Yaklaşık bir milyon kral penguen iz bırakmadan kayboldu

Yaklaşık bir milyon kral penguen iz bırakmadan kayboldu
Çorak volkanik bir ada olan “Île aux Cochons”un deniz kuşu ekolojistleri tarafından havadan çekilmiş olan fotoğraflarını gönderilmişti. Görüntüler, birkaç yıl önce, uçsuz bucaksız çıplak kayalıklarda 500.000 çift kral pengueni ve yavrularıyla dolu olan yuvaları ortaya çıkarması dikkat çekti.

Ahmet Baki ÇINAR'ın çevirisine göre, Henri Weimerskirch’in merak ettiği şey, yeryüzündeki tüm penguenler neredeydi? 2017 yılının başlarındaydı. Meslektaşları, Madagaskar ve Antarktika arasında insanların nadiren ziyaret ettiği çorak volkanik bir ada olan “Île aux Cochons”un deniz kuşu ekolojistleri tarafından havadan çekilmiş olan fotoğraflarını göndermişti. Görüntüler, birkaç yıl önce, uçsuz bucaksız çıplak kayalıklarda 500.000 çift kral pengueni ve yavrularıyla dolu olan yuvaları ortaya çıkardı.

Dünya’nın en büyük kral penguen sürüsü ve 18 penguen türünden herhangi ikinci büyük koloninin % 90 oranında küçüldüğü ortaya çıktı. Yaklaşık 900.000 görkemli, uzun boylu, siyah, beyaz ve turuncu kuşlar bir iz bırakmadan ortadan kayboldu. Fransız ulusal araştırma ajansı CNRS’de çalışan Weimerskirch, “Gerçekten akla hayale sığmaz, tamamen beklenmedikti” diyor.

Çok geçmeden, o ve diğer bilim adamları olayı aydınlatmak için adaya ilki 37 yıl ve sadece üç kez olacak bir keşif gezisi planladılar. CNRS çevrebilim uzmanı Charles Bost “Gidip kendi gözümüzle görmemiz gerekiyor” demişti.

Araştırmacılar yolculuğa hazırlanırken, mağdur edilmiş biyologların Antarktika’nın lojistik, politik ve bilimsel zorluklarını kavramaları gerekiyordu. Geniş mesafeler, sert hava koşulları ve engebeli arazi seyahat etmeyi zor ve pahalı hale getiriyor. Bir gemiye ve bir helikoptere ihtiyaçları vardı çünkü Antarktika’da ki dondurucu sular ve kayalık kıyılar karaya çıkmayı zorlaştırıyordu.

Fransa idaresi altında olan adada araştırmacıların hassas ekosistemleri rahatsız etmesini önlemek için zorlu izin ve biyogüvenlik kurallarına uyması, aylarca süren dikkatli bir planlama ve evrak işi gerekiyordu. Oraya bir kez gittiklerinde, çok az zamanları olacaktı: hastalık, yırtıcılar ve ısınan Güney Okyanusu da dâhil olmak üzere, kaybolma konusunda çok sayıda konuyu araştırmak için sadece 5 gün. Büyük bir olasılıkla, asla geri dönemeyebilirlerdi.

Adayı yöneten Fransız Güney ve Antarktik Toprakları Ulusal Doğa Rezervi için çalışan bir keşif organizatörü olan koruma biyoloğu Adrien Chaigne, “Bunun tek seferlik bir keşif olacağını biliyorduk” diyor. “Gerçek bir baskıydı.”

KISITLAMALAR

Bunun gibi kısıtlamalar ile uzun zamandır yüzleşen biyologlar gezegenin uzak dibinde ki hayatı anlamaya çalışıyorlar. Bundan iki yüzyıl önce bölgeyi ziyaret etmek isteyen araştırmacılar; kâşifler, balina veya fok avcıları ile birlikte hareket etmek zorunda kalıyorlardı. Örneğin Adélie pengueni, ilk olarak, Güneydoğu Antarktika’ya 1837’de Fransız kâşif Jules Dumontd’Urville tarafından organize edilen keşif gezisinde tanımladı.

