Merkez Bankası'ndan enflasyon açıklaması

Merkez Bankası'ndan enflasyon açıklaması
Merkez Bankası, 2016 yılı için yüzde 7.5 olan yılsonu enflasyon öngörülerini değiştirmedi. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, yılın ikinci enflasyon raporunu sunumunda, tam anlamıyla fiyat istikrarına ulaşıldığını söylemek mümkün değil" dedi.


Yeni yıla da "yüzde 5" hedefiyle giren Merkez Bankası, 2016 yılı için öngördüğü enflasyon oranını, Ocak ayında açıkladığı birinci Enflasyon Raporu'nda yüzde 6.5'ten, 1 puan artışla yüzde 7.5'e yükseltmişti. Birinci raporda, "Enflasyon 2016'da yüzde 7.5, 2017'de yüzde 6'ya geriledikten sonra 2018 yılında yüzde 5'te istikrar kazanacak" denilmişti.

Küresel piyasalardaki gelişmelerin Türkiye ekonomisini olumlu etkilediğini vurgulayan Çetinkaya, "Merkez Bankası olarak enflasyon görünümünde sıkı döviz likiditesinde destekleyici politikayı sürdürdük. 2016 ilk çeyrekte enflasyon beklentilerini fiyatlama davranışlarını dikkate alarak likiditede sıkı duruşu sürdürdük" dedi ve ekledi:

“Para politikasındaki sıkı duruşu gerekli görülen süre boyunca koruyacağız"

"Küresel oynaklığın azalmasıyla geniş faiz koridoruna duyulan ihtiyaç azaldı. Önümüzdeki dönemde para politikasındaki duruş enflasyon görünümüne bağlı olmaya devam edecek. Bunun yanında, para politikasındaki sıkı duruşu gerekli görülen süre boyunca koruyacağız."

Kredilerde ve döviz kurundaki aşırı oynaklığın azaldığına da işaret eden Çetinkaya, "Küresel oynaklık devam ederse sıkı para politikasını daha dar bir faiz koridoru içinde uygulayacağız. Önümüzdeki dönemde sadeleşme adımlarına devam edeceğiz. Yıllık kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyretmeye devam edeceğini öngörüyoruz" dedi.

Birikimli döviz etkileri ve hizmet enflasyonu nedeniyle çekirdek enflasyonda henüz iyileşme olmadığının da altını çizen Çetinkaya, iktisadi faaliyetin Ocak Enflasyon Raporu ile uyumlu olduğunu vurguladı ve "İktisadi faaliyetin 2015 yılına kıyasla bir miktar daha güçlü olmasını bekliyoruz. Yurtiçi belirsizliklerin 2015'e göre azalması iç talebe katkı verebilir" dedi.

“Ham petrol varsayımını 2016 yılı için 37 dolardan 40 dolara güncelledik”

Cari dengedeki iyileşmenin süreceği öngörüsünü de vurgulayan Çetinkaya, Ocak raporu varsayımına göre ham petrol varsayımını 2016 yılı için 37 dolardan 40 dolara güncellediklerini söyledi. Gıda fiyatlarındaki düşüşün kısa vadede devam etmesini beklediklerini belirten Çetinkaya, yıl sonu gıda enflasyonu varsayımının yüzde 9.0, 2017 için yüzde 8.0 olarak korunduğunu söyledi ve şöyle devam etti:

"Baz etkisi kaynaklı yükselmesi beklenen enflasyonun dalgalı seyir izleyerek yıl sonunda yüzde 7.5 olacağını tahmin ediyoruz. Merkez Bankası fiyat istikrarını temel hedef olarak gözetecek. Tam anlamıyla fiyat istikrarına ulaşıldığını söylemek mümkün değil. Enflasyonun hedefin üzerinde ve oynak olmasında yapısal faktörlerin rolü azımsanamayacak düzeyde. TCMB olarak fiyat istikrarı ile ilgili yapısal konuların teşhisi için sonuç odaklı yaklaşım içinde olacağız. Gıda ve tarım komitesi çalışmaları önem arz ediyor. Yeni dönemde tercihimiz daha sade ve öngörülebilir bir para politikasından yana olacak. Nihai amacımız fiyat istikrarını sağlamak, ekonomik istikrarı pekiştirmek

"Enflasyon yüzde 5 olarak belirlenen hedefin üzerinde seyrediyor"

Uzun vadelere ilişkin beklentilerde belirgin bir iyileşme olmadığı vurgulanan Enflasyon Raporu'nda, "Bununla birlikte enflasyon beklentileri halen 2016 ve 2017 yılsonları için yüzde 5 olarak belirlenen hedefin üzerinde seyrediyor" denildi ve şu saptamalara yer verildi:

"Orta vadeli enflasyon beklentilerinin olasılık dağılımları incelendiğinde, Nisan ayında enflasyon beklentilerinde Ocak ayına kıyasla bir miktar iyileşme görülüyor. Enflasyonun 12 ay sonrası için yüzde 5.5 ile 7.49 arasında gerçekleşmesine atfedilen olasılık artarken yüzde 7.5 ve üzerinde gerçekleşmesine atfedilen olasılıkta azalış gözlendi. Gelecek 24 aya ilişkin beklentilerin dağılımında ise belirgin bir iyileşme gözlenmedi."

“Turizm gelirlerine yönelik aşağı yönlü riskler de yakın dönemde belirginleşti"

Büyüme üzerindeki aşağı yönlü risklerin ağırlıklı olarak dış talep kaynaklı olduğu vurgulanan raporda, "Jeopolitik gelişmeler ve zayıflayan küresel büyüme ihracat üzerinde yavaşlatıcı rol oynarken turizm gelirlerine yönelik aşağı yönlü riskler de yakın dönemde belirginleşti" denildi ve eklendi:

"Diğer taraftan, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artış ve bu bölgede Türkiye’nin pazar payını artırması ihracat üzerindeki olumlu etkide bulunmaktadır. Bu gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde, Ocak ayı büyüme tahminleriyle güncellenen ihracat ağırlıklı küresel üretim endeksinin yıllık büyüme hızı Ocak Enflasyon Raporu dönemine göre çok sınırlı ölçüde geriledi."