Milliyetçilikte kırmızı çizgi

Her bireyin hayatında ve fikir dünyasında kendine özgü kırmızı çizgileri vardır. Bu çizgiler, bir bireyin ya da bir grubun benimsediği değerlerin, inançların ve ideallerin sınırlarını belirler. Bu sınırlar, bireylerde ahlaki ve sosyal sorumluluk bilinci oluştururken; toplumda ise güven ve düzenin temel taşlarını oluşturur. İnsanlar, toplum içinde ahlaklı ve namuslu bir yaşam sürebilmek için belirli davranış kalıplarını benimser. Bu kalıplar, hem kendilerine hem de çevresindekilere karşı bir sorumluluk hissi taşır.

Benzer şekilde, siyasi hareketlerin ve liderlerin de kırmızı çizgileri, belirli değerler etrafında şekillenir. Bir siyasi ideolojinin temel amacı, toplumun refahını sağlamak ve ait olduğu seçmen kitlesinin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmaktır. Ancak bu çözümleri üretirken, siyasi liderlerin ve partilerin kırmızı çizgileri, ait oldukları toplumun kültürel, tarihi ve hukuki yapısına uygun bir şekilde belirlenmelidir.

“Canım böyle istedi” diye, hiç kimse siyaset yapmamalıdır.

Milliyetçi siyaset, bu bağlamda büyük bir sorumluluk taşır. Türk milliyetçiliği, Türk milletinin tarihinden, kültüründen ve devlet geleneğinden ilham alır. Milliyetçilik, milletin varlığını, birliğini ve geleceğini koruma gayesiyle hareket eden bir ideolojidir. Bu nedenle, Türk milliyetçiliği anlayışının temelinde, Türk milletinin aleyhine olabilecek hiçbir tavır ve davranışı kabul etmeme ilkesi yatar. Türk milliyetçileri, milletin çıkarlarını koruma adına kırmızı çizgiler oluşturmalı ve bu çizgileri ihlal eden her türlü girişime karşı direnç göstermelidir. Hiçbir marjinal, bölücü ve radikal unsurla bir arada bulunmamalı, görünmemelidir.

Ancak günümüzde, bu kırmızı çizgilerin varlığı ve uygulanabilirliği sorgulanır hale gelmiştir! Özellikle bebek katili Abdullah Öcalan’ın ülke gündemine yeniden taşındığı tartışmalar, milliyetçi siyasetin kırmızı çizgilerinin ne kadar belirgin olmasını gözler önüne sermektedir.

Bölücü terörün sorumlularının terörden vazgeçip silah bırakacağını ve herhangi bir vatandaş olarak hayatlarını sürdüreceğini iddia etmek; hepimize masal anlatmak demektir.

Bu masala inanmayanları, teröristtin karşısında duruş sergileyenleri hakaret ve tehditlerle susuturmaya çalışmak hangi aklın ürünüdür(!)

Terörsüz Türkiye isteniyorsa; bunu teröristlerin karar ve insafına mı bırakarak gerçekleştirilebilir sanıyorlar?

Kim neye inanıyor ise inansın, milliyetçilik adına bölücülere kabul ve nezaket gösterenlerin samimiyetine inanacak bir milliyetçiyi; “analar kundağına sarmadı daha!”

Terör örgütü liderliği ile anılan bir figürün siyasi gündemde tartışılması, Türk milletinin tarihine ve hassasiyetlerine bir meydan okuma olarak anlaşılacağı açıktır. Bu durum, milliyetçi siyasetin temel ilkelerinden uzaklaşarak, toplumda büyük bir güven kaybına ve tehdit algısına yol açmaktadır. Vatandaş nezdinde “kuşku” güvensizliğin ilk halidir.

Milliyetçi siyaset, yalnızca bir ideolojik duruş değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Türk milletini ve onun tarihini, kültürünü ve inançlarını temsil eden bir siyasi anlayışın, kırmızı çizgilerini net bir şekilde belirlemesi ve bu çizgilerin ihlal edilmesine asla müsamaha göstermemesi gerekir. Aksi takdirde, bu tür kırmızı çizgilerin yokluğu, yalnızca ideolojik bir zaaf olarak kalmaz, aynı zamanda milletin geleceğini tehdit eden bir unsur haline gelir.

Her kafa karışıklığı toplumun huzuruna tuzak kurmak demektir.

Sonuç olarak, milliyetçi siyasetin kırmızı çizgileri, Türk milletinin çıkarları, tarihi ve geleceği adına vazgeçilmezdir. Bu çizgilerin korunması ve güçlendirilmesi, yalnızca bir siyasi duruş değil, aynı zamanda bir varoluş mücadelesidir. Bebek katili azılı terörist Abdullah Öcalan gibi isimlerin siyasi tartışmalara konu olması, bu mücadeledeki zaafları ortaya koymakta ve Türk milletinin kırmızı çizgilerini aşmaktadır! Buna kimse cüret etmemelidir.

Türk milletinin milliyetçisinin bu kırmızı çizgisi yalnızca geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de güvencesidir. Milliyetçi siyaset, bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmek zorundadır. Milletine cesaret vermeyen hiçbir duruş milliyetçinin çizgisi değildir…

Yazarın Diğer Yazıları