Meral Akşener Erdoğan'ın siyasi ziyaretlerinin perde arkasını açıkladı

Meral Akşener Erdoğan'ın siyasi ziyaretlerinin perde arkasını açıkladı
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Avcılar'da gerçekleştirdiği esnaf ziyaret sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi parti temsilcileri ve liderlerine gerçekleştirdiği ziyaretler hakkında, "Ben 2023 veya daha önce yapılacak seçimlerde Sayın Erdoğan’ın seçilemeyeceğini gördüğünü anlıyorum, bu turdan o çıkıyor" ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, uzun bir süreden bu yana devam ettiği esnaf ziyaretlerine devam ediyor. Son olarak Ankara Nallıhan'da esnaf ile buluşan Akşener, bugün de İstanbul Avcılar'da vatandaşlarla sohbet edip, esnafın sıkıntılarını dinledi.

Avcılar'da vatandaşların yoğun ilgisi ile karşılaştıktan sonra esnafı ile konuşan İYİ Parti lideri, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. 

Akşener, İstanbul'da yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi turuna da değindi. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Oğuzhan Asiltürk ile bir araya geldi. Erdoğan, son olarak da Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile bir araya gelecek. 

Erdoğan'ın siyasi turlarının, seçilememe kaygısı ile olduğunu belirten Akşener, "Ben 2023 veya daha önce yapılacak seçimlerde Sayın Erdoğan’ın seçilemeyeceğini gördüğünü anlıyorum, bu turdan o çıkıyor. Ben ve arkadaşlarıma makam elde etmek için kurulmuş bir siyasal parti değiliz. Bu referandumda çok sert çalışmış bir topluluğuz. Eğer bir sandalye derdinde olan biri olsaydım, Haziran seçimlerinden önce şahsıma teklif edilen başbakan yardımcılığı teklifini reddetmez kabul ederdim" dedi. 

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in canlı olarak gerçekleştirdiği açıklamanın tamamı şu şekilde:

İnsanların birbiri ile dövüşmediği, öğrencilerin hocaları ayırmadığı bir düzen vardı. Bu solcu bu ülkücü diye ayırmadan öğrenciler birbiri ile dövüşmezdi. Ben de Edebiyat Fakültesi’nde okuyordum. Sonra yeğenim okudu, başörtüsü yasakları vardı. O zaman da başörtüsü kızların yanında saf tuttu o öğrenciler. Fikirlerinizi paylaşmazsanız bile böyle bir okuldu Boğaziçi Üniverstesi… Geleneği olan okullar var bu ülkede. Bu geleneğin içinden yine iktidara yakın olabilir, başka türlü yapamıyorlar madem. Boğaziçi başka bir kişi atayamaz mısınız yani.

Sayın Melih Bulu’nun bu arkadaşın yerinde olsam affımı isterdim. Bu kadar istenmiyorsun kardeşim, o öğrenciler nasıl yönetir. Bu gerginliğe müsaade etmezdim gerçek bir bilim insanı olsanız. Siz sonuçları soruyorsunuz, enflasyon sonuç faiz sebep, işte aynısı.  Kayınpeder sebep, damat sonuç bu da aynı.

"31 MART'TA VATANDAŞIN KAZANMA DUYGUSU TAZELENDİ" 

Birinci turda muhalif seçmenin öyle bir tavrı oldu ki, bu hanım aday oluyor kaybediyoruz diye bir algı oldu. Beni Cumhuriyet Halk Partisi’nden yöneticiler aramadı. Sokaktan insanlar aradı. Çeşitli siyasi partilere oy veren, bu sistemden kurtulmak isteyen aklı başındaki epey insan aradı.

Son 15 gün kala istifa et, birinci turda alıyoruz. Ben de kendilerine bunun böyle olmayacağını anlatmaya çalıştım. Gerçeklik duygusunu kaybedersek, sonuç alamayız. Öyle bir heyecan yaşandı ki, doğal olarak seçim alınamayınca suç bana ve İnce’ye çıktı. Sonuç itibariyle gerçeklik duygusunu kaybetmeden 31 Mart, muhalif seçmenin başarma duygusunu yeniden tahkim etti.

Şimdi demin saydım bir algoritma. Cumhur İttifakı’nın ortakları arasında da bu var. Eve davet kısmının üzerinde konuşmak istemiyorum, çok ayıp buluyorum. Türk siyasetinde olmayan bir tavır bu. HDP’nin kapatılmasına ilişkin açıklama, Sayın Erdoğan’a yönelik bir açıklama. Yani kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit. Ortakların basın yayın yoluyla görüşme sistemleri var. Sayın Erdoğan’a bu hususta başarılar diliyorum.

"ERDOĞAN SEÇİLEMEYECEĞİNİ GÖRÜYOR" 

Ben 2023 veya daha önce yapılacak seçimlerde Sayın Erdoğan’ın seçilemeyeceğini gördüğünü anlıyorum, bu turdan o çıkıyor. Ben ve arkadaşlarıma makam elde etmek için kurulmuş bir siyasal parti değiliz. Bu referandumda çok sert çalışmış bir topluluğuz. Eğer bir sandalye derdinde olan biri olsaydım, Haziran seçimlerinden önce şahsıma teklif edilen başbakan yardımcılığı teklifini reddetmez kabul ederdim. Nitekim bu teklifleri kabul eden arkadaşlarımız da oldu.

"MEMLEKET MASASI TEKLİFİMİ YİNELİYORUM" 

Bütün bunları topladığımızda benim sayın Erdoğan’a bir memleket masası teklifim vardı. Suriye’de işler kötüydü, ekonomi kötüydü bütün bunlar olurken sen darbeci üzerinde yapılan konuşmanın Türkiye’ye zarar getirdiğini, Cumhurbaşkanı’na muhalif ve iktidar mensuplarını davet et ve dış politika, ekonomiye ilişkin onları dinle demiştim. Hala bu sözümün arkasındayım. Bizim hiçbir siyasi parti ile gizli saklı ilişkilerimiz olamaz. Ne Ak Parti ile ne de CHP ile…

Bizim merdiven altı görüşmelerimiz olmadı, bugünden sonra da olmayacak. Sayın Kılıçdaroğlu dahil hepimizin davet edildiği bir masadan bahsediyorum. Mesela rahmetli Demirel başbakanken, Avrupa’ya görüşmeye gittiği zaman rahmetli Erbakan Hoca ve rahmetli Başbuğ ile konuşurmuş. Beyanat vermelerini istermiş. Dün sayın Putin’in Ermenistan Başbakanı ve Aliyev’i yan yana oturması için bile konuşulması lazım.