MHP yönetimi ülkücülere nasıl hesap verecek?

MHP yönetimi ülkücülere nasıl hesap verecek?

Değişen anayasa maddeleri ile birlikte artık iki partili sistem başlıyor. "Cumhurbaşkanlığı" adı verilen "Başkanlık Sistemi"nde üçüncü partiye yer yok. Günümüzün şartlarına göre, birinci parti AKP olur. Ya ikinci parti?

MHP'nin böyle bir şansı var mı?

Hiç yok!

Demek ki, ikinci parti de CHP olur.

MHP, Başkanlık Sistemi'nin, "iki partili bir sistem" olduğunu bilmiyor muydu? Partiyi yönetenler bu kadar cahil değillerdir! Elbette biliyorlardı ama 16 Nisan referandumunda bunu bile bile AKP'yi desteklediler. Amaçları neydi? MHP'yi yıkıp, siyaset tarihinden silmek mi?

Bu işin sırrını bilen yok. İleride mutlaka her şey ortaya çıkacaktır.

 * * *

2019'daki Cumhurbaşkanı seçiminde hiçbir aday yüzde 50'yi geçemezse, ikinci turda en çok oy alan iki aday yarışacak. Bunlar da AKP ve CHP adayları olacak. Şu anda baraj sınırında olan MHP'nin, yüzde 10'u aşıp Meclis'e girmesi mümkün görünmüyor.

Ee, peki, tekrar soralım, Devlet Bahçeli ve ekibi koca MHP'yi neden bu duruma düşürdü? MHP'yi yok edecek bir sisteme neden oy verdi?

Bilinmiyor!

Bugün MHP'yi yönetenler, ülkücü camiaya nasıl hesap verecekler acaba?

Ülkücüler onları affederler mi?

Rahmi Turan Sözcü

***

Ya siyasi sorumlular

--------

Hrant Dink cinayeti ile ilgili olarak hazırlanan üçüncü iddianame korkunç gerçekleri ortaya koyuyor. Katil Ogün Samast'ı takip eden jandarma görevlilerinden Yüzbaşı Muharrem Demirkale, cinayetten bir gün önce ve bir gün sonra FETÖ mensubu eski savcı Zekeriya Öz ile 7 kez telefonda konuşmuş. Cinayet sırasında katili takip eden jandarma görevlileri, fiziki takip kameraları ile Samast'ı ve cinayet öncesinde, cinayet sırasında ve sonrasında kaçarken kaydetmişler.

Savcı iddianamesinde Dink cinayetinin arkasında ulusalcıların bulunduğu algısının yaratılarak, Ergenekon operasyonlarına zemin oluşturulduğu da anlatılıyor.

Dink cinayetinde, Fetullahçı çetenin parmağının olduğu bir sır değildi zaten.

(...)

 Zamanın hükümeti, o yıllarda bu çete ile "aynı menzile" yürüyordu, o nedenle bizlerin bütün itirazlarına, yazılarımıza rağmen, olayla ilgili sağlıklı bir soruşturma yürütülmesine de engel olmuştu. Olayda parmağı olduğu açıkça belli güvenlik görevlilerinin soruşturulmasına izin verilmemişti.

(...)

Öyle görünüyor ki FETÖ soruşturmaları derinleştikçe karanlıkta kalmış çok şey öğreneceğiz. Suçlular cezasını önünde sonunda buluyor. Bu suçların işlenmesine, örtbas edilmesine göz yuman sorumlular da tarihte hak ettikleri şekilde anılacaklar.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Türkiye'yi rahat bırakmayacaklar

-------

MHP'li Lütfü Türkkan'ın sosyal medya mesajı şöyleydi; "Referandum bitti 9 günde 27 şehit, peş peşe zamlar, AKPM'nin sıkıntılı Türkiye kararı. Ülkenin morali bozuk, iyi haberlere ihtiyacımız var."

Bunların hepsi doğru tepkiler. Referandumun arkasından birçok ilden PKK terörüne verdiğimiz şehit haberleri gelmeye devam ediyor, bir günde 5 şehit verdik.

(...) Barzani'nin arasıra "PKK Sincar'dan çekilsin" tarzında, inandırıcılığı olmayan açıklamalarının PKK-PYD'nin eylemleri üzerinde hiçbir etkisi yok.

DAEŞ'in bulunduğu yerler kolayca PKK'nın eline geçiyor ve Türkiye'ye Kandil'den de yakın olan Sincar'ı Suriye Kürdistanı dedikleri Rojova'ya bağlamaya çalışıyorlar. (...) PYD dün Afrin kantonundan "Hatay'da 2 karakola havanlı saldırı" yaptı. Afrin de Hatay'ın bitişiği olduğu için bunu yapmaları çok kolay. (...) Bu kantonlar orada durdukça, Barzani iki taraflı politikasını sürdürdükçe, Güneydoğu bölgemize sınırdan devamlı terörist ve silah takviyesi yapıldıkça şehit vermeye devam edeceğiz.

Irak ve Suriye Kürdistanları için oralarda savaş devam ederken Türkiye'yi rahat bırakmayacaklar...

Güngör Mengi Vatan

***

Referandum "mutlak butlan ile malûldür"

---------

Yazımın başlığında, rahmetli Prof. Fikret Arık'ın öğrettiği eski bir Hukuk Terimi'ni kullandım.

(...)"Mutlak Butlan" "Tam Sakatlık" anlamına geliyor.

"Mutlak Butlan ile Malûldür" demek, "Tam Sakatlık Hali" demektir.

"Tam Sakatlık Hali" olan hukuki işlemler ise "Yok Hükmünde" kabul ediliyor:

"BU HALKOYLAMASI YOK HÜKMÜNDEDİR!".

(...)

Hukuk alanında biçim koşulları çok önemlidir; şekil şartları içerikten bile önce gelir.

Şekil şartlarına uymayan bir irade açıklaması hukuki sayılmaz, geçerli değildir, hukuki sonuç doğurmaz.

(...)

Başka haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzlukları ayrıca belirtmeye hiç gerek olmadan, sadece 101'inci madde, mühürsüz oy pusulalarının da geçerli sayıldığı bu Halkoylaması sonuçlarının, yasanın belirttiği koşula uygun biçimde elde edilmedikleri için, "MUTLAK BUTLANLA MALÛL" yani "YOK HÜKMÜNDE" olduğunu açıklıyor.

BU HALKOYLAMASI SONUÇLARI YOK HÜKMÜNDEDİR VE BU SONUÇLARA GÖRE YAPILACAK HER İŞLEM DE YOK HÜKMÜNDE OLACAKTIR!..

Emre Kongar Cumhuriyet