"Mesnevî"den altı çizili satırlar...

Mevlânâ'nın "Mesnevî"si camiye giren üç kitaptan biridir. Yani Kur'ân ve hadis kitaplarından sonra üçüncü kitap olarak "Mesnevî" girmiştir câmiye. Bu itibarla bazıları Mesnevî'yi Kur'ân-ı Kerim'in manzum tefsiri olarak niteler. Bazı araştırmacılar ise ona "mağz-ı Kur'ân" (Kur'ân'ın içi, özü) der. Bütün bu ifadeler de gösteriyor ki "Mesnevî"nin fikir ve kültür hayatımızda önemli bir yeri vardır. Yazıldığı tarihten sekiz asır sonra hâlâ aşkla, şevkle okunuyor olması "Mesnevî"nin önemli bir eser olduğunun ispatı değil midir?

Hz. Mevlânâ'nın vuslat yıldönümü münasebetiyle bugün "Mesnevî"nin, Veled Çelebi çevirisinden (bk. MEGSB Yayınları, C. I-VI, İst. 1988) altını çizdiğim bazı satırları sizlerle paylaşmak istiyorum:

Adalet nedir? Ağaçlara su vermek... Zulüm nedir? Dikeni sulamak. (C. 5, s. 90)

O Peygamber ne de güzel söyledi: Bir zerre aklın, oruçtan da yeğdir, namazdan da. Çünkü aklın cevherdir, bu ikisi ise araz. Bu ikisi yani namaz ve oruç, aklın tam olmasıyla farz olur. (C. 5, s. 40-41)

Bilgi, Süleyman mülkünün hâtemidir, bütün âlem cesettir, ilim candır. (C. 1, s. 83)

Ayna ile terazi, kimse incinmesin, utanmasın diye sözünü saklar mı? (C. 1, s. 284)

Riyası sana hoş gelen, tabiatına uygun olan kişi dostundur. Dostundur ama Tanrı'nın dostu değil ki! (C. 5, s. 75-76)

Din ehlini kin ehlinden ayırt et, Hak'la oturanı ara, onunla otur. (C. 1, s. 279)

Söz söylemek için önce dinlemek gerekir. Söze, kulak verme yolundan gir. ( C. 1, s. 131)

Az söyleyen adamda derin bir düşünce vardır. Söyleme kabuğu arttı mı, yok olur. (C. 5, s. 97)

Fikri bir adam say. Çünkü adam, fikirle değerlidir, fikirle diridir. (C. 5, s. 300)

Lokma tohumdur, mahsulü de fikirlerdir. (C. 1, s. 132)

Kardeş, sen düşünceden ibaretsin. Mütebaki varlığın bakımından kemik ve deriden başka bir şey değilsin. (C. 2, s. 22)

Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektir. (C. 4, s. 63)

İlim ve hikmet, helâl lokmadan doğar, aşk ve rikkat helâl lokmadan meydana gelir. (C. 1, s. 132)

Can hikmete, bilgiye; ten de bağa, bahçeye, üzüme meyleder. (C. 3, s. 363)

Allah, "yoksulları doyurun" demiştir. Ama sen "Kazanın da sonra yoksulları doyurun" diye oku. (C. 5, s. 51)

Oruç der ki: Bu, helâlden çekindi, bil ki harama ulaşmasına artık imkân yok. Zekât der ki: Kendi malını bile veriyor, artık kendisiyle aynı dinde, aynı yolda olandan nasıl çalar? (C. 5, s. 19)

Eğer bizim ambarımızda hırsız bir fare yoksa kırk yıllık ibadet buğdayı nerde? (C. 1, s. 31)

Eğer insan sûretle insan olsaydı Ahmet'le (Hz. Peygamber) Ebûcehil müsavi olurdu. (C. 1, s. 82)

Hayvan otla semirir, insan da yücelikle, şerefle gelişir. (C. 6, s. 26)

"Mesnevî"miz vahdet dükkânıdır. Orada "bir"den başka ne görürsen puttur o. (C. 6, s. 123)

Savaş, delilerin ellerindeki kılıçları alsınlar diye müminlere farz olmuştur. (C. 4, s. 118)

Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır, hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfı. (C. 1, s. 195)

Sana bir yerden bir töhmet gelse, mutlaka zulmettiğin birisi mihnete düşmüş, beddua etmiştir. (C. 3, s. 281)

"Mesnevî"nin sözlerindeki sûret de sûrete kapılanı azdırır, yolunu kaybettirir, mânâya bakan kişiye de yol gösterir, doğru yolu buldurur. (C. 6, s. 55)

Vefatının 745. yıldönümünde Hz. Mevlânâ'yı rahmetle anıyoruz. Ruhu şâd olsun!

***

ACZİMİN GİRYESİ:

ÖLÜMSÜZ MESNEVÎ

Asırlardır aşkla, şevkle hep okunuyor olması,

Muterizlerin    itirazdan    çekiniyor    olması,

Mesnevî'nin ölümsüzlüğüne delâlet etmez mi?

Hâlâ   gönül   tellerimize   dokunuyor   olması.

                                                  (Li-müellifihî) 

 

Yazarın Diğer Yazıları