Medya, siyaset ve yargının namusu

Medyada 16 yılın parlayan kavramları şunlar oldu: 

Yandaş, yalaka, iftira, asparagas (şişirme haber) tek merkezden yönetim, suç duyurusu, tutuklama...

Siyasette 16 yılın parlayan kavramları şunlar oldu:

Yalan, yanlış, hile, rüşvet, yolsuzluk, kin, nefret, hırs, intikam, saldırı, hedef gösterme, tutuklama, mahkûm etme...

Yargıda 16 yılın parlayan kavramları şunlar oldu:

Siyasi kararlar, hukuk dışı uygulamalar, rafa kalkan adalet

Önce medya

Radyo, televizyon ve yazılı medyanın yüzde 95'i devlet bankalarından verilen krediler ve TMSF satışları ile yandaş hale getirildi.

Yalan haber, asparagas yani şişirme haber yapan ve tek merkezden yönetilen medya oluşturuldu.

Namuslu, dürüst gazeteciler hedef gösterildi, iftiralar atıldı, haklarında davalar açıldı, tutuklu yargılamalar yapıldı, yapılıyor.

Düşünebiliyor musunuz Sözcü gazetesine ve sahibi Burak Akbay'a, "FETÖ" iftirası atıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve devrimlerinden taviz vermeyecek bir duayen gazeteci olan Ertuğrul Akbay'ın oğludur Burak Akbay.

FETÖ'cü iftirasını atan gazeteci Fehmi Koru mahkemede yazdığını yalanladı ama yargıçlardan maalesef beraat kararı hâlâ çıkmadı.

Nasuhi Güngör adlı birisi var. TRT Haber Dairesi Başkanlığı yaptı, AKP'ye yağ çekmek için bir de kitap yazdı.

Kitabında Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP'yi kurmak için Fethullah Gülen'e gittiğini yazdı.

Muharrem İnce kitabın bu bölümünü okuyunca "ben yalan yazdım" dedi.

Bu namuslu bir davranış mıdı?

Bu sadece iki örnektir ki görüyorsunuz medya ne durumda.

Ancak beş parmağın beşi bir değildir. Bu ülkede işsiz de olsa, çalışmakta da olsa namuslu, dürüst, gerçekleri yazan gazeteciler hâlâ vardır.

Şimdi iç içe giren siyaset ve yargı

MAN Adası belgeleri ile başlamak istiyorum.

Erdoğan akrabalarının 15 milyon dolarlık banka dekontları için "sahte, yalan, ispatlamayan şerefsizdir, gerçek ise istifa ederim" dedi ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı belgeleri inceledikten sonra, "gerçek" dedi.

Sonuç?

***

Yıllardır Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan'ın 4 yıllık fakülte diploması olmadığı iddia ediliyor.

Üniversite bir belge yayınladı ama bu kez Muharrem İnce soruyor, "transkript nerede?"

YSK'ya başvuru yaptılar, başvuru reddedildi.

YSK'nın Marmara Üniversitesi'ne, YÖK'e, Millî Eğitim Bakanlığı'na hatta yedek subaylık yaptığı için Millî Savunma Bakanlığı'na birer yazı gönderip her üniversite mezununun dosyasında olan belgelerin tamamını istemesi gerekmez miydi?

Anayasa'nın, cumhurbaşkanı olunması için aradığı "4 yıllık fakülte mezunu olma" hükmünü YSK araştırmazsa kim araştıracak?

YSK üyesi hâkimler nasıl olur da bu anayasa hükmü karşısında bir tahkikat yapmadan karar verebilir?

***

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuşmaları ile cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ı yargı kararına gerek kalmadan hakkında hüküm vererek mahkûm ilan etti bile.

Suçsuzluk karinesi, bir suçtan dolayı kovuşturulan kişinin, suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olmadıkça suçlu sayılmamasını ifade eder.

Bu kural ilk kez 1789 tarihli Fransız Kişi ve Vatandaş Hakları Bildirgesi'nde yer almış ve bu tarihten sonra tüm dünya ülkelerinin hukuk sisteminde yar almıştır.

Demirtaş seçilemez ve beraat ederse Cumhurbaşkanlığı seçimine leke düşmez mi?

HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş diyelim ki cumhurbaşkanı seçildi.

Tahliye olur mu?

Tutuklu yargılama devam eder mi?

***

Yerli ve millî teknolojinin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün borç alan yarın emir de alır. Kendi teknolojimizi üretmezsek gerçek manada bağımsız olamayız. Siyasi bağımsızlık, ekonomik ve teknolojik açıdan desteklenmezse kağıt üzerinde kalmaya mahkûmdur" diye konuşmuştu.

16 yılda AKP ne kadar dış borç aldı biliyor musunuz?

320 milyar dolar.

2002'de 130 milyar dolar olan Türkiye'nin dış borcu bugün 450 milyar doları aştı.

Bu para ile hangi fabrikalar yapıldı?

Kaç işsize iş alanı açıldı varsa yapılan fabrikalar ile?

AKP'nin övündüğü 3. Havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim köprüsü ve Osman Gazi köprüsü yurt dışı borçlanmadan alınan bu 320 milyar dolar ile yapılmadı ki!

Bu yatırımlar özel sektör tarafından devletin gelir garantisi vermesi ile yapıldı.

AKP 16 yıllık iktidarı döneminde 61 milyar dolarlık özelleştirme de yaptı.

320 milyar dolara bu rakamı da ilave ederseniz 381 milyar dolarlık bir rakam devlet bütçesine girdi.

Ancak işsizliği önleyecek, katma değer sağlayacak, ithalatı azaltacak yatırımlar yapılmadı.

***

Devlet Bahçeli ve MHP sosyal medyadan vaat yağdırıyor.

Sorması ayıp, Bahçeli, Cumhurbaşkanlığına aday oldu da haberimiz mi olmadı?

İktidar oldular da bilgimiz mi olmadı?

Hiç bir vaatleri iltihak ettikleri AKP'nin programında yok... Kimler kanıyor acaba?

***

Özel Keçiören Hastanesi ve Keçiören Gazetesi sahibi Dr. Ramazan Aydın'ın çok güzel bir yazısını okudum.

Aydın, "...Güvenilir olmanın özünde; hak, hukuk, adalet, vefa, ahlak, dürüstlük, inanç, vicdan, töre, sadakat, kurallar, yüksek karakter ve insanlık vardır. Mevlana'nın bir sözünü hatırlatmak istiyorum: Yalan söyleyenlere üzülme can! Doğruysan zarar gördüm deme, bil ki iyiler mutlaka kazanır"...

Yazarın Diğer Yazıları