Fransız kâşif eşi TerreAdélie’nin adını adaya ve keşfedilen yeni penguen türüne verdi. Bu hırpalayıcı yolculuklar onları sürprizlerle mükâfatlandırdı: 1895 yılında botanikçiler donduran Antarktika soğuğunda hiçbir bitkinin hayatta kalacağını düşünmüyorlardı ki ”Île aux Cochons” yakınlarındaki “Possesion Island” da ki likenleri keşfettiklerinde büyük bir şoka uğradılar. (Likenler Mantarlar ve fotosentetik Alglerden meydana gelen simbiyotik birlikteliklerdir.)

Günümüzde modern araştırma bütçeleri ve kutupsal araştırma istasyonları ağı Antarktika’yı daha erişilebilir hale getirdi. Biyologlar, hayvanların sıfırın altındaki sıcaklıklarda hayatta kalmak için nasıl evrimleştikleri ve geniş, verimli Güney Okyanusu’nda ekosistemlerin nasıl düzenlendiği de dâhil olmak üzere bir dizi temel sorunun üstesinden gelmek için bölgeye akın etti. Antarktika’yı dünyadaki en hızlı değişen yerlerden biri haline getiren iklim değişikliği, buzların kayması ve denizlerin asitleştirilmesi çalışmalarına ilham verdi.

San Francisco Üniversitesi’nden deniz biyoloğu DenebKarentz.“Keşifpotansiyeli bölgeyi bağımlı hale getiriyor. Bilim insanı olarak bir kere gittiğinizde, oraya daima geri dönmek istiyorsunuz.” diyor.

Ancak bugün bile, Antarktika’da araştırma yapmak zorlayıcı bir iş.“Şu an bile numune almanız 2 saat sürüyorsa, Antarktika’da bu işlem 10 saat alabilir,” diyor Karentz. Örnek vermek gerekirse, numune toplamak için denizin üzerinde ki buza açtığınız halkanın tekrar kapanmaması için,  halkayı genellikle tekrar kazmalısınız.

Zorlu koşullar pahalı donanımlar gerektirebilir. 1987 yılında, Karentz yüzeyin altındaki mikroorganizmaları incelemek istedi. Ancak denizin üzerindeki buz kaydığı için bir plastik cam çerçevesi kullandı. Onu da yakınlarda ki bir araştırma istasyonundan güç bela alarak telafi etti. “Antarktika’da işi bileceksin.” diyor.

Bu yaşananlar; bir Fransız araştırma gemisi olan MarionDufresne’den bir helikopter, Kasım 2019’da penguen araştırmacılarını ve 700 kilogram teçhizatını ”Île aux Cochons”a teslim ettiğinde, deneyimli Antarktika araştırmacıları Weimerskirch ve Bost’un hala akıllarındaydı. (Île aux Cochons subantarktik Crozet Takımadaları’nda ıssız bir adadır.) Tam da kral pengueninin kuluçka dönemiydi ki bu da on binlerce yavru penguenin sesiyle karşılanmak demek oluyordu. Bir zamanlar 67 kilometrekarelik alanda dip dibe duran penguenlerin, orayı terk ettiğini düşünüyorlardı.

Araştırmacılar bu kayıplara neyin sebep olduğunu bulmakta istekliydi. Antarktika bölgesinde 3,2 milyon civarında olan kral penguen, birden bire yok olma tehlikesiyle karşılaşmadı; aslında yüzyıllardır süregelen avcılık faaliyetleri, kral penguenlerin sayısını düşürüyor. Buna karşılık olarak, dünyadaki penguen türlerinin yarısı tehdit altındadır ve birçok tür son zamanlarda tedirgin edici şekilde ölüyor. Ancak nispeten daha sağlıklı türlerin ölümü bile daha büyük sorunlara işaret edebilir. Bu yüzdendir ki “Île aux Cochons” yönetimi tehlike çanları çalmaya ve sıkı kararlar almaya başladı.

Kral penguenleri incelemek nispeten daha kolay olsa gerek. İmparator penguen gibi diğer kuzenlerinin aksine, kral penguen Subantarktik bölgedeki adalarda yaşar. Bu, uydu fotoğraflarının düzenli aralıklar ve hata payı az olarak çekilmesinin yanı sıra, bilim adamlarının da yuvaların yakınlarına kamp kurup gözlem yapmaları anlamı geliyor. (İmparator penguen gibi diğer penguenler daha gezgin türlerdir.) Uzun süren üreme mevsimi boyunca, ebeveynler görev dağılımı yapar; biri kuluçkada ki yumurtayla veya küçük yavruyla ilgilenirken, diğeri ise balık veya diğer deniz canlılarını avlamak için denize açılır. Penguenlere takılan bir takip cihazı bu yiyecek arama gezilerinin 500 kilometreyi kapsayabileceğini göstermiştir.

