Milliyetçilik neden tartışmaya açılır?!

İnsanın ülkesini, ait olduğu milleti sevmesi, asabiyetine bağlı kalması nerede suç! Bu bağlılıkları bir saldırı aracı olarak kullanılırsa, "milliyetçilerin saldırısı" kategorisine girer mi? Niye girsin!

Biliyorsunuz, "Biri" "milliyetçiliği ayaklarının altına" almıştı. O "İslâmcı" cenahtan. Sol-libaral cenahtan da saldırılar var. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bizim ülkemizde görülür ve dört bir taraftan saldırıya rağmen, özümüz sağlam ki, yine ayaktayız. "Türk'üm" demenin suç sayıldığı bir ülkedeyiz. Halbuki kurucu unsur Türk, etnisiteleri bir çatı altında toplayan ve bütünleştiren, etnisiteler arası geçişleri kolaylaştıran Türk; ama itilen kakılan yine Türk! İç ve dış düşmanlar, Türk'ü ezdiklerinde gayelerine ulaşacaklar. Batı da böylece "Şark Meselesi"ni kökünden halledecek!

Bu konuya "tekrar" neden gerdim?

Birileri ABD'deki "Trump, milliyetçi mi vatansever mi?" tartışmasından hareketle vatanseverlikle milliyetçiliği karşı karşıya getirmek istiyorlar.

Batı kavramlarıyla düşünürseniz, farklı çizgilere savrulursunuz. Milliyetçiliği Fransız İhtilâli'yle başlatırsanız, yine aynı tartışmaların içine girerseniz. Ama, birçok defa bu köşede yazdığım gibi, Türk tarihinde ulaşabildiğiniz en geriye doğru gittiğinizde böyle bir tartışmanın abesliğini görürsünüz. (Türk Adını Silme Planı'nda, Türk'e Dönüş serisinde ilim adamlarımızın görüşlerini de alarak ayrıntılı yazdık.)

Prof. Dr. Fuat Keymen'ın, Trump'la ilgili yazısından:

"Trump, milliyetçi mi, vatansever mi sorusuna yanıt şu: Trump, söylem, tavır ve ideolojik olarak vatansever değil, aksine milliyetçi, hatta sert tonda milliyetçi bir liderdir. 

Bu yanıtta ilginç ve önemli olan, klişelerin, genel varsayımların, çarpıtmaların tersine, "milliyetçilik" (nationalism) ve "vatanseverlik" (patriotism) arasında net bir ayrım yapılması; diğer bir deyişle, milliyetçilik ile vatanseverliğin, ideolojik, söylem, felsefe, ve uygulama düzeylerinde aynı ve eş anlamı olmadığı savını içermesi.  Daha da önemlisi, milliyetçilik olumsuz, demokrasi, birlikte yaşama, hukukun üstünlüğü ve küreselleşmeye bir meydan okuma ve risk olarak görülürken, vatanseverliğe, olumlu, yapıcı ve milliyetçiliğe karşı korunması ve uygulamaya sokulması gereken bir kavram, bir ideoloji olarak yaklaşılması." ("Milliyetçi mi? Vatansever mi", Karar, 9 Eylül 2019).

Prof. Bey'in kullandığı kelimeler bakılırsa, kendileri "ırkçı" denecek derecede "Türkçü"! Arapça ve Farsça'dan gelmiş kelimeleri kullanmamaya özen gösteriyor, yeni çıkarılmış kelimeleri tercih ediyor. (insicamsızlık entel/entelektüellerimizin paradoksu!)

"Türkçü!" yazar neden "yurtsever" demiyor da "vatansever" diyor? Yazıda birkaç yerde "yurtsever" deme ihtiyacı duymakla beraber, hususiyetle "vatansever"i tercih ediyor. "Yurtsever"e sol çevreler farklı anlam yüklemişlerdir. Onu dikkate aldığı anlaşılıyor.

Yazarın bir sürü izahı var. Kendi görüşünü sonraki yazısında açıklıyor. O görüşlerle beraber, Milliyetçi Hareket'i de yakından bilen Prof. Dr. A. Baran Dural'ın değerlendirmesini vereceğiz.  Prof. Dr. A. Baran Dural Pratikten Teoriye Milliyetçi Hareket, Milliyetçiliğin Yakın Tarihi yazarıdır. En son "Batı'da ve Türkiye'de Kuramsal Milliyetçilik" kitabını çıkardı. (Bilge Kültür Sanat Yayınları, 400 s.).

 

Yazarın Diğer Yazıları