Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Durmuş HOCAOĞLU

Durmuş HOCAOĞLU

MHP, Milliyetçilik'in ağır yükünü taşıyamıyor (2)

Kasım 2002 seçimlerinde Türk halkının gazabına uğrayarak sâdece İktidar’dan uzaklaştırılmaktan da öte Meclis’ten dahi tardedilmiş olmakla MHP için artık yeni bir dönem başlamış olmaktaydı; fesini önüne koyup müteemmilâne düşünerek iktidarda iken yapılan hatâlar ile hesaplaşmak, kendi gerçekleri ile yüzleşmek ve derlenip toparlanmak için iyi bir vesîle olarak değerlendirilmesi durumunda çok hayırhah sonuçlar doğurabilecek olan bir dönemdi. Fakat olmadı, olamadı. MHP, yukarıda zikrettiklerimizin hiçbirisini yapmadı ve iktidardaki yıllarını hebâ ettiği gibi muhâlefetteki yıllarını da hebâ etti. Bu noktada, yeri gelmişken, konumuzla ilgili olarak, siyâsî partilerin yapması gerekenin, kabaca, her ikisi de aynı derecede mühim olan iki fasla taksîm edilebileceğini söyleyebiliriz: Toplumun siyâsetten ve siyâsetçiden beklentilerini iyi okuyup onları siyâsetin diline tercüme ederek çok tutarlı ve çok sağlam siyâsî projelere dönüştürmek ve ikinci olarak da, aynı topluma, yine çok tutarlı ve çok sağlam, yeni idealler, yeni hedefler göstermek, yeni gündemler ihdas etmek ve bu istikamette kamuoyu oluşturarak kitleleri harekete geçirmek.

MHP bunların ikisini de yapmadı. Topluma, O’nun ümit ve beklentilerine tetâbuk eden, eli-yüzü düzgün, kitleleri peşinden sürükleyecek, kaabili tatbîk, inandırıcı, heyecan uyandıran projeler sunmadığı gibi, yeni gündemler de yaratamadı; aşağı-yukarı, sıradan bir muhâlefet partisi gibi davrandı ve herkesin yapabileceği, sıradan bir muhâlefet yaptı: Hiçbir anlamı ve değeri olmayan “Onurlu AB Üyeliği” projesi gibi. MHP’nin seçim stratejisi de bu fıkdâniyetin açık bir nişânesi oldu. Nitekim, toplumu hiç de iyi okuyamadığını, O’nun, kendi irâdesinin hiçe sayılmasına nasıl sinirlendiğini anlamakla ızhâr etmiş oldu. Milliyetçilik gibi ulvî bir dâvâyı sırtlanmak iddiasında olan siyâsî bir teşekkül olarak, anlayamadı ki, bu memlekette iki asrı aşkın bir süreden beri, elitist dönüştürücülerin elindeki devlet ile, O’nun, îcâb-ı hâlinde zor kullanarak dahi olsa dönüştürmeye kararlı olduğu millet arasındaki kadîm mukavele büyük ölçekte bozulmuş ve düşük şiddetli bir çatışmaya dönüşmüştür ve bu cümleden olmak üzere, demokrasiye geçişle birlikte, milletin irâdesi, elitist dönüştürücülere iktidar vizesi vermemiştir. Bu gerçeği lâyıkı veçhiyle kavrayamamış olmak, O’nu Cumhurbaşkanlığı seçimi mes’elesinde, sırf AKP’ye gözü kara muhâlefet obsesyonunun tahriki ile elitist dönüştürücülerin yanında saf tutar bir konuma sürükledi ve bu sûretle hem siyâsî milliyetçiliğin prestijinin lâyık olduğu seviyeye yükselmesine mâni’oldu ve hem de AKP’yi hiç hakketmediği hâlde, “millî irâdenin tecellîgâhı” makamına terfî ettirmek sûretiyle iktidârını daha da güçlendirerek tâzelemesine yardımcı oldu ve Türkiye’de çok büyük sıkıntılara yol açacak bir dönemin de müsebbiblerinden olmuş oldu. Ancak, MHP, buna rağmen, yine de 24 Temmuz seçimlerinde oylarını yüzde ondörde kadar yükselterek tekrar Meclis’e girdi. Umarım bu bir taabbüd-ü şahsîye medâr teşkîl etmez; çünkü bu oy nisbetinin hakîkat hâlde MHP’nin kendi başarısından ziyâde, cemiyetimizde kabarmış ve fakat teveccüh edecek güvenilir bir adres bulmakta zorlanan milliyetçi dalganın bir serpintisinden başkası olmadığı anlaşılmalıdır. MHP bence hâlâ hatâ üstüne hatâ yapmaya devam ediyor; en son, DTP milletvekillerinin uzanan ellerinin kabûl edilmesi ve akabinde buna gösterilen esbâb-ı mûcibe ile de sübûta erdiği gibi. Uzatılan ellerin kaba bir şekilde reddedilmesi elbette doğru olmazdı; ancak, hemen o ânda yapılması gereken, “bu elleri kabûlümüz sâdece poltik bir nezâket îcâbıdır; ancak, bu vatana ve bu millete ihânet eden kanlı PKK çetesine terörist örgüt demem diyenlerle bizim hiçbir müârefemiz olamaz” denmesi gerekirdi. Sonradan değil; hemen o ânda, tokalaşırken! Ya bilâhare yapılan açıklamadaki gaf? İleride çok baş ağrıtabilecek olan “...ancak, diğer eliyle silah tutanlara asla tahammül edemeyiz” meâlindeki ifâdeler, tersinden okunduğunda, “silahsız olursanız, mes’ele teşkîl etmez” olarak da yorumlanmaya açıktır. Uzun sözün kısası: Milliyetçilik çok ağır bir yük ve MHP bu yükü taşıyamıyor.

Yazarın Diğer Yazıları