Boğaziçi'nde terör demişken…

Boğaziçi'nde terör demişken…

Ne zaman, nerede bir "Boğaziçi''nde terör" başlığıyla karşılaşsam, hiç sekmez, hep aynı fotoğraf gelir gözümün önüne.

Ne, "atanmış rektör" istemeyen öğrencilerin haklı protestoları, ne öğretim üyelerinin cüppelerini giyip rektörlük binasına arkalarını dönmeleri, ne rektörün yolunun kesilmesi…

Hep o fotoğraf:

Boğaziçi Üniversitesi''nde PKK''nın kuruluş yıldönümü kutlaması(!)

***

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci''nin, Türkiye gazetesinden Cem Küçük''le sohbetinde arabasının önünün kesilmesine yüklediği derin anlamı, Gezi''yle kurduğu bağlantıyı, "Daha büyük bir şey hedefleniyor" kaygısını okurken de, aynısı oldu yine; "flash-back".

Kendini, olmazsa olmaz, ille de "demokratik bıdı bıdı"lı bir etiketle yaftalayan grubun, 27 Kasım 2015''te, Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi, Ayhan Şahenk Salonu''ndaki buluşmasında yaşananları hatırladım.

Salona PKK terör örgütünün paçavralarını asmış, o paçavraların altında halaylar çekmiş, isyan ve tehdit içerikli konuşmalar yapmışlardı.

Bunlar olurken; salonun dışında 4 otobüs çevik kuvvet polisi ve 1 TOMA vardı.

Ve terör örgütü PKK''yla iltisakı şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık, net, delilli olan bu gruba, "atanmış rektör" protestosunda bulunan "öğrenci"lere yapılan müdahalenin onda, yüzde hatta binde biri bile yapılmamıştı.

Ellerini, kollarını sallaya sallaya yapmışlardı yapacaklarını.

Bugün, dekanların, enstitü ve kurul üyelerinin "mahalle baskısı"ndan dolayı rektör protestosunda sınırı aşanlara ceza veremediklerinden yakınan hocalarımız, o günkü kepazeliğe, acaba hangi mahallenin baskısıyla susmuşlardı?

***

Terör örgütü PKK, 2015 yılında, başka birçok üniversitede olduğu gibi Boğaziçi''nde de şarkı türkü söylemekten "daha büyük bir şey" hedeflerken, buna herkesten önce karşı duranlar, şimdi beğenmediğiniz, hunhar bir genellemeye dahil ettiğiniz Boğaziçili öğrencilerdi.

Onların ısrarlı talepleri doğrultusunda açıklama yapan üniversite, söz konusu kulübün faaliyetlerini 6 ay süreyle durdurduğunu ve konuyla ilgili inceleme başlattığını duyurdu.

***

O inceleme nasıl sonuçlandı bilmiyorum.

Ama şunu biliyorum:

Bugün, Boğaziçi''nde bir kısmı gerçekten de maksadını da aşan, protestoların asli gerekçe ve muradının önüne geçecek şekilde zırvalaşmaya başlayan ama asla "terör eylemi" olarak tanımlanamayacak bazı hâl ve hareketler üzerinden "Türkiye üzerinde oynanan derin oyun" senaryoları yazanlar, o gün sustular. Seyirci kaldılar.

Keza bugün Boğaziçi yönetiminin sesine ses olma çabasındaki AK Parti medyası…

Boğaziçi''nde o gün yapılan terör örgütü güzellemesini, o sıra kendileri de aynı güzellemeleri yapmakla meşgul olduklarından, ancak 2021 yılında getirebildiler gündeme; "böyle bir şey de olmuştu" diye!

Bu riyakâr zihniyet mi mücadele edecek terör yapılanmalarının üniversitelere sızma girişimleriyle?

***

Boğaziçi için söylemiyorum, bütün üniversitelere, topunun yöneticilerine tepkim;

Sizin makam odalarınızdan başlayıp, makam araçlarınızda sonlanmıyor bu ülkenin "millî çıkarları".

Fol yok yumurta yokken, sırf mevzubahis, kendi makamlarınız, kendi unvanlarınız, kendi atanmanız, eş-dost-akraba kayırmacılığınız, bilimi değil yandaşlığı rehber saymanız olduğu için değil öğrencilerinizin can güvenlikleri tehdit altındayken bu "kuvvetli şüphelere" kapılacaktınız.

Kampüslerde kurulan/kurulmaya çalışılan terör kamplarını, kanın gövdeye götürdüğü o günlerde tartışacaktınız.

"Mahalle baskısı" dolayısıyla, "ideolojik nedenlerle" yasa dışı örgütlerle iltisaklı olabilecek öğrenciler hakkında yaptırım uygulamayan öğretim üyelerini o gün konuşacaktınız; o gün afişe edecektiniz.

Belki, Fırat Yılmaz Çakıroğlu hayatta olurdu!

Değil mi Candeğer Yılmaz?

Değil mi Beril Dedeoğlu?

 

GÜNÜN TİVİTİ

"Sıcak gündem nedeniyle "Dolar ne olur?" diye tahminimi soranlar var. Cevabım: Bir ülkenin parasının değerini tahmin etmek için kullanılabilecek "bilimsel" hiçbir metot, TL için bugün kullanılabilir değildir. Bilim henüz bu çapta cehaleti modelleyecek bir yöntem bulamamıştır."

Serkan Özcan, Gelecek Partisi Sözcüsü

 

SORU-YORUM

Daha geçenlerde kendisi Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatıştırmalarından sonuç alınamadığını, üniversitelerdeki öğrenci olaylarının da işe yaramadığını "geriye bir tek siyasi suikastların kaldığını" yazan AK Parti beslemesi, önceki gün tutmuş "Bayram değil seyran değil Kemal Bey niçin bunu gündeme getirdi" diye soruyor.

Tıbbi inceleme talep ediyorum; bu kadar utanmazlaşabildiklerine göre, bu modeller yüzlerinde "deri" diye hangi "kızarmaz" maddeyi taşıyorlar?

Yazarın Diğer Yazıları