Bir annenin 12 yıllık hukuk mücadelesinde emsal karar çıktı

Bir annenin 12 yıllık hukuk mücadelesinde emsal karar çıktı
Bursa'da Belgin Ürkel (42), boşandığı eşinden olan oğlunun adı ile soyadını değiştirmek için açtığı davayı 12 yıl süren mücadelenin ardından skazandı. Belgin Ürkel, dava açıldığında 3, şu an ise 15 yaşında olan oğluna, kendi soyadını verdi. Oğlunun Özgür olan ismini ise 'Yağız' olarak değiştirdi. Belgim Ürkel'in avukatı Batuhan Arısoy karara ilişkin “Bu kararla boşanan bütün annelerin 18 yaş altı çocuklarına soyadını verebilmeleri için dava yolu açılmış bulunuyor” ifadesini kullandı.

Bursa''da Belgin Ürkel 2006''da, 3 aylık hamileyken eşinden ayrılmaya karar verdi. Açtığı boşanma davası, 3 yıl süren Belgin Ürkel, o tarihte 3 yaşında olan oğlu Özgür’ün velayetini de aldı. Oğlu Özgür ile yaşayan Belgin Ürkel, aynı yıl çocuğunun ‘Özgür'' olan ismini ‘Yağız’, soyadını ise ‘Ürkel’ olarak değiştirmek için mahkemeye başvuruda bulundu. Fakat oğlu henüz 3 yaşındayken açtığı dava, mahkeme tarafından reddedildi.

Belgin Ürkel, oğlu 15 yaşına geldiğinde mahkemeye 2’nci kez başvurdu. Belgin Ürkel''in avukatı Batuhan Arısoy mahkemeye sunduğu dilekçesinde; lisanslı su topu sporcusu olan çocuğun annesi ile soyadının farklı olması sebebiyle arkadaşları arasında sorun yaşadığını, bu gerekçeyle psikolojisinin bozulduğunu belirtti. Mahkeme, annenin talebini yerinde bularak, değişikliğin çocuğun psikolojisine olumlu etki yapacağına karar verdi. Karar doğrultusunda çocuğun babası tarafından verilen ''Özgür'' ismi Yağız olarak soyadı da ‘Ürkel’ olarak değiştirildi. 

''HERHANGİ BİR EMSAL DAVA YOKTU''

Belgin Ürkel, kararı memnuniyetle karşıladıklarını belirterek "Daha önce de ismini değişmek istedim ama dava olumsuz sonuçlandı. Herhangi bir emsal dava da yoktu. Üzerinden biraz zaman geçti. Oğlum ilkokulda bir sıkıntı yaşamadı. Daha sonra ortaokula başladığı zaman bir gün ağlayarak eve geldi. ''Bana kimse Yağız demiyor, Özgür diye hitap ediyor'' dedi. Bu duruma çok üzülmüştü. Yağız''ın biraz büyümesini bekledim. İsim ve soy isim değiştireceğimiz için oğlumun da karar vermesini istedim. Daha sonra avukatla görüşüp dava sürecini başlattık. Karşı taraf itiraz etmedi. O açıdan avantajımız oldu. Oğlum lisanslı su topu oyuncusu. Orada da adı ve soyadı farklılığından dolayı sıkıntı yaşıyordu. Resmi dairelerde de sorun yaşıyorduk. Gerekçeli kararla birlikte dava sonuçlandı. Oğlum da karardan memnun. Böyle düşüncesi olan insanlar, soyadı değişikliği yapmak isterlerse aynı yolu izleyebilirler. Her isteyen anne, dayatma olmadan kendi soyadını çocuğuna verebilmeli” ifadelerini kullandı.

''BOŞANMA PSİKOLOJİSİNİ TEKRAR YAŞATIYOR''

Avukat Arısoy da anne ile beraber yaşayan bir çocuğun soyadının annesininkinden farklı olmasının ailenin boşandığı hissini çocuğa tekrar tekrar yaşattığını belirterek şunları söyledi:

"Boşanmalarda en büyük psikolojik tahribatı alanlar çocuklardır. Bir de annesi ile soy isminin farklı olması, okula ya da hastaneye kayıt yaptırırken veya rezervasyonlarda sürekli annesinin boşandığı etiketini yapıştırıyor. Çocuk her defasında aynı psikolojik travmayı yaşıyor. Mahkeme gerekçelerimizi kabul edip, çocuğun hem adını hem de soyadını değiştirdi. Bu şekilde boşanan bütün annelerin çocuklarına soyadını verebilmeleri için dava yolu açılmış bulunuyor. Karar bizim için emsal teşkil ediyor. Burada önemli olan çocuğun psikolojisi. Çocuğun üstün yararına olabilecek her durumun aile mahkemelerince değerlendirilmesi gerekiyor. Bu soy isim değişikliği bizim davamızda çocuğun, yararına oluyordu. Bunun için mahkeme böyle bir karar verdi. Karardan aile de çok mutlu oldu" 

EMSAL KARAR

Avukat Batuhan Arısoy, açtıkları davanın emsal bir kararla sonuçlandığı vurgulayarak "Çocuğun anneye verilmesinin nedeni, bakım yükünün ağır olması, anneye muhtaç olması. Genelde çocuğun velayeti anneye verilir. Medeni kanunumuza göre boşanan ailelerde çocuklar babanın soyadını taşımak zorundadır. Boşanma davası sonucunda genellikle velayet annelerde kalıyor; ancak her konuda soyadı farklılığından dolayı kadınlar çocuklarının annesi olduğunu ispatlamak zorunda kalıyor. Bu bir külfet. Çocuk da okulda hem arkadaşlarına hem çevresine bunu açıklarken zorlanıyor. Bu sebeplerden ötürü Bursa 5''inci Aile Mahkemesi''ne başvurduk ve gerekçemiz haklı bulundu" diye konuştu.

İlgili Haberler