Anılarımızda kalan Şehirlerin Kraliçesi

Anılarımızda kalan Şehirlerin Kraliçesi

Türkiye'nin 70'li yıllarında "Girne'den Yol Bağladık" ve "Bim Bam Bom" gibi dillerde marş olan şarkılara imza atan ünlü sanatçı Yasemin Kumral yıllar sonra anılarını topladığı "Bir İstanbul Varmış" adlı kitabıyla sevenlerinin karşısına çıktı. Müzik dünyasına ve sanat camiasına damgasını vurmuş olan çok yönlü sanatçı Yasemin Kumral kendi hayatını, o hayata eşlik eden önemli kişileri, yaşadığı şaşırtıcı, büyüleyici, hüzünlü anları, dönüm noktalarını kaleme aldığı "Bir İstanbul Varmış" kitabına şu veciz cümlelerle başlıyor:

"Şehirlerin Kraliçesi İstanbul binlerce yıllık mazisiyle benim sevgili ilham perimdir. O kulağıma daima yeni öyküler fısıldar. Ama bu fısıltıları duyabilmek için gören gözlere, duyan kulaklara, İstanbul'a aşık olmaya ihtiyaç vardır."

Kumral, "Bir İstanbul Varmış" kitabıyla hem kendi iç dünyasını tanıma imkanı sağlarken hem de şimdilerde artık özlemle yad ettiğimiz; tabiatıyla, köşkleriyle, insanlarıyla, kültürüyle bir mucizeyi andıran "Şehirlerin Kraliçesi" eşsiz İstanbul'un izini sürüyor.

 

istanbul-002.jpg

Annesi, babası ve kimsesiz çocuklara ithaf ettiği "Bir İstanbul Varmış"ı yazma amacını Yasemin Kumral şöyle açıklıyor:

"İnsanlar ölür, sevgiler ölmezmiş. anlaşıldığını, sevildiğini hissetmek çok güzel. bana bunu yaşattığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır. Ben de,  üç uzun öyküden oluşan bu mütevazı kitabı yazdım. Yazdıklarımın her satırı unutulmaması gereken, tanıdığım insanlarla, olaylarla, yerlerle doludur.. Onlara ve size borcumu ödemeye yeter mi bilmem ama umarım öyküleştirmeye çalıştığımibret dolu deneyimlerimden yararlananlar çıkar... İnanın, asıl amacım da budur. Halikarnas Balıkçısı'nın 'Sanatçı topluma borçlu doğar' sözünü şimdi çok daha iyi anlıyorum. Sevgili doştlar: bu kitabı size yazdım ve size armağan ediyorum. Çam sakızı, çoban armağanı... Zaten sanatçının başka kimi vardır ki?"

AYA Kitap Tel:(0212) 526 46 26

***

 

img_2768_bccd56c5-0fac-46dc-8271-155eca7e4b2c_1024x1024.jpg

Hıncal Uluç anlatıyor:

Yasemin Kumral deyince Ankara Basın Tepe günlerim aklıma gelir. Komşu kızıydı Yasemin. Bizim evde de sık sık Modern Folk Üçlüsü merkezli toplanırdık. Kimler kimler gelirdi o gecelere, çoğu sanatçı; Nükhetler, Emeller, Seyyaller... Aklınıza kim gelirse... Bir de komşunun küçük kızı gelirdi, elinde gitarıyla; Yasemin Kumral oydu işte. Hep gitarıyla değil ha... Bazen de annesinin bana yaptığı aşure, çorba tenceresi ya da kurabiye poşetiyle de gelirdi. Bir gün sevinçle daldı. "Bir şarkı yaptım" diye... Çaldı, söyledi de... "Hırsından çatlasın düşmanlar... Benim de artık bir sevgilim var"ı milyonlar ezberledi. Mahallede Yasemin'i görenler, "Bim Bam Bom" der oldular. On parmak, on marifet kızın ne zaman müzisyenlikten öteye gideceğini merak ediyordum ki, uzun yıllar yaşadığı Amerika'dan döndü ve içinde yaşanmışlıktan aldığı uzun hikayelerinin yer aldığı dosyayı önüme koydu. Bu kitap, o kitap işte!..

***

Türk Alman ilişkilerinin arka planı

Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden, usta gazeteci-yazar Orhan Koloğlu'nun yeni kitabı "Prusya'dan Enverland'a ve Günümüze Türk-Alman Tarihi" okurla buluştu.

Özel arşivinden değerli belgeler ve görsellerle zenginleştirdiği bu kitabında Orhan Koloğlu,  geçmişten günümüze Türk-Alman tarihine ve iki ülke ilişkilerine ışık tutarken bu süreçte yaşanan gelişmeleri de tarihsel arka planıyla birlikte okuyucuya sunuyor:

"Tarihte iç içe yaşamamış ama dünyayı yönlendirme çabasında işbirliği yapmış iki topluma örnek olarak Almanlarla Türkler gösterilebilir. İki millet önce Haçlı Seferleri'nde birbirlerini tanırlar. Engizisyon dönemi papazları ve hatta Protestanlığın kurucusu Martin Luther, Hıristiyanlık vecibelerini tam yerine getirmeyenleri cezalandırmak için Tanrı'nın Türkleri 'Allah'ın Görevlisi' olarak gönderdiğini söylerken Türkleri yüceltmiş de olurlar. Bir tanesi zamanının bilinen dünyasının batısında bir 'Cihan Devleti' kurarken diğeri de aynı işlevi aynı dünyanın doğusunda gerçekleştirir. Bu iki 'Cihan Devleti' ara ara yardımlaşırlar, ara ara savaşırlar. Birinci Dünya Savaşı'nda 'omuzdaş' olan bu iki millet aynı anda imparatorluklarını kaybederler. İkinci Dünya Savaşı sonrasında 'Gastarbeiter' (misafir işçi) ve 'Gastarbeiter Sorunu' ile sıkılaşan ilişkilerimiz inişli çıkışlı gidişatını sürdürmektedir. Merak etmemek mümkün değil..."

