"Milliyetçilik" öcü- "AB" koruyucu melek

Ordu düşmanlığı ile atbaşı giden, bir “mahşer süvarisi” var: “Milliyetçilik” ! Bir zamanlar en önde gelen değerimiz olan Atatürk’ün “milliyetçiliği” adeta, “öcü” oldu. İnsana aşağılamak için, “Milliyetçinin teki” diyorlar .. Bizi, bu “öcüden” AB kurtaracak!

“Mahşer süvarilerinden”, RADİKAL yazarı İsmet Berkan “reaksiyoner - negatif” milliyetçilik dediği bizim milliyetçiliğimizi tarif ediyor: “Yabancı düşmanlığından beslenen, Türkiye’yi dış dünyaya kapatmayı hedefleyen, zaman zaman başkalarına karşı ırkçılığa varan tepkiler veren, bu reaksiyoner milliyetçilik, ülkemizin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri... Çünkü kullandığı halkçı ve lumpen söylem, oldukça iyi eğitimli bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tutun da sokaktaki sıradan vatandaşa kadar herkesi kolayca etkisine alabiliyor. Önümüzdeki dönem Meclis’te, diğer üç partinin de CHP MHP ve Kürt Milliyetçisi DTP aslında reaksiyoner milliyetçi partiler oldukları gerçeği, bu konuyu acil gündem maddesi haline getiriyor”

Ve Berkan, Erdoğan’a mektupla öğüt veriyor; “aman, reaksiyoner milliyetçiliğin kötü yollarına sapma, reaksiyoner milliyetçilikten kurtul!”

Gerçi tavsiyeye gerek yok, Erdoğan ve AKP hiç bir zaman “milliyetçi-Atatürkçü” olmadılar ki, şimdi “kurtulsunlar” Seçim kampanyasında “tek bayrak- tek millet- tek ülke” sloganları seçimlere mahsustu!

Atatürk milliyetçiliği

Berkan’ın “reaksiyoner milliyetçilik” dediği aslında, “Atatürk milliyetçiliği” ama bu sıra açıkça saldıramayacağı için, Atatürk’e söz rüşveti veriyor. Ona göre, meğer Mustafa Kemal de 20’li yıllardan başlayarak bugün yaşadığımız reaksiyoner milliyetçilik sorunuyla karşılaşmış, bununla başa çıkmak için de, ‘pozitif milliyetçilik’ yönünde bir söylem yaratmaya çalışmış, bunu her yere yazdırmış; “Türk, övün, çalış, güven”

Bari tarihi olguları, nalıncı keseri gibi, kendilerine yontmasınlar. Kurtuluş Mücadelesinde karşısında milliyetçiler yoktu, gerçek “reaksiyonerler, gerçek gericiler ve yabancılarla işbirlikçiler vardı. Osmanlının, son döneminde “Etrakı bi idrak” (İdraksiz Türkler) anlayışına ve çeşitli iç ve dış ihanetlere karşı, “tek Türk milliyetçiliği oluştu. Mustafa Kemal, kendisi milliyetçi olduğu gibi mücadele arkadaşları da “milliyetçi” idiler! Karşılarında ise yabancılarla işbirliği yaptıkları halde yabancı düşmanı - dış dünyaya kapalı olanlar vardı.

Berkan, tereciye tere satıyor Atatürk’ün, “Türk övün - çalış güven” direktifi, asıl bizim, Atatürk milliyetçilerinin, “pozitif” milliyetçiliğimizin esaslarından. Oysa, Berkanların, güya, “pozitif” dediklerinin esası ise teslimiyet ve işbirlikçilik!

Pozitif- negatif nedir, bilmem, ama, anlamak istemeseler de tekrar söyleyeyim: Bizim Atatürk Milliyetçiliğimiz, ırkçı, kafatasçı değil yabancı düşmanlığı değil, dünyaya kapanmak değil. AB’ne ilke olarak karşı olmasak, hatta yerimizin Avrupa’da olduğuna inansak da, Avrupalılara kul köle olmak, kapılarında beklemek de değil. Bizim milliyetçiliğimiz “milli onura” dayanır...

Bunun ne olduğunu anlamak da, körlere renk tarif etmek kadar güç; ya vardır, ya da yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları