BDDK neden denetlemiyor?

BDDK neden denetlemiyor?

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) "Sosyal medya ve yayın organları üzerinden kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşımları dolayısıyla" 26 kişi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

BDDK''nın suç duyurusunda bulunduğu bazı kişiler şöyle;

- Rüşdü Saraçoğlu, Mustafa Sönmez, Okan Aybar, Eren Bolgün, Ali Yıldız, Alican Uludağ, Mehmet Şerif Altun, Ahmet Altay, Mehmet Aslan, Şeref Oğuz, İzzet Özgenç, Selçuk Geçer, Erk Acarer, Emin Çapa, Durmuş Yılmaz, Güldem Atabay ve Burhanettin Bulut.

BDDK''nın en önemli görevlerinin başında, "Denetleme" geliyor.

O halde BDDK''ya soruyorum:

- 128 Milyar dolar nerede?

- Merkez Bankası döviz stoklarının kamu bankaları aracılığı ile satarken hangi yasanın hangi maddesine dayandı?

- Derseniz ki, "Bir yönetmelik gereği" hemen sorayım ki yasa dayanağı olmayan yönetmelik ya da herhangi bir mevzuat geçerli midir?

- 128 Milyar dolar kime ya da kimlere satıldı listeyi açıklar mısınız?

- Merkez Bankasının zarara uğratılması karşısında ne yaptınız?

- 1 Eylül''den başlayarak döviz kurlarının 8 liradan 18 liraya çıkması karşısında ne işlem yaptınız?

- AKP hükümetinin Hazine ve Maliye Bakanı, "Spekülatörler bu artışa neden oldu" dediğine göre bu hain Spekülatörler hakkında ne işlem yaptınız?

- Bu Spekülatörler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundunuz mu?

- "Merkez Bankası faizleri düşürecek" diye açıklama yapan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın her açıklaması döviz kurlarında artışa neden olurken neden seyirci kaldınız?

- "Denetleme" görevinizi layıkıyla yapmadığınız için istifa etmeyi düşünüyor musunuz?

- 26 kişi hakkında suç duyurusunda bulunurken tüm bu soruların sorulacağını aklınızdan geçirdiniz mi?

Değerli okurlarım,

"Orhan Bey hangi soruna iktidar kanadı yanıt verdi ki bu sorulara BDDK yetkilileri yanıt versin" diyeceğinizi biliyorum.

Ancak sizlerin bilmesini isterim ki bu yazdıklarım tarihe bir belge olarak kalacaktır.

- Sorduğum her soru, yarın bağımsız ve tarafsız cumhuriyet savcıları tarafından tek tek ilgililere sorulacaktır.

Eğer gelecek iktidarlar bu soruların soruşturma konusu yapılmasını engellerlerse onlardan hesap soracağım.

BDDK, RTÜK, TMSF gibi üst kurullar "bağımsız ve tarafsız" görev yapmaları için kurulmuşken, tıpkı "tarafsızlık yemini" eden cumhurbaşkanının partili yani "taraflı" olması gibi her kurul AKP''nin yandaşı siyasi bir kurum haline getirildi.

AKP''nin "Parti devleti" oluşturduğunun en somut örneklerinin başında bunlar gelmektedir.

Valiler, kaymakamlar yani devletin en önemli makamları da AKP''nin il ya da ilçe başkanları gibi görev yapmaktadır.

- Çok nadir vali ve kaymakam vardır ki siyasetin esiri olmadı.

Derler ya "çivisi çıktı" diye Tek Adam Rejimi de ülkenin devlet yönetimini parti yönetimi haline getirdi.

Bu Parti Devletini, bu Tek Adam Rejimini, çöken bu Cumhur İttifakı Koalisyonunu televizyonlarda savunan yandaş gazeteci ve programcılara müthiş bir tepki geldi.

AKP İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcu, televizyonlarda partisini temsil iddiasıyla konuşan gazeteci ve programcılara sert tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabından "Sabrın sonu!" başlığı ile yandaş yorumculara sert tepki gösteren Babaşcu, bu kişilerin artık çözülmesi gereken önemli bir sorun haline geldiğini şu sözlerle ortaya koydu:

- "Bu isimler durumdan vazife çıkarıyorlarsa vazifelerine son vermek lazım. Yok, bu kişilere alan açılıyorsa; o zaman da oturup düşünmemiz lazım.

- AK Parti ile ilgili hiçbir müktesebatı ve gerçek bağı olmayan bu gazeteci ve programcılar, milletin aklını karıştırmaktan başka bir işe yaramıyorlar.

- Haksızlık da etmeyim tabii; AK Parti''ye karşı antipati oluşturmakta oldukça mahirler!"

19 yıl sonra sadece tek bir milletvekili uyandı bu soruna.

- Bravo, gerçekten bravo…

Yandaş haber kanallarında yayınlanan onlarca programa konuk olan ve sözde AKP''ye kıyak yapmaya çalışan yorumcular saçma sapan gerekçelerle gerçekleri öyle çarpıtıyorlar ki izleyiciler artık hem onlardan hem de AKP''den nefret etmeye başlıyorlar.

Tabi bu arada Babuşçu''ya şunu da hatırlatayım.

Bu yorumcular ve gazeteciler bilin ki "paralı askerler…"

Yani çıktıkları her program için o televizyon kanalından para alıyorlar.

Peki, bu para gücü nereden geliyor?

Onu da söyleyeyim;

Kamu bankaları, yan kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları, AKP güdümünde olan Türk Telekom, Turkcell gibi birçok yandaş özel şirketin reklamları işte bu televizyon patronlarına akıtılıyor.

Aziz Babuşçu keşke bu düzene de karşı çıksa…

Yazarın Diğer Yazıları