'Melek mi? Şeytan mı?'

'Melek mi? Şeytan mı?'

"Melek mi? Şeytan mı?" Ali Kuzu''nun kaleminden çıktı. Soru varsa cevabı da vardır. Kitabın üst başlığında "Bil Gates" ismi yer alıyor. (Viking Yayınları, 400 s.)

İç kapağında kitabın tam adı: "Yazar, Yazılımcı, Girişimci, Yatırımcı ve İş İnsanı Bil Gates Melek mi? Şeytan mı?"

Yeni nesillere örnek olur mu, olmaz mı, bilemeyeceğim. Dünyanın sayılı iş adamlarından Bil Gates''in hayatı eğlenceli bir üslûpla ayrıntılı veriliyor. Hayat hikâyeleri yazılırken, ayrıntı öne çıkarılmalıdır. Genelleştirmenin okuyucuya öğreteceği, öğretmenin ötesinde ilerisi için tasavvuruna katacağı bir şey yoktur.

Bil Gates''in Microsoft''un kurucusu olduğunu hatırlatırsam, insanların hayatında ayrı yeri olduğunu da hatırlatmış olurum. 

Ali Kuzu, "Ön Söz" yerine farklı bir başlık kullanıyor. Burada veremeyeceğim. "Ön Söz"ün son cümlelerini alacağım. Okuyucuya seslenerek: "[Kitaptan] öğrenecekleriniz size hayat boyu lazım olacak bilgiler. / ''Bil Gates Melek mi? Şeytan mı?'' ismiyle yazıya döktüğümüz maceramızı üç bölüm hâlinde sizlerle paylaşıyoruz. / Son noktayı, kitabı okuduktan sonra, siz koyacaksınız: ''Melek mi? Şeytan mı?''"

*

Hayri Yıldırım genişletilmiş "Sömürgeci Batı''nın Barbarlık Tarihi"nin yeni baskısını yayınladı. (Hitabevi Yayınları, 496 s.)

Kitaba göz atınca şu akla geliyor. Sömürerek, katlederek mi medenîleşiliyor? Hayrı Yıldırım "Giriş"te açıklıyor:

"Batı demek; sadece gazetelerin turizm sayfalarında yer alan Paris''in bohem akşamları, Prag''da bahar, İspanya''da boğa güreşi, Venedik''te gondol sefası demek değildir! Bunlar Batı''nın sadece vitrini ve hayâl dünyasıdır! Öte yandan Batı de­mek; bir aydınlanma, bir Fransız İhtilâli ve sadece Seneca, Kant, Hegel, Marks vb. demek değildir. / Batı''nın bu görünen yüzünün arkasında başka bir Batı daha vardır. Batı''nın bu vitrin dünyasının ardındaki gerçek yüzü ve Avrupa dışında yaptıkları, bu gö­rünen dünyadan çok farklıdır! O gerçek Batı; siyasîlerin, kapitalistlerin, orduların ve silah üreticisi bilim adamlarının oluşturduğu başka bir dünyadır! O Batı; Avru­pa halklarını kendi çıkarları uğruna dünyaya salar, savaşlar çıkartır, kıtaları yağ­malar, insanları ve doğayı yok eder. Batı halklarında ''Öteki'' duygusunu ayakta tutabilmek için Hristiyanlığı alet eder ve sürekli olarak Öteki''yi şeytan gibi tanıtır ve düşmanlıkları canlı tutmaya çalışır. Bu, Batı''nın temel düşünce yapısı çifte standart üzerine kuruludur."

Kitapta "medeniyetçiler"in öbür yüzünü okuyacaksınız.

*

Doğru Türkçe sevdalısı Hüseyin Movit''i 30 Eylül''de kaybettik. 1 Ocak 1940 doğumluydu. Allah rahmet eylesin. Yakın zamanda telefonlaşmıştık. Yeni kitaplarından bahsetmişti. İki kitabı önümde: "Türkçesi varken... NEDEN? Türkçeni İstiyorum" (119 s.), "Haliç''in cefasını çeken BALAT''ın insanları" (22 s.). Her ikisi de "Makam-ı Balat Yayınları" arasından çıktı.

 Türkçeni İstiyorum"da doğru Türkçe sevdasına dair şu bilgiler yer alıyor:

"1990 yılında iki arkadaşıyla ''Türkçe Gönüllüleri-Dil İzleme Grubu''nu kurdu. Radyo, televizyon, gazete, dergi ve kitaplardaki (ders kitapları dâhil) yanlışları tespit ederek, en az 5 000 kişiye telefonla, bir o kadarına da mektup, faks ve e-posta ile ulaştı. Bugüne kadar 2 000''i aşkın dil ve genel kültür konulu makale yazdı. Tespit ettiği 40 000''in üze­rinde yanlışı Bizim Gazete''deki köşesine taşıdı." (s. 4)

Hüseyin Movit, 50 yıldan fazla Balat''ta yaşadı. Balat''ın taşını, toprağını, insanını sahiplendi. "Haliç''in cefasını çeken BALAT''ın insanları"nda Balatlıları yazdı.

Okumak lâzım. 

Yazarın Diğer Yazıları