Meral Akşener'den önemli açıklamalar

Meral Akşener'den önemli açıklamalar
Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına konuk olan İYİ Parti lideri Meral Akşener, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, liderler düzeyinde toplanma çağrısında bulundu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına açıklamalarda bulundu. Dün Moskova'da gerçekleşen İdlib zirvesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, muhalefet olarak hiçbir bilgiye ulaşamadıklarından belirterek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a liderler düzeyinde toplanma çağrısında bulundu. 

Akşener, Erdoğan'ın Atatürk'ün "Ölmeyi emrediyorum" sözüne atıfta bulunmasına da değinerek, "Saray'dan o emri veremezsin" şeklinde konuştu.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

Ateşkesi olumlu karşıladık. Putin ile Esad’ın kazanımlarının yerinde durduğunu gördük. Soçi Mutabakatı ile benzerlikleri var. Dolayısı ile bu kadar gürültü niye çıktı o zaman? Gözlem noktalarının durumu ne olacak bilinmiyor.

Erdoğan’ın güvenli bölge düşüncesi vardı. TOKİ ev yapacaktı oluşturulacak güvenli bölgede ve Türkiye’den dönmek isteyen Suriyeliler yerleşecekti. Burası da belirsiz. Sadece ateşkes bölümü olumlu.

Esad'ın da mutabakatın içinde olduğu görülüyor. Bahçeli Salı günü yaptığı konuşmada İdlib'deki askerlerimizi Rusların öldürdüğünü ve Putin’in özür dilemesini, Rusya'nın tazminat ödemesini istemişti. Bunu önemsemiştim. Putin sadece taziyede bulundu.

Biz muhalefet olarak hiçbir konuyu sayın Erdoğan'dan veya ilgililerinden öğrenemiyoruz. mutabakat ve Suriye de olanlarla ilgili ister toplu, ister tek tek liderlerle görüşme yapması Türkiye için iyi olur.

Bugünkü şartlarda Suriye’de ne işimiz var diyemeyiz ama 10 yıl önce neden Suriye’ye gittik bunu sormalıyız. 10 yılın sonunda biz ne kazandık? 4,5 milyon sığınmacı, 40-50 miyar dolar para harcanmış. Bugün sınırların açılmasıyla birlikte Yunanistan, ile olan problemler ve sırf sorun haline gelmiş bir dış politika.

SARAY'DAN O EMRİ VEREMEZSİN

Çanakkale'de Atatürk için 57. Alaya "Size ölmeyi emrediyorum. " dediğini söyledi. Saray'dan sana ölmeyi emrediyorum diyemezsin. Madem ki baş komutansın. Atatürk de orada, askerinin başında. Savaş alanında.Onun için bu tarz konuşmalara gerek yok. Durup dururken şehitler tepesi sürekli dolacak, boş kalacak diye bir çatışma ortamını, insanları bölmeye yönelik bir dili de ihtiyaç yok. 

O günkü o toplantıda sayın Erdoğan'ın yaptığı konuşmayı gerçekten ağlayarak izledim. Perşembe günü şehitler olmuş. Cuma geçmiş aradan, Cumartesi günü siyasi programını kesmemiş. Trump'a sorduğu sorular var. Merkel ile 25 milyon Euro var. İsmail Kahraman'ın yaşından başından utanmadan damatle beyle cebe 25 milyon Euro geldi deyip gülüşmeleri kalbimi yaraladı. Gerçekten ağladım. Çünkü böyle bir şey olamaz. Kanıksattırmayacağız. Unutturmayacağız. 

MECLİS'TEKİ YUMRUKLU KAVGA

Bu bir tuzaktır. Şehitlerimizle ilgili o sıradanlaştırılmaya bir katkıda bulunulmuş oldu. Bu tuzağı başından beri bu algoritmayı ifade ederek geldim ben. 

OZAN CEYHUN TEPKİSİ

Son dönemde birçok yere AK Parti'nin eski milletvekilleri tayin edildi bunlardan vazgeçmesini isterdim. Çünkü Ak Parti’nin İl teşkilatı haline döner. Ozan Ceyhun tayini ise çok daha farklı bir şey şimdi Viyana Büyükelçiliği'ne nasıl gidecek orada yaşayan Türkler veya buradan giden Türkler var. Kendisi hem bir ülkücünün katili diye aranan birisi o nedenle kaçmış, vatandaşlık almış ondan sonra da milletvekili seçilir seçilmez Avrupa parlamentosuna Sözde Ermeni Soykırımı yasa tasarısını, Türkiye'yi kınayan ve bunu kabul edilmesini isteyen yasa tasarısının altında imzası var. Böyle bir kişiyi siz Viyana Büyükelçiliği’ne tayin ediyorsunuz. Kadim aklı, devlet aklını, devlet ciddiyetini ve kariyer memurluğundan gelen o alana yeniden dönüştürülmesini ve Atatürk'ün vizyonuna geri dönülmesini isterdim.

