31 Mart AKP'nin bitişini başlatacak…

Hep dikkat çekmiştik; SHP'nin neredeyse tüm kentleri aldığı 1989'daki havanın bir benzeri vardı son dönemde... Çünkü ülke artık AKP'den yorulmuş ve değişim istiyordu...

AKP'nin sosyo-ekonomik çıkmazlarının yolaçtığı sarsıntılara bir de muhalefetin yarattığı devinim eklenince, halk da asıldı seçimlere ve Türkiye'nin birçok coğrafyasında muhalefet lehine şaşırtıcı sonuçlar çıktı ortaya...

Türkiye'nin her köşesinden gelen haberlerde; toplumu çok şaşırtan, iktidarı ise önemli ölçüde sarsan-uyaran, şok yaşatan ve en önemlisi de bitişini başlatan ilginç sonuçlar vardı;

İzmir'de ve ilçelerinde sandık sonuçları kimseyi şaşırtmadı... Beklenen yaşandı İzmir'de ve CHP en önemli kalesini yine kaptırmadı. Ege genelinde beklenen coşku olmadı...

Ankara'da son aylarda gelen olumlu haber Mansur Yavaş'ın ipi göğüsleyeceğini zaten haber veriyordu... Ve sonunda başkent 25 yıl sonra CHP'nin eline geçti...

AKP'ye vurulan en büyük darbe başkentte oldu... Bu durum hem AKP'nin bundan sonraki gidişatını olumsuz etkileyecek hem de Melih Gökçek dönemi dosyaları üzerinden belli ki çok büyük tartışmalar yaratacak!..

Asıl İstanbul şok etti AKP'yi... Anket yalanlarının sürekli önde gösterdiği AKP, gece geç saatlerde CHP ile arasında binde 2'ye kadar düşen oy farkıyla sarsılırken, CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun "seçimi kazandık" dediği sıralarda Erdoğan biraz da mağlubiyetini ima ediyordu…

Diyordu ki Erdoğan, "parti ve millet ittfakı olarak açık ara öndeyiz ama kaybettiğimiz yerlerde yeterince başarılı olmadığımızı kabul edeceğiz..."

Erdoğan'ın "seçimlere daha 4.5 yıl var" demesi ise "nasılsa iktidardayız" imasıyla, şaşkınlığın da ilginç bir ifadesi olarak kayıtlara geçti...

Ancak CHP ile AKP arasındaki oy farkı gece saat 23.30'da -yandaş kanal verilerinde bile- 4 bine kadar düşmüşken Binali Yıldırım'ın "seçimi kazandık" diye açıklama yapması İstanbul'da bügünden itibaren büyük tartışmalar yaşanacağının da işareti sayıldı...

Çünkü bu açıklamadan hemen sonra İmamoğlu, Yıldırım'ı manüpülasyon yapmakla suçladı "sandıkları terk etmeyin" çağrısı yaptı...

Muhalefetin şaşırtan adayları...

Gelelim metropoller dışındaki önemli kentlere... Oralardan gelen haberler hem şaşırttı hem de iktidarı olabildiğince sarstı...

Trakya'da; Kırklareli'yi, CHP'deki kırılma nedeniyle bağımsız aday Mehmet Kesimoğlu'nun kılpayı kazanması dışında ana muhalefet bölgedeki varlığını korudu...

Akdeniz'de Mersin'in yeniden CHP'nin eline geçeceği belliydi ama Adana'daki sonucun MHP aleyhine olması ana muhalefeti daha da sevindirdi...

Bolu'da çok sevilen Tanju Özcan'ın yarattığı rüzgar, yıllar sonra Köroğlu'nun diyarında CHP'ye önemli bir zafer getirdi...

Doğa yağmasının infial yarattığı Karadeniz Bölgesi'ndeki muhalefet rüzgarı Artvin gibi önemli bir kenti yeniden CHP'ye kazandırdı... Erdoğan'ın memleketi Rize'ye bağlı Fındıklı'da CHP adayının başarısı da herkesi şaşırttı...

Ana muhalefet partisi Doğu Anadolu'daki talihsizliğini de Ardahan'da seçimi kazanan Faruk Demir'le aştı...

AKP'ye gelince... Güneydoğu'da yeterince kırılamadı iktidarın gücü... Örneğin Urfa, Antep, Adıyaman gibi kentlerde varlığını koruyan iktidar, HDP'nin etkili olduğu Şırnak ve Ağrı gibi kentlerde bile seçimi alırken, HDP'nin de bölgede zayıfladığı görülmüş oldu...

AKP'nin Batı'da çökmesi, Doğu'dan göç alan Akdeniz kentlerinde zayıflaması, Doğu ve Güneydoğu gibi yoksullaştır-köleleştir stratejinin uygulandığı bölgelerde gücünü koruması biraz da din sömürüsünün kolay uygulanabilmesinden kaynaklandı...

AKP iktidarda duramaz...

Evet; CHP-İYİ parti ortaklığının yarattığı enerjinin bir başarı getireceği dün sabah oy kullandıktan sonra çevredeki okullarda, sandık başlarında ve seçmenler arasındaki gözlemlerime bir kez daha yansımıştı.

Daha önce yapılan seçimlerde, toplumun içinde bulunduğu ruh halindeki değişiklik, neredeyse her bireyin yüzünde göze çarpıyordu...

Aynı zamanda dikkat çekici bir heyecan ve bekleyiş de neredeyse herkesi aynı sorunun peşine takıp götürmüştü; "ülkenin kaderi nihayet değişecek mi?.."

Evet; yukarıda özetlemeye alıştığımız tablo muhalefet açısından iç açıcı olsa da, AKP ne yazık ki halen gücünü koruyor...

Hele de siyasetin ittifaklarla yürüdüğü bir süreçte, AKP-MHP güçbirliği oylarının halen yüzde 50'nin üzerinde olması muhalefetin daha çok çalışması gerektiğini de işaret ediyor...

AKP'nin 17 yıllık iktidarının - özellikle de son 10 yılında- yapılan seçimlerde ortaya çıkan "kuşku, şaibe ve hile" 31 Mart'taki direnç ve sandık organizasyonuyla önemli ölçüde aşılsa da, Türkiye'yi önümüzdeki günlerde önemli siyasi tartışmaların beklediği de görülüyor...

Metropolleri kaybeden AKP'nin iktidar gücüne karşı muhalefetin direnci ortaya çıkmışken, çok restleşmeler yaşanacak ülkede...

Evet; 31 Mart'ın sonucu; başta CHP - İYİ Parti'nin sandık başlarındaki hakimiyeti ve yurt genelindeki  "değişim" beklentisinin şaşırtıcı ürünüydü...

AKP nin son 17 yılda baskıcı, ötekileştirici, ekonomiyi darmadağın eden, işsizliği büyüten ve yoksulluğu dayatan çarpık politikalarının toplumda ciddi bir refleks gördüğü anlaşıldı...

Görülüyor ki; önemli metropolleri kaybeden AKP, Erdoğan her ne kadar  "daha seçime 4.5 yıl var" dese de, erken seçim tartışmalarının içine sürüklenecek ve muhalefet de yakaladığı rüzgarı büyütmek için fırsatları kaçırmayacak...

Umarız bu sabahtan itibaren netleşecek kesin sandık sonuçları, Türkiye'yi bağnazlık, din sömürüsü, vurgun, talan ve baskı siyasetinden uzaklaştırır ve en kısa sürede yapılmak zorunda kalınacak genel seçimlerle de ülkeyi aydınlığa çıkartır... "Millet" bunu zorluyor çünkü...

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları