖRÜNDÜ! MİLLET GERÇEK YÜZLERİNİ GÖRDÜ, GÖRECEK!

***

Tekrar tekrar söylüyorum / Abdurrahman Dilipak / Yeni Akit

Bakın bu işte yanlış giden şeyler var.. Sapla saman birbirine karışmamalı. Kurunun yanında yaş da yanmamalı. Yanıyorsa da bu böyle devam etmemeli, yaşlar ayıklanmalı, yaralar tedavi edilmeli. Bu böyle gidemez. ByLock serveri klonlandığı için, aslında IP çakışması, ya da kıble programı ile filan indirilme konusu olmaması gerek. İndirmişse, 3’lü onay olmadan program aktif olmuyor. Aktif olmuşsa onay var. Onaylanmışsa bile eğer daha transferi yoksa bu da anlaşılır. Doğrusu bu konudaki son gelişmeler aklımı karıştırmadı değil. Bizimkiler ya dün kandırıldılar ya da şimdi kandırılıyorlar.

Şimdi uydurma pişmanlık ve itirafçılık oyunları ile birileri cezaevlerinden adam kaçırmaya çalışıyorlar. Birileri kurmaca davalarla bir kısım kişileri aklayarak emsal teşkil edecek kararlar üzerinde çalışıyorlar. Bu açıdan 12 Eylül ve 28 Şubat davalarına dikkat etmek gerek.

Çok önemli operasyonlar yapılıyor. Yapılmıyor değil, ama birileri de boş durmuyor. Bu işi sulandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Görevden aldıklarınızın yerine yenileri geliyor. Suçsuz ya da FETÖ’den kopanların eski defterlerini karıştırıp onları ihbar ederek hem kendilerini aklamaya çalışıyorlar, hem de bu şekilde kendilerine ihanet edenleri cezalandırıyorlar. Bakın bu gruptakilerin hemen tesbit edilip, tasfiye edilmesi ve en ağır şekilde cezalandırılmaları gerek. Öyle oyunlar oynanıyor ki! Mesela FETÖ’cüler iktidara yakın isimlerle ortaklıklar kurup, onlar üzerinden işler çeviriyorlar. Beştepe’ye, AK Parti Genel Merkezine sızıyorlar. Önde bizim gençler arkada yine onlar.

***

“Konuşmayınız” demiyorum… “Konuşunuz” Lütfen Sayın Gül!.. / Serdar Arseven / Milat

Gelelim Sayın Abdullah Gül’e…

Hayır, Sayın Abdullah Gül;

Siz, “Ne konuşsam kabahat oluyor kardeşim, ne yani susalım mı?” diyerek “haklı” çıkabilecek durumda değilsiniz!...

Çok derinlere girmek istemem ama Türkiye’nin“mayınlı” alanlarda dolaştırıldığı günlerdeki pozisyonunuzu çok iyi biliyoruz!..

Nice yanlış yaptınız, nice “yanlış” adamı “dost”edindiniz!..

Sayın Gül;

Cumhurbaşkanı olduğunuz günlerde, “size” yanlışlarınızı da gösterebilecek durumdaki insanlarla çalışmaya özen gösterdiniz mi?..

Hayır, böyle olmadığını en iyi bilenler arasında olduğumu, siz, Sayın Eski Cumhurbaşkanı…

Siz çok iyi biliyorsunuz!..

O günlerde…

Etrafınızda hangi “gazetecilerin” olduğunu çok iyi biliyoruz!!!..

“Katar” yolunu hatırlayın; onca gazetecinin arasında, bir gazetecinin çalıştığı “kurum”u nasıl göklere çıkarttığınızı unutmadık!..

O gazete mi?

“Olay”ın üzerinden çok “Zaman” geçti ama mutlaka hatırlarsınız!..

O “Zaman”lardaki“Doğan” görünümlü “dostlarınız”ı çok iyi biliyoruz!

Fazilet Kongresi’ne hazırlanırken, bizzat ziyaret ettiğiniz ve “dua”larını istediğiniz çok etkili pozisyondaki bazı“dindar” gazete yöneticilerini, Cumhurbaşkanı olduktan sonra birkez bile davet etmediğiniz hatırlatıldığında…

“Öyle mi olmuş, olmaması lâzım!” dediğinizi biliyorum!..

E, tabii..

Birileri, “zemininizi” kaydırmak için “dostlarınızı”sizden uzak tuttu…

Öyle değil mi Sayın Gül!..

“Kongre”ye hazırlanırken, Cumhurbaşkanlığı’na çıkarken “destek istediğiniz” dostlarınızın tavsiyelerine sürekli olarak kulak tıkadınız!..

Çünkü, siz farklıydınız!..

Siz, “AB standartlarında” bir Cumhurbaşkanıydınız!..

Hem…

Dil de biliyordunuz!..

Sayın Eski Cumhurbaşkanı;

Sayın Erdoğan’ın “eleştirmek” sonuna kadar hakkınız ve bunu lütfen yapınız!..

Yapınız ama…