Millî Takım üstüne...

TRT Spor'da Orhan Ayhan'la programını izlerken, geçmiş turu yaptım. Usta'nın Şenol Güneş'le ilgili yorumuna aynen katıldım. Yeni teknik direktörün mazisi önemli başarılarla dolu. Yayınında bunlara işaret eden Ayhan büyüğümün benden farkı Güneş'in insani değerlerine ve dürüstlüğüne yer vermesiydi.

Sebat Gençlik'ten Trabzon'a transfer ve içinde bulunduğu ekibin "Üç Büyükler hegemonyası"na son verişi Türk futbolunda milattır. Hem de altı kez.

Ben bu satırları kaleme alırken, Arnavutluk'u 2-0 mağlup etmiştik. Bundan sonraki maçlar göz önüne alınırsa mutlaka ilk ikiye girip Avrupa Şampiyonası finallerine gideceğimize inanıyorum.

Orhan Ayhan'ın "gençlerin yetişmesinin beklenilmesi uzun iş" tespitine de aynen katılıyorum. Zaten bu konudaki son ve en başarısız örneği Mircea Lucescu ile yaşadık. İnsanlarımızın ikinci kez aynı sabrı göstermesi mümkün değil. Hele neticede hayal kırıklığı yaşanması ihtimali fazlaysa.

İzlediklerimiz

Kendi benzetmesiyle "tarihî eser" Orhan Ayhan'ın anlattığı ilk maçlar aslında benim seyrettiklerimin başlangıcıdır.

Arnavutlarla açılış maçımızı İnönü'de oynamıştık. 2-1 kazandığımız oyunun rövanşında onların evinde 3-0 kaybetmiştik.

Orhan Ayhan'ın dillendirdikleri arasında ilginç anılar vardı. Tiran'dan eski bir midibüsle yola çıkış ve Edirne'de verilen mola. Arnavutların ekonomik durumunun aynasıydı.

Bu olayda bir gazetecilik başarısı da yaşandı. Orhan Ayhan'ın yanına Muharrem Kilercik'i alıp misafirleri karşılayışı ödüle dönüştü. Merhum Kilercik'in Arnavut kökenli olduğunu da hatırlatalım. Tıpkı İslam Çupi'nin saf kan Arnavut olması gibi. Merhum Çupi Arnavut Kralı Zogo'nun akrabasıydı. Bir başka rahmetli karikatürist Cafer Zorlu'yu "Oğlum boşuna hava basma. Sen Boşnak'sın!" diye kızdırırdı.

Bir lider futbolcu

TRT Spor'daki belgeselde, ligimize önemli yer ayrılmıştı. Ele alınanlar arasında birini her zaman hayranlıkla izlemişimdir: Ergun Öztuna. Görüntüsü ve oyun tarzıyla ünlü bir Macar futbolcuya benzetilmiştir. Puşkaş. Bu büyük yıldız Macar millî takımındaki başarısını Real Madrid'de de devam ettirmişti.

Ergun Öztuna'dan birebir gözlemlediğim örneği vermek istiyorum; Bir Karşıyaka maçında topu kapıp, ileri fırladı. Pas verecek adam aradı. Baktı ki Fenerbahçeli hücumcuların üçü de ofsaytta. Ayağı ile topa basıp durdu. Eliyle çıkın işareti yaptı. Bunu gören tribünlerde kıyamet koptu. Alkışlar yükseldi.

Puşkaş Ergun'un futbol hayatı uzun ömürlü olmadı. İki dizinden de sakatlanınca aktif futbolculuğa veda etti.

***

Futbol'un mucidi

Türkler mi?

Footboll (İngilizce foot-ayak- ve -boll- top kelimelerinin birleşmesinden oluşturulmuştur.) başlangıç yıllarında 5'i yedek 16 futbolcudan oluşan iki takımın mücadele ettiği spordur.

Oyuncuların amacı, topu rakip kaleye sokmaktır. Tabii kurallar dâhilinde.

Amerika ve Avustralya'daki benzerlerine girmeyeceğim. Ansiklopedilerde yer alan futbolun 1820'lerde doğduğu iddia edilir. Elden ayağa dönüşmesi ise 1823'te gerçekleşir. Oyun kuralları zaman içerisinde devamlı değişikliklere uğradı. Şimdi de başımıza VAR sorunu çıktı.

FIFA, UEFA başta diğer federasyonların hepsi bir üste bağlı konumdadır.

Doğan Yıldız'dan

TRT Haber Merkezi'nin başarılı isimlerinden ve spor spikeri Doğan Yıldız'ın müthiş bir kitabı var; "Çağlar boyu/Türklerde spor." Bu büyük araştırmanın en önemli bölümünde TEPÜK'e de yer ayrılmasıdır.

Eski Türklerde oynanan bir spor bugün futbol dediğimize bire bir benzemektedir. Tarihî yazıtlarda TEPÜK'ün durumu ilginçtir.

Kaşgarlı Mahmut'un, Araplara Türk dilini öğretmek için yazdığı Divan-ı Lügat-it Türk adlı eserde de bu oyundan söz edilmekte. Eserin birinci cildinin 323. sayfasında bu isim ve bu oyun yer almaktadır.

Tarihî kayıtlar müzede

Verilen ayrıntıya göre Türklerin bu oyunda kullandığı toplar, kurşunun etrafına keçi kılı ya da keçe sarılarak yapılmaktaydı.

Yine Ayasofya Müzesi Kütüphanesi'nde bulunan "Tarih-î Timur" adlı kitapta ilginç bir kayıt daha vardır. Türklerin, içi havayla doldurulmuş kuzu derisinden topla oynadıklarından açıkça söz edilir. Acaba futbolu biz mi bulduk dersiniz?

GÜNÜN SÖZÜ

Robert C. Ingersoll diyor ki...

Parasını dilenci gibi harcayan bir kral olacağıma, parasını kral gibi harcayan bir dilenci olurum, daha iyi.

 

Yazarın Diğer Yazıları