ERDOĞAN'A BARIŞ TERKOĞLU ÖNERİSİ

Erdoğan'ın yerinde olsam bir sızıntı varsa gider ona dava açardım. Barış beyin haberi bir sonuç. Asıl mesele MİT’in içinden bir sızıntı var demektir. Bu sızıntının bulunması gerekiyor, soruşturmanın oradan başlatılması gerekiyor. Türkiye’yi yönetenler ciddiyetini kaybetti, aklını kaybetti. Bu eğer bir suçsa, bu bir hataysa bunun menşei onu sızdıran alandır oraya bakmak lazım.

CORONA VİRÜS AÇIKLAMASI

Corona virüsle ilgili bazı sorular sormuştum, sayın Sağlık bakanı doğru bilgilendiriyor en küçük şeyde çıkıp bilgilendiriyor. Enfeksiyon hastalıkları alınanda hocaları topladı hakkını teslim etmemiz lazım. Türkiye’de var ama gizleniyor şüphesinin yaratılmaması lazım.

Bu bir algoritma. Sayın Erdoğan ne zaman başı sıkışsa bu bir kutuplaştırma siyaseti. Kahkahalarla şehitleri andı arkasından tepki gelince Sayın Kılıçdaroğlu’nun şehitler tepesi polemiğine getirdi sonra Sayın Kılıçdaroğlu’na hakaretlerle saldırdı. Sonuç itibariyle de Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri tepki verdi. Bu doğru mu? Hayır, zaten meclisin işlevsiz, saygınlığın ortadan kaldırıldığı, Ak Parti Milletvekilleri dahil kimsenin kıymeti harbiyesinin bulunmadığı bir süreçteyiz. sayın Erdoğan'ın bu algoritmasının, bu dilinin sonuçları olarak bu tuzağa düşürüldü. O hakaretler edildi ama Sayın Kılıçdaroğlu'na edildi tepki gösterildi ve biz neyi konuşuyoruz şu anda Erdoğan’ın söyledikleri unutuldu.

"DİYARBAKIR'A GİDECEĞİM"

Şehirleri gezmeye başladım, Antalya'ya gittim, İzmir'e gittim, bu siyasi tarihimizde seçim olmadan bir genel başkanının yaptığı ilk gezi sonra Bursa, sonra Edirne, Kırklareli ve en son Balıkesir'e gittim. Önümüzdeki hafta da Tekirdağ'a gideceğim, ondan sonra sırayla bütün şehirlerin ilçeler 1 Ekim'e kadar sanıyorum 3/4 ünü Türkiye'nin bitireceğim. Mesa Diyarbakır'a gideceğim ilçelerini gezeceğim.

"AK PARTİLİ ARKADAŞLARA SORMAK İSTERİM..."

Nepotizm çıktı Damat Bey'den vazgeçemiyor Sayın Erdoğan ve en önemlisi Sayın Erdoğan kendisini bu ülkenin babası sayıyor. O Baba ruh hali içinde Adalet dağıtıyor ve onu saraya kilitleyen anlayış ise Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ve onun üzerine göre yapılan bir elbise bu. Şimdi sayın Erdoğan'ın kaybettiğini varsayalım seçimi ya da bu yani bitti diyelim. Ben AK Partili arkadaşlara sormak isterim, bu sistemde başka birisi geldi, ben geldim bir başkası geldi, bu sistem içerisinde yaşamak isterler mi? Asıl mesele demokrasi kurallar kurumlar ve hukuktur hukukun üstünlüğü, adaletin tecellisi öyle birşeydir ki ekonomiyi de kaldırır, ekonomiye olan güveni arttırır. Ben iddia ediyorum şu anda hiçbir vatandaş damat beyin başında bulunduğu ve hukukun kalmadı günlük hayatta bile adaletin olmadığına inanıyor.

Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi Olmadı olamıyor olamayacak. O nedenle Biz parlamentonun güçlendirildi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin hayata geçirildiği, yasamanın yürütmenin yargının birbirinden ayrı olduğu hakimlerin gelen telefona göre değil vicdanlarına ve hukuka göre karar verdiği bir Türkiye'yi oluşturmak zorundayız. Bu ekonomimiz ekonomi gelişmeleri de iyi yönde geliştirecektir. Böyle bir sistemden vazgeçilmesi lazım ki Türkiye nefes alsın.

Bunun için bir referandumda yapılabilir vatandaşın tümünün fikrini almış oldu ama o anayasa yapılırken Türkiye'nin aydınlarına, üniversitelerine, bu konunun uzmanlarına, STK’larına daha geniş bir katılımcı bir sistemle bir şey oluşturması lazım. Biz bir taslak üzerinde çalıştık bitmek üzere onun üzerinden gidilebilinir. Dediğim gibi Ben yaptım oldu anlayışından çıkmak lazım ekonominiz güçlü olursa ordumuz güçlü oluyor.