Araştırmacıların birinci önceliği, bu yiyecek arama gezilerinin penguen ölümleriyle alakası olup olmadığını anlamak amacıyla, 10 pengueni takip cihazıyla takip etmekti. Ekibin izinleri sadece sık kullanılan bir rotayı ve koloninin bir kısmını izlemekle sınırlıydı.Penguenlerin yağmurda verdikleri ara, araştırmacıların takip cihazlarını penguenlerin tüylerine yerleştirmesine olanak sağladı.

Bu esnada diğer araştırmacılar, uzun zaman önce balina avcıları ve denizciler tarafından kullanılan tuzaklar, kameralar ve gece görüş kameralarını yumurtaları ve yavruları yiyen kedi ve fareleri takip etmek için kurdular. Bilim adamları ayrıca daha sonra hastalıklar ve diğer veriler için taranmak üzere penguenlerden kan örnekleri aldılar. Ayrıca tüy örnekleri ve beslenme alışkanlıkları için ileride ipucu olacak penguen kemik örnekleri topladılar.

Chaigne “İlk iki gün çok yoğundu.” diyor. “Kötü hava koşullarının araştırmayı her an bitirebileceğini biliyorduk.” Neyse ki, düşündükleri gibi olmadı ve beşinci günün sonunda penguenlere takip cihazı yerleştirip istedikleri örnekleri toplayabildiler.

BİR SÜRÜ VERİ

Bir sürü veri hala işleniyor. Ancak araştırmacılar devasa penguen azalışına neden olabilecek bazı şeyleri çoktan rafa kaldırdı. Örneğin, kara yırtıcılarının bu yıkımda bir rolü olmadığı görülüyor. Yavru ve yetişkin penguenlerin yanı sıra kazılan kemiklerin incelemelerinde kedi veya fare ısırması belirtisi görülmedi ve ekibin kameraları hiçbir saldırı kaydetmedi. (Önceki seferlerde görülen tavşanlar ilginç şekilde bu sefer yoktu.)

Görünüşe göre, penguenler yakınlarda bir yere taşınmışlardı. Adadaki doğal bir yer değiştirme bölgesinde olan ikinci bir küçük koloni, ana gruptaki büyük düşüşü açıklamak için yeterli olmayan tahmini 17.000 çifte sahipti. Bost, uydu görüntüleri de dâhil olmak üzere, koloninin başka bir adaya göç ettiğine dair bir belirti olmadığını söylüyor.

O halde bu olanların sadece bir izahı kalıyor. Bost “ Eğer penguenler burada değilse, ölmüşlerdir.” diyor. Ama onları ne öldürdü?

Görünen o ki hastalık değil. Ekip nihai kan örneklerini bekliyor, ancak birkaç kötü durumda ve yeni ölmüş penguen görmüşlerdi. “Cesetler ve durumu vahim olan penguenler görmeyi bekliyordukama kuşlar sağlıklı görünüyordu.” diyor Chaigne.

Aslında, o ve meslektaşları çevredeki okyanustaki değişikliklerin penguenleri yiyecek bulmak için daha fazla yüzmeye zorladığından şüpheleniyorlar. Diğer kral penguen kolonileri üzerinde yapılan çalışmalar Île aux Cochons adasındaki penguenlerin normalde yiyecek aramak için, güneyde Antarktik kutup cephesi olarak bilinen sulara yüzlerce kilometre yol kat ettiğini göstermiştir.

Kuzey sahasının ön kıyıları, Antarktika’da ki en soğuk sular olarak bilinir. Sıcak kıyılarda kümelenen birçok deniz canlısı penguenlerin besin kaynağıdır,denizin 100 metre veya daha aşağısında büyük sürüler halinde yaşayan ve penguenlerin temel avı olan “Işıldak balığı” bunlardan birisidir.

