Mescid-i Aksa’yı yıkmak istiyorlar

Mescid-i Aksa’yı  yıkmak istiyorlar
KudÜs’ü işgal ederek başkent yapan İsrail, Müslüman kutsallarını silmek için hukuku hiçe sayıyor. İsrail askerleri, Mescid-i Aksa’da ana mihrabının bulunduğu kubbeye kadar girerek mihrabı postallarıyla çiğnedi. Yahudiler, Mescid-i Aksa’yı yıkıp, yerine Süleyman Mabedi’ni inşa etmek istiyor.

Mescid-i Aksa’yı bile postallarıyla çiğnediler

Haber: Salim Yavaşoğlu

Kudüs’te Haremü’ş-Şerif denilen yerde Kubbetü’s-Sahra ile Mescid-i Aksa bulunuyor. Bu 2 yapı Müslümanlar tarafından mukaddes kabul ediliyor ve ilk kıbleleri. Çünkü, Kubbetü’s-Sahra ile Mescid-i Aksa’nın Hz. Muhammed’in Mirac’a yükselirken bastığına inanılan Muallak Taşı’nın üzerinde inşa edildiğine inanılıyor. İsrail güvenlik güçlerinin 5 Kasım 2014 günü sabah saatlerinde yaklaşık 100 Yahudi’yi Mescid-i Aksa’nın avlusuna girişine izin vermesinin ardından, Aksa içinde ve çevresinde yaşanan çatışmalarda çok sayıda kişi yaralandı. İsrail polisi ile Filistinlilerin sık sık karşıya karşıya geldiği Kudüs’te aşırı sağcı Yahudilerin, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’yı kuşatma girişimi bölgedeki gerilimi de tırmandırdı. Kudüs’te olaydan bir hafta önce suikast girişiminde bulunulan aşırı sağcı haham Yehuda Glick destekçisi 100 kadar Yahudi, sabah saatlerinde İsrail polisi eşliğinde kutsal mekan Mescid-i Aksa’ya girdi.

Kuran’a saygısızlık
Bu provokasyona karşı toplanan Filistinliler ise İsraillilerin girişini engellemek isteyince İsrail güvenlik güçlerinin müdahalesine maruz kaldı. Mescid-i Aksa’nın Megaribe kapısından içeriye giren İsrail askeri, Filistinlilere plastik mermi, ses ve gaz bombalarıyla müdahale etti. Filistinliler, Aksa külliyesi içinde bulunan Kıble Camii’ne sığınırken, onları takip eden İsrail askerleri, postallarıyla içeri girdi, burada göstericileri tartakladı. Mihrap dahil olmak üzere caminin içinde büyük hasar meydana gelirken, Kuran-ı Kerimler ortalığa saçıldı. Bazı Kuran-ı Kerimler zarar gördü, halılar kullanılamaz hale geldi. Çatışmada 30’a yakın Filistinli genç yaralandı. 300 İsrail askerinin mescidin avlusuna girdiğini söyleyen Kudüs Vakıflar Müdürü Amir el Kusvani, İsrail askerlerinin 1967’den bu yana ilk kez Mescid-i Aksa’nın mihrabını postallarıyla çiğnediğini söyledi.

Kıble mescidi
Cuma namazlarında imam, Mescid-i Aksa külliyesinin kıble tarafında yer aldığı için Kıble Mescidi olarak tanımlanan bölümdeki mihrabı kullanıyor ve cemaat oradaki kubbenin altından itibaren saf tutuyor. Mihrabın hemen bitişiğinde yer alan Selahaddin Eyyubi’den kalma minber, 1969 yılında radikal Yahudiler tarafından yakılmış, 38 yıl aradan sonra minberin bir benzeri Türk kündekari ustaları tarafından tekrar yapılarak 2007’de yerine konulmuştu. Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi özelliğini taşıyor. Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s-Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu inancıyla bu alanda kazı çalışmaları yapıyor. Bu olaylar, İsrail’in geçtiğimiz yaz gerçekleştirdiği kanlı Gazze saldırılarından bu yana Kudüs’te Filistinliler ile Yahudiler arasında yükselen gerilimi daha da derinleştirdi. Eylül 2000 tarihinde dönemin muhalefet lideri Ariel Şaron’un Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmesi Filistin’de “ikinci intifada” yı başlatmıştı. Tel Aviv, Yahudilere Haremü’ş-Şerif’e daha fazla erişim imkanı isteyen Yehuda Glick adlı hahamın geçen hafta vurulmasının ardından bu kutsal bölgeyi geçici olarak ibadete kapatmış, Filistin lideri Mahmud Abbas bunu ’savaş ilanı’olarak nitelemişti. Aşırı sağcı Yahudiler, Mescid-i Aksa’yı yıkıp, yerine kendileri için kutsal sayılan Süleyman Mabedi’ni inşa etmek istiyor. Bölgede tırmanan tansiyonun yeni bir Filistin intifadası (ayaklanma) başlatmasından endişe ediliyor.               

