Acil, ihalem geldi!!!

Acil, ihalem geldi!!!

Gerçek bombalardan fırsat bulup da gündeme "bomba gibi" düşememiş olsa da en önemli haberlerinden biriydi dünün;

DW Türkçe''den Alican Uludağ''ın bildirdiğine göre, Danıştay 13. Dairesi, Kanal İstanbul projesi kapsamında "Halkalı-Ispartakule Arası Demiryolu Hattı İnşaatı" ihalesini hukuka aykırı bularak iptal etti.

*

İptal gerekçesi;

BİR: İhalenin "gerekli açıklık ve rekabet sağlanmadan, pazarlık usulü"yle yapılmış olması.

İKİ: Söz konusu işin, ilgili yasanın "pazarlık usulü"nü düzenleyen 21. Maddesinin, "b" bendinde yer alan "ivedilik şartı"nı taşımıyor olması.

Bu arada "kesin niteliği" bulunan kararın hukuki "düzeltme yolu" da kapalı!

*

Bayram değil seyran değil;

Gidiyor mu gitmekte olan!

*

Şaşırdım.

Şaşırdım, zira her ne kadar uluslararası yolsuzluk raporlarına da konu olacak şekilde, adeta kevgire döndürülen Kamu İhale Kanunu''na göre bir ihalenin "pazarlık usulü" yapılabilmesi için ya "aciliyet" ya da güvenlik yahut savunma gibi alanlarda "özel bir durum"un söz konusu olması gerekiyor ise de, özellikle "Beşli Çete" metaforuyla anılan "ayrıcalıklı" şirketlerin, son yıllarda aldığı Kamu-Özel İşbirliği ihalelerinin sair ekseriyeti "uymasa da" bu yöntemle halledilmiş ve çoğu için "iptal" istemek "tövbe haşa"lık(!) hale gelmişti!

*

Kamu İhale Kanunu''nun, bir ihalenin hangi şartlarda "pazarlık usulü" yapılabileceğini düzenleyen 21. Maddesinin, "Beşli Çete"ye verilen ihaleler için neredeyse bir tür koda, şifreye dönüşen "b" bendine göre, "Doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerektiği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması" şartı var.

Danıştay''ın, bu şartın oluşmadığına hükmederek verdiği "kesin iptal" kararı çok önemli ve şu sorunun da feyzi:

Bugüne kadar iptal edilmeyen bütün pazarlık usulü ihaleler bu şart uyarınca mı yapılmıştı?

Bütün o köprüler, otoyollar, tüneller, havalimanları, şehir hastaneleri derhal inşa edilmezlerse halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak bir aciliyet mi söz konusuydu?

*            

Elimde tam da bu mevzuları anlatan bir kitap var.

Hoş, daha geniş bir günde, biraz da "Niye mesleğimizi elimizden alıyorsunuz" sitemiyle ve daha detaylıca yer vermeyi planlıyordum ama bugün tam yerine denk geldi, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır''ın "Beşli Çete"si.

*

Başarır''ın dökümüne göre, 2013''ten bugüne 21/b maddesinin işletilmesi suretiyle;

-              Kolin Holding yedi kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 10 milyar 264 milyon Türk Lirası.

-              Cengiz Holding 12 kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 7 milyar 98 milyon Türk Lirası.

-              Kalyon Holding sekiz kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 4 milyar 448 milyon 292 bin Türk Lirası.

-              Makyol Holding 11 kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 3 milyar 877 milyon 846 bin Türk Lirası.

-              Limak Holding üç kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 2 milyar 108 milyon 356 bin Türk Lirası.

*

Soruyu tekrarlayalım:

Bu ihalelerin tamamında "ivedililik" şart mıydı?

Yoksa pekala başka isteklililerin de teklif verebileceği açık usulle de yapılabilecek/yaptırılabilecek işler miydi -en azından bazıları-?

 

YAYINDAYIZ(!)

----

Dile kolay 20 yılın arifesindeyiz Yeniçağ gazetesinde;

Kalem tutan eller nasır tutarken var mı öyle yan gelip yatmak dillere?

Arkadaşlar da "Yok" diye düşündüler zahir; gazetenin "YouTube" kanalına davet ettiler.

Üç-beş aylık rötarla davete icabet zamanı…

Bugünden itibaren Salı günleri 16.00''da, Yeniçağ TV''de, "Her Şey"den konuşmak niyetindeyim; beklerim.

Günün anlam ve önemine binaen ilk konuğum, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas

 

SORU-YORUM

----

Rusya''ya haddini bildirmek üzere Dostoyevski yakanları, Tolstoy''la, Çehov''la uğraşanları, Google''la savaşanları, intikamlarını Tarkovski''den, Netrebko''dan, Gergiev''den alanları hayretler içinde izliyorum. Sanırsın Ukrayna''ya saldırmadan önce yeryüzünün en sevgi pıtırcığı ülkesiydi Rusya; bir demokrasi, hak ve hukuk kalesiydi. Hümanizmin beşiğiydi. O yüzden okuyorduk biz yazarlarını. O yüzden izliyorduk opera-balelerini… Yahu, Dostoyevski''yi Rusya''nın Ukrayna''ya saldırmasından sonra okumakla, Ukraynalıları açlıktan insan eti yemeğe mahkûm etmesinden sonra okumak arasında ne fark var Allah aşkına?

Yazarın Diğer Yazıları