Kutup cephesi her yıl aynı yerde kalmıyor. Bazı yıllarda, El Niño-Güney Salınımı ve Subtropikal Hint Okyanusu Dipolü olarak bilinen iklim anormallikleri bölgedeki okyanus sularının ısınmasına neden olur ve kutup cephesi, kutuplara daha yakın ve Île aux Cochons’tan daha uzak olan, güneye kayar. Uzun süren yiyecek arama yolculukları sırasında, anne veya baba penguen yavrusunu koloniye bırakır ama yavruları öylece bırakmak, onları yırtıcılara açık hedef yapar.

Daha uzun süren bu geziler yetişkin penguenleri strese sokabilir ve avcılara karşı savunmasız bırakır. Bu anormal yıllar, önümüzdeki on yıl boyunca Güney Okyanusu’nun nasıl ısınacağının bir önizlemesini sunuyor ve kutup cephesini güneye doğru kaydırmaya devam ediyor.

Isınan bir okyanusun penguenleri tehdit edebileceğine dair kanıtlar, Bost ve meslektaşlarının 2015’te Îleaux Cochons’un 160 kilometre batısında bulunan Possession Adası’nda, daha küçük bir kral penguen kolonisinde yaptıkları bir araştırmadan geliyor. Ada Fransa’nın Alfred Faure araştırma istasyonuna ev sahipliği yapıyor ve daha az katı biyo-güvenlik kuralları; araştırmacıların koloni, iklim ve deniz-bilimsel koşulları sürekli olarak izlemelerine izin veriyor.

Nature Communications Bilim Dergisinde yayınlanan çalışma, 16 yıl boyunca takip edilen 120 penguenden alınan bilgiler yardımıyla keşfedilen 124 yemek arama rotasını analiz etti.Kutup cephesinin güneye kaydığı yıllarda, penguenlerin yüzlerce kilometre daha uzağa gitmesi gerektiği anlaşıldı. Araştırmacılar, “Bu çok elverişsiz çevre koşullarında, penguen üreme oranında % 34’lük bir düşüş yaşandı” yazdı.

Bu çalışmaya dayanarak, Nature ClimateChange’de yayınlanan 2018 tarihli bir makale, ısınan denizlerin ve diğer çevresel değişikliklerin kral penguen sayısını yüzyılın sonuna kadar yarıya indirebileceğini öngörüyor.

Bu senaryonun Île aux Cochons’daki yıkımın sebeplerini açıklayabileceği, hiçbir zaman tam olarak netlik kazanmayabilir. (Başka bir olasılık, koloni birkaç on yıl boyunca olağandışı bir şekilde büyüdü, daha sonra koşullar daha elverişsiz hale geldiğinde geri düştü.) Ancak araştırmacıların keşif sırasında 10 penguene yerleştirdikleri takip cihazları bazı yeni ipuçları sunabilir. Beşinden hala sinyal alınıyor ve 2021’in başına kadar veri sağlamaya devam edebilecekleri düşünülüyor.

Takip cihazları çoktan bazı şaşırtıcı şeyler sundu: Penguenlerin bir kaçının adadan yemek aramak için kuzeye (güneye değil) yöneldiğini gösteriyorlar. Bu, kuşların Subantarktik cephesi olarak bilinen farklı bir termal kenarda avlandığı anlamına gelebilir. Weimerskirch “Elbette küçük bir rota örneği ancak çok ilginç.” diyor.

İzleme cihazlarından alınan veriler, iklim değişikliğinin etkisiyle ilgili endişe verici tahminlerin doğru olup olmadığını gösterebilecek, daha uzun süren yiyecek arama yolculuklarına yönelik bir eğilim de ortaya çıkarabilir.

Île aux Cochons adasındaki bu beklenmedik felaket, araştırmacıların endişe ettiği; diğer penguen kolonilerinin sayılarında düşüş yaşama riskinin de habercisi olabilir. Adada çok zor koşullar altında beş gün geçiren araştırmacılar, yetkililer başka bir inceleme şansı bırakmadığı için sonunda penguenleri uzaktan izlemeye karar verdiler. Penguenlerin kaderini tayin etmek için ada’da ara sıra yapılan helikopter uçuşları, depolanan bilgiler ve yörüngede ki uydulardan çekilen uydu fotoğrafları belirleyici olacak.