Bu yıl 19 Mayıs'ın dalya deyişini kutlayacağız. Devlet kademelerinde bu önemli olayın farkında olan henüz yok. Ülke sadece yerel seçimlere odaklanmış vaziyette. Herkes sandıkla meşgul. Sonuçların belli olmasından sonra bu defa tepkiler başlayacaktır. Demek ki geriye en fazla elli günlük süre kalacak.

Kurtuluş Savaşı için İlk Adım gürültüye getirilmemeli. Gençlik ve Spor'dan Millî Eğitim'e kadar tüm bakanlıklar, kutlamalara şimdiden hazırlanmalıdır.

Katılım

İmkânı olanlar, bu muhteşem 19 Mayıs'ta Samsun'da buluşmak üzere planlama yapmalıdırlar. Olayın pazar gününe gelmesi ise şanstır.

Size samimi bir itirafta bulunmak istiyorum. N. Öztürk adlı okurumun bu konudaki uyarısına minnettarım. Kendisine hatırlatması için teşekkürü borç biliyorum.

Öte yandan Öztürk'tün küçük kızı Nağme'ye de geçmiş olsun dileklerimi yolluyorum. 19 Mayıs'a kadar inşallah sağlığına tamamen kavuşur. Böylece babası ve ablası Bengi ile birlikte Samsun'daki törende yer alır.

...

ÖZEL NOT

Bu arada N. Öztürk'ün Cerrahpaşa Hastanesi mensuplarına teşekkürüne aracı olmayı severek üstleniyorum.

İspat etmeli!

Adam gazeteci kimliği taşıyor. Tartışma programlarının müdavimi. Belli ki, torpili büyük yerden. Saldırgan tavırlarına artık alışıldı. Ancak bu defa "çizmeyi aştı". Karşısındaki CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer'e söylediğine bakın:

"Senin partinin Kadın Kolları Başkanı'nın kuması olduğunu biliyor musun?"

Bu zatımuhteremin, sorusunu biraz açması gerekiyor. Sözünü ettiği kuma bayan başkanın kendisine mi, yoksa ailenin birinci dereceden yakınına mı ait?

Ayrıca bu kadar rahat çamur atma cesaretini nereden almakta? Bunu süratle ispat etmek zorunda. Maazallah, böylesi bir karalamayı bir muhalif, iktidar mensubuna yapsa ne olurdu? Konu gelip adliyeye dayanıyor. Buna da merhum Demirel'in ağzıyla karşılık vereceğim; "Tuz kokarsa, yapacak bir şey kalmaz..."

***

Doğru öneriler

Tarafsız Bölge'den iki katılımcının söylediklerini kayda değer buldum. İlki Mustafa Balbay'ın. Parti değiştirmeleri önleyen ülkelerden olan İsveç'ten örnek verdi; "Bu yola tevessül edenlere iki dönem siyaset yasağı getirilmekte." Ne diyelim, darısı başımıza.

Gülfem Saydan Sanver ise tam benim kafamda:

* Kadın seçmen, ekonomiyi mutfakla değerlendiriyor.

* 25 kuruşluk naylon poşete söylenen söylenene.

***

Küçük Dev Adam

"Çok Güzel Hareketler 2"nin yeni bölümü Yılmaz Erdoğan'ın başarısını pekiştirdi. Demek ki, BKM Mutfak'ın yeni ekibi bu işi daha da ileri götürecek yetenekteler.

1,26'lık Hamza'ya her görüşümüzde hayranlığımız artıyor. Senaryosunu kendi yazdığı parodide inanılır gibi değildi. "Kısadan Hisse" ile ne kadar komplekssiz biri olduğunu ispatladı. Oyun gücü ise muhteşem.

Bir tek konuda itirazım var. Skeçlerin çoğu evli erkeklerin bekâr arkadaşları önünde rezil olmalarıyla sonuçlanıyor. Senaryo yazarları, değişik konulara yönelmeli.

***

Yanlış başladı

Aynı imalathanenin (BKM) diğer ürünü Güldür Güldür Show başta Evrim Akın olmak üzere takviyelerle sezon açtı. İki yanlışı dillendirerek başlayacağım. İlki, Show TV'nin patronu salonda diye Ali Sunal'ın akışı devamlı kesmesi rahatsız edici oldu. Bu kadar "Ben her şeyim" müdahalelerine gerek yok.

Aşırma

Diğer hatalı tutum 1. Çay Festivali parodisi protokole yağ çekme esprisine dayalı idi. Sahnelenen Cem Yılmaz'ın "stand-up"ından yürütme idi. Haa, seyredilmedi mi... Tabii ki izlendi. Müthiş oyuncular var. Onların sayesinde.

***

Kedileri rahat bırakın

Atacan Bilgili, "Turkcell'in iki reklamı da kedilerle kafayı bozmuş. Nedir bu hayvanları cepten ve tavandan sarkıtmalar. Anlayan varsa beri gelsin" diyor.

Hatırlayın bu konuda ilk defa ben yazmıştım. Gelen tepkiler diz boyu. GSM kuruluşunun reklamlarını hazırlayan şirket bu tür saçmalıklara bir an önce son vermeli. "Biz yaptık oldu" anlayışı bir gün sonlarını getirebilir. Benden uyarması...

...

Aladdin Demirtaş'ın sözünü ettiği saç malzemelerinin fiyatlarının dörde katlandığının farkındayım. Aynı sorun bizim evde de var. Sadece sebze-meyvede değil her şeyde ihtikâr var. Etiketleri tutabilene aşk olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

Ruh gülmeyle yenilenir. Cicero