Ağalar bizimle eğlenir

Diğer birçok özelliklerini kıyasıya eleştiriyorum ama Sezar''ın hakkı Sezar''a; iktidar ve hınk deyicilerinin, en sabıkalı oldukları konularda bile zeytinyağı gibi su yüzüne çıkma, suçlarını rakip yahut düşman varsaydıklarına yansıtma, bir de üzerine pişkince hesap sorma konusundaki azim ve kabiliyetleri takdire şayan.
***
Bir dönemin popüler AK Parti milletvekillerinden de olan, hali hazırda "başdanışman" sıfatını haiz profesör, "dinin iktidar arzusuyla araçsallaştırılması"ndan yakınıyordu dünkü yazısında.
Bunu, iktidar ile muhalefet arasındaki siyasi rekabetin "iktidarın zalimlerle savaşı" olarak tanımlandığı ve bu uğurda "yalan"ın, "hile"nin mubah sayıldığı, "rüşvet"in caiz kılındığı "fetva(!)"lar yayınlayan bir gazetede yapıyor olması ironikti ama, buna hiç aldırış etmeden, dinin asli ikazlarına kulak vermek yerine, onu işlerine geldiği şekilde "dönüştürenler"den, iktidar yolunda "kullanışlı", "itaatkâr" bir paralel/alternatif din oluşturma çabasındakilerden dem vuruyordu.
"Görünürde yoğun bir dindarlık" öngören…
"Dini sembol ve uygulamanın aşırı görünürlüğünün söz konusu" olduğu ama "altını kazıdığınızda insanın en dünyevi saikleriyle karşılaştığınız", "İslam''ı Protestanlığa benzeten" bir siyaset modelini hedef alıyor ve bunun mesulünü de "1928 yılındaki din reformu" olarak ilan ediyordu.
Ve bittabi, "Başka hiçbir toplumda görülmemiş bu İslamsızlaştırma politikası"nın faili de Cumhuriyet''in kurucu kadroları oluyordu!
***
"Görünürdeki yoğun dindarlığa" karşın;
"Pudra şekeri" maskeli kokainmanlar…
Halka "bir lokma, bir hırka" nutukları çekip, yoksulluğa karşı sabretmeyi telkin ederken kendileri saraylarda yaşayanlar…
Tosuncuğundan fenerciğine; milletin alın terini cukkalayanlar…
Sanırsın hep "kurucu ideoloji"nin türedileriydi!
Kur''an-ı Kerim, 1928''de "İncilleştirilmeye" girişildi sanki…
Misyoner okullarının tıpkısı olan ve tek tip giyinen, tek tip tıraş olan, bir süre sonra bakışları bile aynılaşan "bir sürü" robotlaşmış ve artık kesinlikle "insanlığı" söz konusu olmayan yaratığı yetiştiren de hep Cumhuriyet okullarıydı!
"Aynı menzil"e yürüme hevesi içinde devlet içinde ve inanç istismarı üzerine inşa edilmiş bir paralel devlet oluşmasına Atatürk ile silah arkadaşları seyirci kaldı; hatta "ne istedilerse vererek" iyice palazlandırdı!
15 Temmuz''u mesela; Köy Enstitüleri mezunları yaptı!
***
Protestanlaştırma, evet, doğru, emperyalizmin, hedeflerine "dini araçsallaştırarak ulaşmak" üzere başvurduğu en köklü yöntemlerden biri.
Hatta, günlerdir tartıştığımız Ermeni iftiralarının bile biricik temeli, Anadolu''daki Ermeni ruhbanının, kilisede yapılması istenen reformları yapmaya yanaşmaması üzerine, ABD''nin Ermeni Protestan Kilisesi''ni açması ve Levon Panos Dabağyan''ın deyişiyle, "Ermeniler''in ''Millî Kilisesi'' ile birlikte, millî bütünlüğünü de bölmesi ve Türkiye Ermenilerini, emperyalist devletlerin âdeta oyuncağı durumuna getirmesi."
Ve fakat…
Türkiye Cumhuriyeti''nin bu cepheden aldığı darbenin 1928''le filan hiç alakası yok. Tarihi kökleri 1800''lere dayanan hadisenin güncel siyaseti dizaynının yol haritası, Rand Corporation Millî Güvenlik Araştırmaları Dairesi''nin, tam da Türkiye''nin yeniden "siyasal İslamcı" bir zihniyetle yönetilmeye başlandığı 2003 yılında yayınladığı "Uygar ve demokratik İslam, partnerler, kaynaklar ve stratejiler" araştırması.
***
Sözde din devrimleri ve demokrasi getirme işgalleri akabinde sınırlı da olsa gelişen "idrak", Orta Doğu''daki "dinî hareketleri" anti-emperyalist bir çizgiye taşımaya başlayıp da, 1970''lerde Sovyetler Birliği''ni kuşatmak üzere oluşturduğu "Yeşil Kuşak"'', ABD''nin kendi ayağına dolanınca, "Dünyanın geri kalanının iktisadi ve siyasi çıkarlarının, sistemle uyumlu, uluslararası normlara riayet eden bir İslam anlayışını" gerektirdiği savıyla hazırlanan bu araştırmayla dayatılan "Ilımlı İslam" da denen, "Protestan İslam"dı.
- Toplumun "köktendinciler, gelenekçiler, modernistler ve laikler" olarak kamplaştırılması…
- Gelenekçilerin köktencileri ekarte etmesi ve fakat hemen sonrasında modernistler eliyle devşirilmesi…
- Laikçilerin köktencilere düşmanlığının, "ABD''ye direnen farklı ideolojik grupların bir araya gelmesini engellemek üzere" kullanılması…
Bu yol haritası uyarıncaydı ve Refah Partisi''nin bölünmesinden, "Camileri bombalayacaklardı" balyozuna, Arap Baharı''na kadar geniş bir çerçevede harfiyen uygulandı.
Kâh aldanarak, kâh bile-isteye orasını bilemem; ama bu dönüşümü, "Batı ve onun kapitalizmi ile bütünleşmek istiyoruz. Böyle bir küresel anlayış, İslam dünyası için de geçerli olmalıdır..." diye pazarlayanlar da bizatihi AK Parti kadrolarıydı!
 

Yazarın Diğer Yazıları