Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Cahit Armağan DİLEK

Cahit Armağan DİLEK

18 Mart; Unutulan Deniz Zaferi ve Mavi Vatan

18 Mart... Topraklarımızı işgal edip paylaşmak üzere üşüşen yedi düvelin, emperyalist güçlerin Çanakkale'nin geçilemeyeceğini anladıkları Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümü. Bu yıl 104. yılını kutluyoruz diyeceğim ama ne kadar kutluyoruz, deniz zaferinin ne kadar farkındayız soru işareti.

18 Mart günü 27.06.2002 tarihinde çıkarılan 4768 sayılı kanunla Şehitler Günü olarak kabul edilmiştir. O tarihten itibaren ise hem deniz zaferi kutlanması hem de şehitleri anma günü olmuştur.

Düşüncede güzel, iyi niyetli ancak uygulama safhasında sorunlar var. O da 2003'ten günümüze doğru geldikçe 18 Mart'ta Şehitler Günü kimliğinin tamamen öne çıkıp Deniz Zaferinin geri plana itilmesi hatta görmezden gelinmesi söz konusu.

Örneğin önceleri Genelkurmay Başkanlığı 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi posterleri yayımlarken bir ara hem zafer hem şehitler günü için posterler yayımlamıştır. Ama artık sadece 18 Mart Şehitler Günü posteri var. Millî Savunma Bakanlığı'nın İnternet sitesinde baktığınızda görürsünüz. MSB'de yoksa Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri sitelerinde zaten hiç yok.

Cumhurbaşkanlığının İnternet sitesinde 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 104. Yıl Dönümü başlıklı mesaj duyurusu var. Mesajın içinde 18 Mart'ta cereyan eden, Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan, Türk Deniz Harp tarihine altın harflerle yazılan deniz zaferiyle, Nusret mayın gemisiyle ilgili herhangi bir ifade yok.

MSB sitesinde ise Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Şehitler Günü Mesajı başlıklı duyurusu var. Bu metin içine baktığınızda da deniz zaferi hiç yok, bir yerde Çanakkale Zaferi ifadesi var. 

Peki deniz zaferi hiç kutlanmıyor mu? Tabii ki kutlanıyor. Deniz Kuvvetleri karargâhında kendi içinde kutlanıyor. Ayrıca MSB'nin "18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü Etkinlikleri Basın Duyurusu"nda yer aldığı gibi 18 Mart 2019 Pazartesi günü(bugün) Çanakkale Şehitler Abidesinde icra edilecek törenle koordineli şekilde Türk Deniz Kuvvetleri unsurları tarafından Çanakkale Boğazı'nda Denizde Resmî Geçit Töreni icra edilecek.

Bu haliyle hem söylem hem de uygulamada yerelde kalan küçük bir zafer muamelesi görmüyor mu tarihin akışını değiştiren 18 Mart deniz zaferi?

Aslında Türk milleti Türk ordusuyla birlikte Çanakkale'de birçok zafer kazanmıştır. 18 Mart Deniz Zaferi bunlardan biridir. Sadece 18 Mart'a Çanakkale Zaferi dersek Anafartalar'da, Conkbayrı'nda kazanılan zaferleri nereye koyacağız? Buralar görmezden gelindiği için mi Diyanet İşleri Başkanlığı Çanakkale ile ilgili hutbelerinde Atatürk'ü anmaz?

18 Mart Deniz Zaferi "Çanakkale Geçilmez"in başlangıcıydı. Denizden Çanakkale'yi geçemeyen emperyalist güçlerin karadan geçmeyi denemeleri üzerine başlayan kara savaşlarındaki mücadeleyi, şehitlerimizi, gazilerimizi ve tabii ki Yarbay Mustafa Kemal'i nasıl unuturuz?

Aslında 18 Mart'ın ilk kutlaması 1916'da yapılmış, orada da şehitler anılmıştır. Ama esas öge deniz zaferinin kutlanması olmuştur. ÇANAKKALE ARAŞTIRMALARI TÜRK YILLIĞI dergisinin 2015'teki 19. sayısında Cahide SINMAZ SÖNMEZ şöyle anlatılıyor: Bilinen ilk resmî kutlama, 12 Mart 1916 tarihinde Genel Kurmay Başkanlığı tarafından Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Nihat Paşa'ya gönderilen bir yazı ile gündeme gelmiştir. İlgili yazıda, 18 Mart 1915 tarihli deniz savaşı münasebetiyle, bu tarihte şehit olan askerlerin hatırasını yaşatmak ve yâd etmek amacıyla yapılacak dini törenin hemen arkasından askeri bir tören ve resmigeçit yapılacağı bildirilmiş ve bu nedenle en yakın ve uygun birliklerin törene katılmasının sağlanması istenmiştir.

Şehit ve gazi olmanın ne demek olduğunu, zaferlerin nasıl kazanıldığını belki de en iyi askerler bilir, yaşarlar. Dolayısıyla zafer kutlamalarında o zaferleri bize armağan eden şehit ve gazilerimiz mutlaka yad edilir, rahmet okunur. Aynen 18 Mart'ın 1916'daki ilk kutlamasında olduğu gibi.

Şehitlerimizin anılmasından hiç kimse rahatsızlık duyamaz. 24 saat dua edip minnet duygularımızı ifade etsek haklarını ödeyemeyiz.

Türk ordusunun zaten Deniz Şehitleri (04 Nisan), Hava Şehitleri (15 Mayıs), Kara Şehitleri (25 Nisan) anma günleri vardı. İllaki tek bir gün Şehitler Günü seçilmek isteniyorsa Mustafa Kemal'in "Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum" emrini verdiği 25 NİSAN günü çok daha anlamlı olmaz mı?

Burada kritik olan deniz zaferlerinin kutlanmasının gündemin alt sıralarına inmesiyle denizciliğin, deniz kuvvetlerinin Türkiye ve Türk milleti için ne kadar önemli ve hayati olduğunun kamuoyunun gündemine girememesidir.  Örneğin Preveze Deniz Zaferi'nin 28 Eylül'de kutlandığını gören bilen kaç kişi var acaba?

Şehitlerimizin kanıyla kazanılmış deniz zaferlerimizi kutlamazsak, o dönemki konjonktürü, emperyalist güçlerin hedeflerini iyi kavrayamazsak yılda bir kere yapacağımız Mavi Vatan tatbikatlarından sonuç almak, denizlerdeki hak ve menfaatlerimize sahip çıkılması gerektiğini anlatmak ne kadar mümkün olur?

Toprak nasıl uğrunda ölen varsa vatan oluyorsa, denizleri mavi vatan yapan da denizde kazanılan zaferler ve o uğurda şehit düşenlerdir. Deniz zaferlerini unutursan Mavi Vatan'ı kaybedersin.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi kutlu osun. Şehitlerimizin ruhu şad olsun!

 

 

Yazarın Diğer Yazıları