Atatürk'ün Tarih Görüşü (14)

Atatürk'ün Tarih Görüşü (14)
İstanbul, bizim tarihimizin ve medeniyetimizin bir hulasasıdır

Ankara

"Sevgili milletimizin bütün bir düşmanlık cihanına karşı

muzafferiyetle başardığı bağımsızlık mücadelesi tarihinde Ankara ismi en aziz bir mevkiî muhafaza edecektir."(1922 Atatürk'ün t.t.b. iv, s. 466.)

"Hiç şüphe etmemelidir ki, Anadolu ortasında süratle meydana getirilecek yeni ve mamur bir Ankara, asırlarca ihmal edilen Türk vatanı için başlı başına bir medeniyet merkezi, Türk Devleti için pek mühim bir dayanak olacaktır."(1924 Atatürk'ün S.D. I, s. 323.)

İstanbul

"İstanbul, bizim tarihimizin ve medeniyetimizin bir hulasasıdır."(1923 Atatürk'ün T.T.B. IV, s. 492.)

"Dört beş asırlık millî çalışmamızın mahsulü, bu güzide medinemizde toplanmıştır. Millî kabiliyetimizin devamlı ve güzel birer işareti olan bunca abideler ve müesseseler hep oradadır."(1923 Atatürk'ün T.T.B. IV, s. 506.)

"İstanbul, millî mücadelemizin devamı müddetince millî ve vatanî aşkımızın kutsî ve yüksek bir mihrabı olmuştur. Bundan sonra da hiçbir hadise, hiçbir kuvvet ruhumuzu bu mukaddes mihraptan çeviremeyecektir."(1923 Atatürk'ün T.T.B. IV. s. 506.)

"İki büyük cihanın mültekasında, (kavşağında) Türk vatanının zîneti (süsü) Türk tarihinin serveti (zenginliği) Türk milletinin göz bebeği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan bir şehirdir."(1927 TUNCOR, a.g.e. s. 81.)

Konya

"Konya'nın millî egemenliğin yerleşmesinde en kudretli dayanak noktalarından biri olacağına büyük kanaatim var. Konyalıların ziraat, ticaret sahasında gösterdikleri faaliyet, sahip bulundukları sağ duyu ve memleket sevgisi beni pek haklı olarak bu güvene götürmektedir."(1923 Atatürk'ün s.D. II, s. 135.)

***

Yazı dizimizi bitirirken Atatürk'ün "Gençliğe Hitabesi"ni bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.

İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!

Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.

Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.

Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

K. ATATÜRK 20 Ekim 1927. BİTTİ