''Bütçe yapılamayabilir''

''Bütçe yapılamayabilir''

Üç yılda;

Üç Maliye Bakanı.

Dört Merkez Bankası Başkanı.

Muhalefeti geçiniz, "Bizim arkadaşlarımıza ne oluyor… Nas ortada. Nas orada olduğuna göre sana bana ne oluyor" diyerek kendi kadrolarının yaptığı "bilimsel" uyarılara dahi kulak tıkayan "tek" Cumhurbaşkanı.

Sonuç:

Sırf, dolar 7 TL''yi geçtiğinde, "10 da olur" dedikleri için, 38 sosyal medya kullanıcısının hâkim önüne çıktığı saatlerde, dolar 10''u da geçmiş, İsmail Saymaz''ın deyişiyle çoktan "kaşık havası oynamaya" başlamıştı bile!

***

Ne demek bu?

***

İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale, tane tane açıkladı bilançoyu:

-Son iki buçuk ayda ülkenin dış borç stoku tam 780 milyar Türk lirası arttı.

-Çoluk-çocuk her birimiz, kişi başı 9 bin 400 Türk lirası daha borçlandık. (Yani hepimizin cebinden üç aylık asgari ücretten fazlası çıktı.)

-Politika faizlerini düşürmekle ekonomideki faizleri düşüreceğini zanneden ekonomi cahilleri yüzünden, son 2 ayda, 5 yıllık faizler 295 baz puan, 10 yıllık faizler de tam 330 baz puan arttı.

-Dahiyane bir şekilde yurt içi borçlanmamızı döviz ve altına kaydırdığımız için bütçeden ek olarak 215 milyar Türk lirası daha çıktı.

-Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine döviz cinsinden garanti verildiği için, KÖİ kaynaklı toplam borç stokundaki artışımız tam 272 milyar Türk lirası oldu.

-İzlenen ekonomi politikalarının maliyeti yeni parayla 1.3 trilyon Türk lirası eski parayla 1.3 katrilyon oldu.

-Erdoğan''ın, görevine, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi''nin Cumhurbaşkanı" olarak devam etmeye başladığı 9 Temmuz 2018''den bugüne, paramız dolara karşı yüzde 55 değer kaybetti.

***

Elde satacak bir "128 milyar dolar" daha olmadığına göre peki şimdi ne olacak?

***

Önceki gece Flash TV''de, Yeniçağ Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu ve Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Sertaç Eş ile birlikte yönelttiğimiz soruları yanıtlayan eski Başbakan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM''de komisyonlarda görüşülmesine devam edilen 2022 bütçesi üzerinden trajik tespitlerde bulundu.

Davutoğlu, geçtiğimiz yıl tarıma ayrılan 21 milyar Tük lirası, 2022 bütçesinde 25 milyara çıkarılırken, KÖİ projeleri için öngörülen garanti bedelinin 31 milyardan 43 milyara çıkarıldığına, ancak bu meblağ da dolar 9.27''den hesaplanarak bulunduğu için, daha bütçe onaylanmadan 50 milyar Türk lirasına ulaşmış olacağına dikkat çekerek, "Bütçenin yapılamayabileceğini" iddia etti.

"Bütçeyi yaparken konulan rakamın daha bütçe bitmeden değiştiği" ortamda, bütçe yapma imkanı bulunmadığını vurgulayan Davutoğlu, durumun Cumhurbaşkanlığı bütçesinden kaydırma gibi formüllerle kağıt üzerinde kurtarılabileceğini ama sorunu çözmeyeceğini savundu.

Ekonomi yönetimi için "cahiller ordusu" tanımını kullanan eski Başbakan, Erdoğan''ın "nas"ı ölçü koyarak "beraber yol yürümeyeceğini" işaret ettiği kişinin Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan olabileceğini söyledi.

***

Son tahlilde…

İYİ Parti''nin, ekonomi bürokrasisinden gelen çiçeği burnunda Grup Başkanvekili Erhan Usta, "Cumhurbaşkanı Erdoğan Allah''tan ekonomist. Doktor olsa ne yapacaktık? Cana geleceğine mala gelsin, ne yapalım?" diyor ama, tam da öyle değil bu defa…

Mala öyle bir geliyor, insanları yokluğa, yoksulluğa öyle sürüklüyor, öyle aç bırakıyor ki, canı da peşinden sürüklüyor bu ekonomik gerilim kitabının finali!

Allah korusun;

Seçime kadar bizi…

Seçimden sonra bu ateş topunu söndürmek zorunda olacak yeni iktidar sahiplerini!

 

SORU-YORUM

Yüzde 40''lar, 45''ler…

Böyle dahiyane formüller üretebildiklerine göre, "Nasıl yaparız da, toplumu ''karpuz gibi ikiye bölen'', iki keskin-karşıt-düşman kutup haline getiren ''yüzde 50+1'' şartlı bir başkanlık sisteminden daha kötüsünü dayatırız" diye epey düşünmüş olmalı iktidar sahipleri.

Kamu vicdanında meşrulaştırabilmek için yüzde 50+1''in oy desteğinin bile yetmediği bunca keyfiyet, denetimsizlik, hesap vermezlik; yüzde 40''ın desteğiyle, yüzde 100''e karşı uygulandığında oluşabilecek infial hakkında, en ufak fikri olan var mı?

 

Adalet…

Türkiye''nin, uluslararası hukuk kuruluşları yahut evrensel hukuk kuralları nezdinde "kusurlu" sayıldığı herhangi bir vakayı/dosyayı, "Batı''nın Erdoğan''a bakışı" üzerinden ve bunu "sopa" niyetine kullanarak tartışmanın, "dünyaya karşı tek başına" mazlumiyeti konusundaki performansı malum olan iktidardan başka kimseye faydası yok!

"Adalet"i, AK Parti''nin bugüne kadar desteğiyle var olduğu "dış güçler"in gözünden düşüp düşmemesiyle ilgili olarak değil, Türkiye''nin bir gün herkese lazım olacak "hukuk devleti" niteliğini kaybetmemesi için talep etmeliyiz; herkes için!

Yazarın Diğer Yazıları