Tarihçi Kitabevi Tel:(0216) 418 68 86

HAFTANIN KİTABI

İkinci Adam'a yeni bir bakış

Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ölümünün 45. yıldönümünde Gökçe Fırat "İsmet İnönü'den Aşkı ve Devrimciliği Öğrenmek" kitabıyla bir vefa örneği gösterirken yakın tarihimizin çok önemli siyasi aktörünü farklı bir bakış açısıyla gündeme taşıyor:

O, bizim için öncelikle "İkinci Adam"dı. Mustafa Kemal'in silah arkadaşı, CHP'nin ikinci lideri ve devletimizin ikinci cumhurbaşkanı. Nasıl ki Mustafa Kemal'i bir "devlet adamı"na  indirgeyip, O'nu devrimci konumundan kopardıysak, İsmet Paşa'yı da bir "bürokrat"a,"yardımcı"ya dönüştürüp yok saydık. Oysa İsmet İnönü hem büyük bir devrimci hem de büyük bir "aşık"tı. Onun nasıl bir devrimci yaşam öyküsü olduğunu, aşkını, mücadelesini ve tabii ki "Mustafa Kemal'in askeri" olduğunu unutmuştuk. Ta ki, "Vatanım Sensin" dizisine bir karakter olarak girene kadar...

İleri Yayınları Tel:(0212) 481 92 57

Okunacak hatıralar...

Önemli eserlerin çevirmeni olarak tanınan Müfit Günay, bu defa kendi hayat sahnesinden, yaşanmış veya kendisine ilham vermiş, bir şekilde temas etmiş olduğu isimlerin, şehirlerin, olayların gümrahından bize sesleniyor. Bir ilk telif olan bu kitapta, Sivas basın tarihinden, siyasi tarihimizin kişisel bir anlatısına, çocukluk hatıralarının özlenen safhalarından Winnipeg Kanada'nın günlük yaşam ayrıntılarına, paranın az, zamanın çok olduğu gençlik yıllarından, geciken er mektuplarına, mutluluğu sade ve ihtiyaçlardan arınmış bir yaşamda bulmayı salık veren baba öğütlerinden, mesai başlangıcını duyuran cer atölyesi sirenlerine, Çamlıhemşin'in serenderlerinden Free Winnipeg gazetesinde tebcil edilen tuhaf bir fedakârlık hikâyesine, keyifle okunacak metinler yer alıyor.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

 

 

 

KÜTÜPHANEMDEN

Zaman tünelinin 70'li yıllarına bir seyahat

Yayımlandığı 2001 yılında büyük ilgi görüp aynı yıl Eylül ayında 25. baskıya ulaşan Ayfer Tunç'un, "Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" adlı kitabı daha uzun yıllar pek çok kişinin okunacağı kesin bir eser. Ayfer Tunç kitabında cenazeden düğüne, okuldan pikniğe, telefondan faytona 70'li yıllarda nasıl yaşadığımızı anlatıyor.Yazar, bir kuşağın bütün özelliklerini ve hayat tarzlarını aktarabilmek amacıyla başlamış çalışmaya. Bunu yaparken, kendi anılarından yararlanma yoluna gitmiş. Böylece 70'lerin Türkiye'si titiz, usta bir öykücünün kaleminden, yalın, abartısız bir bellek çalışması olarak ortaya çıkmış. Kitap, 7'den 70'e bütün okurlar tarafından kâh gülümsenerek, kah gözyaşları içinde okunacak, ama kesinlikle unutulmaz tatlar bırakacak nitelikte. Kendisine şöhret getiren kitabı hakkında Ayfer Tunç şunları söylüyor:

"Bu kitapta benim ve yaşıtlarımın çocukluk ve ilk gençlik yıllarında - 70lerde- var olan küçük, önemsiz, alelade, sıradan, basit şeyleri sıralamaya çalıştım. O yılları hatırladıkça bizim kuşak için anlamlı olan bir on yıldan, başka türlü anlamlarla yüklenmiş başka bir on yıla geçtiğimizi, bu arada büyümüş olduğumuzu gördüm. Büyümüş olmak mıydı içimi burkan, yoksa o tuhaf masumiyet miydi, bilmiyorum. Bizim kuşağın on yılını başkaları başka türlü adlandırabilir, ama ben "tutumluluk çağı" demek istedim. Yanan iki lambadan birinin söndürüldüğü, kurşunkalemlerin bir arpa boyu kalana kadar kullanıldığı yıllar... Bu kitaba hafızam kaynaklık etti. Bazen doğruluğundan kuşku duyduğum şeyleri arkadaşlarıma sordum. Ama çivi oyununun nasıl oynandığını, arkadaşlarım anlattılarsa da bir türlü hatırlayamadım..."

(Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek /Ayfer Tunç / YKY- 2001)