Bu terazi bu sıkleti çekmez

Bundan 50 yıl önce nüfusu yaklaşık 1 milyon 736 bin olan İstanbul'un mensubu olmakla ve yetişmekle övünülen semtleri vardı. Mesela bakın o jenerasyondan gelen Sayın Cumhurbaşkanı'na... Her vesile ile Kasımpaşalı olmakla övünür. Kasımpaşalılar ona sahip çıkar o da Kasımpaşalılara. Bu bir kültür ve karakter meselesidir.

Kişiliğinizin şekillenmeye başlaması o çağlarda o semtin karakteri ile başlar, içine bir çok daha etken ve enstrümanları alır. Yoğurur, yoğurur. Bir de bakarsınız yetişen adamınız ister ilmi, ister külhani, hangi kültürden geliyorsa gelsin özenilerek en iyisi olmaya çalışılmış olmamışsa bile çok yaklaşılmıştır.

İşte birkaç gün önce MHK başkanlığından ekibi ile birlikte istifa eden Zekeriya Alp de, Osmanlı Sarayı'nın  bulunduğu, devlet daire ve kurumlarının da ona göre şekillendiği bu semtlerin feriştahı Sultanahmet'in çocuğudur. Futbola şimdi "futbolu yönetenlerin yüzde 90'ının bilmediği" Alemdar Kulübünde başlamıştır. Kulübünün forma renkleri "turuncu-lacivertti" ve kulüp şimdi faal değildir. İddia ederim ki kendisi şimdilerde "sanal gazlarla futbol adamı" ilan edilen ne kadar "devrin adamı" varsa, futbol bilgisi ile mali durumu ile adamlığı, terbiyesi, kültürü ve hatta aklınıza gelebilecek her şeyiyle ve tabi ki "onların hiçbiri ile tartıya çıkmaz." Kaynağı belirsiz "Tezekten terazilerin gücü" de kendisini tartmaya yetmez.

Ben 1970'ten bu yana bu sürecin canlı şahidiyim. Şimdi kim ne derse desin. Türk futbolunda 100 yıllık geleneğin bozulduğu bu kaos döneminde, hiçbir şeyle satın alamayacağınız böyle bir kıymeti kaybederseniz... Ardından da daha önce MHK başkanlığı yaptığı halde sadece "Zekeriya Alp'e inandığı için" yardımcılık görevini kabul eden Oğuz Sarvan gibi terbiyeli bir adamın istifasına vesile olursanız. Hangi davranışta bulunup kendilerine neyi direttiğinizin bir önemi kalmamıştır, yanlış yapmışsınız. Bunun aksini söyleyen, yok efendim Koç grubu ile ticari ilişkisinden bahisle kara çalmaya çalışan "benim külahıma anlatsın."

Bu adam futbol kültürü ile yoğrulurken "sporu yönettiğini iddia edenler muhtemelen İstanbul'un nüfusunda bile sayılmıyordu." Bu nedenlerle "Türk futbolunda yeni bir skandala imza atılmıştır." Bu işi bu aşamada geri çevirebilecek bir tek güç vardır. O da biliyor ki bu vebal tümden kendisinindir. Ben onun yerinde olsam futbolun bekası için emir verir ya da Zekeriya Alp'i çağırır rica ederim. Kendisinin ve ekibinin göreve devamını temin ederim.

Peki niçin? Zira inanın bundan sonra Ziya Paşa'nın dediği gibi Türk futbolunda "o sıkleti çekecek bir terazi" yoktur.

 

Yazarın Diğer Yazıları