Hz. İsa’nın doğduğu kilisede zangoç vuruldu
İsrail ordusu 4 Nisan 2004 günü Batı Şeria’nın Beytüllahim kentine başlattığı operasyonla beraber aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çoğu silahlı 240 Filistinli Yeniden Doğuş Kilisesi’ne sığınmıştı. Hz İsa’nın doğduğu yer olduğuna inanılan bölgede inşaa edilen kilisede 60 din adamı görev yapıyor. İsrail askerleri, kilisenin bulunduğu kompleksin doğu kapısını havaya uçurarak içeri girdi ve ateş açmaya başladı. Kapının bombalanması nedeniyle Filistinliler yaralandı. Kilisenin zangocu da İsrail ateşiyle öldürüldü. Filistinli zangoc Samir İbrahim Salman’ın cesedi kilisenin yanında bulundu. İsrail’in 1967’de Eski Şehrin işgali esnasında, El Aksa camisi yakınlarında Selahaddin döneminden kalma Şeyh Eid camisini yıktı. İsrail, Kudüs ve Batı Şeria’daki camilere yönelik saldırılarının amacı ise kendi kutsalları olan Ağlama Duvarı. 2012’de Ramallah yakınlarında bir cami Yahudi yerleşimciler tarafından yakıldı, İsrail, bu kişileri yakalamadı. Cami bir yanında önemli bir Yahudi ibadethanesi olan Ağlama Duvarı bulunan, içlerinde El Aksa’nın da yer aldığı İslam dini için kutsal mekanlardan ibaret Haremüşşerif’in hemen yanında yer alıyor. Camilerin, uzun zaman önce yokedilen Yahudi tapınakları üzerine yapıldığını iddia eden İsrail, Haremüşşerif üzerinde kontrol sahibi olmak için yarışıyor. Yahudi dini gruplar, Haremüşşerif’te ibadet edebilmek için uyguladıkları baskıyı artırırken, bazı köktendinciler üçüncü bir tapınak inşa edebilmek için camileri yok etme tehdidinde bulunuyor. Ağlama Duvarı’nın başında bulunan Haham Shmuel Rabinovitch,  Ağlama Duvarı tünellerini denetliyor. Tünellerin açılması, Filistinliler ve İsrail güvenlik güçleri arasında onlarca ölüme sebebiyet veren çatışmaların çıkmasına neden olmuştu. Ağlama Duvarı Mirasını Koruma Derneği, “Ağlama Duvarı bölgesinde yapılan kazıların amacı, daha önceki katmanlara ulaşabilmektir. Amaç, kime ait olurlarsa olsunlar, daha sonraki dönemlere ait katmanları yok etmeden gerçekleştirilemez” demiştir.
 

Vatansız Filistinliler
İsrail’in 7 Temmuz’da başlattığı saldırılar Gazze Şeridi’nde yeni bir zorunlu göç başlattı. Evleri bombalanan Filistinliler başta BM kampları olmak üzere farklı yerlere sığındı. Bugün BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin barınma merkezlerinde 269 bin 793, 19 farklı devlet okulunda 15 bin 731, gayri resmi barınaklarda 7 bin Filistinli yaşama mücadelesi veriyor. 200 bin kişi ise akraba ve yakınlarının evine sığındı. Operasyonlardan bu yana Gazze’yi terk edebilen Filistinlilerin sayısı ise çok az. Bir ay içinde 154 Filistinli Mısır’da tedavi görmek için sınırı geçti. 108 kişi ise ambulansla Erez Sınır kapısından İsrail’e girdi. Çeşiitli yerlerdeki 50 mülteci kampında bugün itibarıyla 5 milyon Filistinli yaşam mücadelesi veriyor. 1 milyon 600 bin nüfuslu Gazze’de ise 1 milyon 100 bin Filistinli göçmen 8 mülteci kampında yaşama mücadelesi içinde. 2 milyon 400 bin nüfuslu Batı Şeria’da ise 750 binden fazla kişi evlerinden olmuş durumda. Filistinliler, bölgede kurulan 19 mülteci kampında hayata tutunmaya çalışıyor.