Başbakanını "defolun" diye kovan AKP!..

"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar" atasözü aslında siyasi partilerimizin anayasası olan tüzüklerinin, "değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez" hükmüdür.

Anasından helal süt emmiş, babasından doğruluk eğitimi almış bir delikanlıyı köyün muhtarı çoban yapmış. Muhtar hastalanan ineğini satmak istediği müşteri parayı ödemeden, "Hastalığı yok değil mi?" diye sorunca çoban, "Bu hayvanın hastalığını iyileştiremedik" demiş.

Ve köyden kovulmuş…

İkinci köyde tartının eksik tarttığını,

Üçüncü köyde yoğurda hile karıştırıldığını,

Dördüncü köyde kuru fasulyenin taşlı satıldığını

Beşinci köyde muhtarın yolsuzluk yaptığını,

Altıncı köyde ağanın devlet arazisine el koyduğunu

Yedinci köyde okul inşaatında demir ve çimentonun az kullanıldığını

Sekizinci köyde Kuran kursunda çocuklara taciz olduğunu,

Dokuzuncu köyde muhtarın köyün merasını sahte belge ile sattığını ortaya çıkarınca kovulmuş...

"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar" atasözü de böyle ortaya çıkmış...

Değerli okurlarım,

Siyasette de aynen böyledir.

- Genel Başkanını eleştirmeyeceksin,

- Genel Merkez yöneticilerini eleştirmeyeceksin,

- Parti politikalarını eleştirmeyeceksin,

- Doğruları asla söylemeyeceksin,

- Meclis'te en ön sırada oturan partinin grup başkanvekili elini kaldırınca sen de kaldıracaksın, yani parti iradesine itaat edecek, kendi iradenle oy kullanmayacaksın.

Hele hele iktidar partisi isen;

- Vatandaşın sorunlarının çözülmediğini, hayat pahalılığını, işsizliği, esnaf ve tüccarın dükkan kapattığını asla gündeme getirmeyeceksin,

- Emeklilikte yaşa takılanların haklarının gasp edilmesine sessiz kalacaksın,

- Af söylemleri ile yüzbinlerce tutuklu ve hükümlü ile ailelerini oy için aldatılmasına göz yumacaksın,

- Seçim kazanmak için alçak terör örgütü başından medet umulmasına sessiz kalacaksın,

- Dış politika hatalarını görmezden geleceksin,

- 4 Bakanın yolsuzluk yaptı ise Yüce Divan'da yargılatmak yerine Meclis'te vicdanının sesini değil liderin mesajına göre el kaldırıp sözde aklayacaksın,

- Fethullah Gülen ile beraber yürümeye, askere kumpas kurmaya destek vereceksin,

- Genelkurmay Başkanı'nın, "silahlı terör örgütünün başı" suçlanması ile tutuklanmasını görmezden geleceksin,

- FETÖ kalkışmasına "Biz mi neden olduk?" sorgulaması asla yapmayacaksın,

- Liderinin maaşına yüzde 26 zam yapılırken işçi, memur, emeklinin maaşlarına yüzde 4+4 zam yapılmasını alkışlayacaksın,

- Patates ve soğan kuyrukları için, "varlık kuyrukları" diyen liderini, "yaşa reis" diye alkışlayacaksın,

- Gazetecileri hapse attıkları, sokak ortasında dövülmelerine sessiz kalınmasına, "hak ettiler" diyeceksin,

- Ana muhalefet partisinin genel başkanının yumruklanmasına, "oh olsun" diyeceksin

- "Taraflı, tarafsız" cumhurbaşkanı olur mu demeyeceksin,

- "Tek adam" rejimine destek vereceksin,

- Bakanları eleştirmeyecek, sana randevu vermezlerse sesini çıkarmayacaksın,

- Suriye politikasını, Amerika ile kriz yaşanmasını, Rusya'dan medet umulmasını, Fırat'ın doğusuna bir gece ansızın gidilmemesini sorgulamayacaksın…

Özetle reisine biat edeceksin…

Ya etmezsen partinin ve genel başkanının hatalarını söylersen? O zaman partinden kovulursun.

İşte son örnek:

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında, Ahmet Davutoğlu, Ayhan Sefer Üstün, Abdullah Başcı ve Selçuk Özdağ, "Parti tüzüğüne aykırı eylem söz ve davranışlarında bulundukları" gerekçesiyle partiden "kesin ihraç" talebiyle oy birliği ile Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi.

Oy birliği ile…

Bakın tek bir MYK üyesi, karşı oy kullanmamış ki kullanamaz ki…

AKP'nin 2. Genel başkanı ve başbakanlarından Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve 3 arkadaşı sadece AKP ile Recep Tayyip Erdoğan'ın hatalarını söylediler...

Kararı reisleri verdi, milletvekili yaptığı eski şoförü, "defolun gidin" dedi…

Gazete ve televizyon bu haberi şu cümle ile duyurdu:

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sona erdi."

Aziz Nesin bile bu kadar komik bir ifadeyi yazamaz, Cem Yılmaz bile tiyatrosunda bu kadar komik bir espri yapamazdı…

Ey gazeteci milleti, Cumhurbaşkanlığında Merkez Yürütme Kurulu mu var?

Sapla saman karışınca, "taraflı - tarafsız" cumhurbaşkanı olunca haberler de ne yazık ki böyle olur canım ülkemde…

Dönelim konumuza,

Davutoğlu, Üstün, Başcı ve Özdağ; AKP'den kovulmanız sizler için "kara leke" olmaz, "takdir" belgesi olur…

Türk milletinin de sizleri takdir etmesini istiyorsanız AKP'nin ve Erdoğan'ın hatalarını, gizlemeden, saklamadan tek tek açıklamalısınız…

Ki millet gerçekleri öğrensin, size güvensin ve kuracağınız partiye oy versin…

Ve başbakanına, genel başkanına "defolun" diyen AKP'ye de sandıkta ders versin...

 

Yazarın Diğer Yazıları