Merkez Bankası'ndan kritik karar!

Merkez Bankası'ndan kritik karar!
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB), zorunlu karşılık oranları ile rezerv opsiyonu katsayılarında yeni değişikliklere gitti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB), zorunlu karşılık oranları ile rezerv opsiyonu katsayılarında yeni değişikliklere gitti. Bu adım doğrultusunda Türk lirası zorunlu karşılık oranları tüm vade dilimlerinde 50 baz puan indirim yapıldı. Merkez Bankası tarafından, Ağustos ayı başında da oranlarda indirim yapılmıştı.

Türk lirası zorunlu karşılık oranlarının tüm vade dilimlerinde 50 baz puan indirildiğinin belirtildiği duyuruda, Rezerv Opsiyonu Mekanizması kapsamında döviz imkanının ikinci, üçüncü ve dördüncü dilimleri ile altın imkanının ilk üç diliminde katsayıları 0,1 puan artırıldığı aktarıldı.

Duyuruda, rezerv opsiyonu kullanımlarının aynı seviyede kalması halinde, söz konusu değişiklikler ile finansal sisteme yaklaşık 1,2 milyar Türk lirası ve 670 milyon dolar ilave likidite sağlanmış olacağı bildirildi.

TCMB, AĞUSTOS AYINDA FAİZ KORİDORUNUN ÜST BANDINI ÇEYREK PUAN İNDİRMİŞTİ

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, faiz kararını açıkladı. Merkez, faiz koridorunun üst bandını çeyrek puan indirdi, yüzde 8.5'e çekti.

Merkez Bankası'ndan karar ilişkin şu açıklama yapıldı;

Para Politikası Kurulu (Kurul), Merkez Bankası bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve Borsa İstanbul Repo–Ters Repo Pazarlarında uygulanmakta olan faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının aşağıdaki gibi belirlenmesine karar vermiştir:

a- Gecelik faiz oranları: Marjinal fonlama oranı yüzde 8,75’ten yüzde 8,5’e indirilmiş, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7,25 düzeyinde sabit tutulmuş,

b- Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7,5 düzeyinde sabit tutulmuş,

c- Geç Likidite Penceresi faiz oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutulmuş, borç verme faiz oranı yüzde 10,25’ten yüzde 10’a indirilmiştir.

Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyretmektedir. Turizm sektöründeki gelişmelerin cari denge üzerinde kısa süreli olumsuz bir etki yapması beklenmekle beraber, dış ticaret hadlerindeki gelişmelerin gecikmeli etkileri ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. İç talep bir miktar yavaşlamakla birlikte büyümeye pozitif katkı verirken, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet ılımlı ve istikrarlı büyüme eğilimini korumaktadır. Kurul, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirmektedir.

Temmuz ayı ortasında yaşanan yurt içi gelişmelerin piyasalar üzerindeki olumsuz etkisi, küresel risk iştahındaki artış ve alınan tedbirler sayesinde büyük ölçüde geri alınmıştır. Ayrıca, sıkı para politikası duruşu, temkinli makroihtiyati politika çerçevesi ve 2015 yılı Ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılması ekonominin şoklara karşı dayanıklılığını artırmıştır. Bu doğrultuda Kurul, para politikası etkinliğine sağladığı katkı da dikkate alınarak, sadeleşme yönünde ölçülü ve temkinli bir adım atılmasına karar vermiştir.

Son aylarda belirgin artışlar gösteren işlenmemiş gıda fiyatlarının kısa vadede aşağı yönlü düzeltme yapabileceği öngörülmektedir. Çekirdek enflasyonun ise kademeli düşüşünü sürdürmesi beklenmektedir. Bununla birlikte, enflasyon görünümüne dair gelişmeler likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasını gerektirmektedir.

Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir.

Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.