Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Rize''de, Akşener''e;

İftira atıldı.

Hakaret edildi.

Fiziki saldırı, linç girişimi test edildi.

Ne demek "Dersini verdiler"?

Ne demek "İleri gidilmedi"?

Ne demek, "Daha durun neler olacak?"

Ne demek "Bunlar iyi günleri…"?

***

İster doğal, ister İkizdere ve Çayeli''nde olduğu gibi bir kurgu dahilinde gerçekleşmiş olsun, bir kişi yahut kesim, herhangi bir siyasi lidere itirazında daha ne kadar ileri gidebilirdi/gidebilir?

Tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu''na Çubuk''ta yapılan gibi yumruk mu atılmalıydı Meral Akşener''in suratına da, yine tıpkı daha önce Kılıçdaroğlu''na yapıldığı gibi önüne mermi mi atılmalıydı, bundan utanılmayacak, yerin dibine girilmeyecek de övünülecek miydi yani?

İkizdere''de, Çayeli''nde yaşananlar "iyi" ise "kötü" ne?

"Vahamet"e ikna olmaları, siyaseti bu yollara tevessül ederek dizayna kalkışmanın, olayın görünen görünmeyen bütün tarafları için "tehlikeli bir yol" olduğunu idrak edebilmeleri için, öyle hiçbirine pabuç bırakmadan dimdik değil de dehşete kapılmış halde, dizleri titreyerek mi çıkması gerekiyordu Akşener''in o arbedenin içinden?

Aracının ters yüz edilmesi mi gerekiyordu?

Kan revan içinde kalsaydı mesela, arzu edilen "kötülük" düzeyine ulaşılmış sayılacak mıydı?

***

Birinin eli kana bulansa?..

Bu kepazelik yüzünden, olayın hangi tarafından olduğu mühim değil bir ananın yüreği yansa?

Biri canından olsa?

O zaman "kötü gün" yaşamış sayılacak mıydı Akşener ve arkadaşları?

***

Biz "daha dururken" başka neler olacak?

Kim, ne planlıyor?

Siyaseti "derin" oluşumları kullanarak dizayna kalkışmak karanlık da, "çukur" oluşumları kullanarak dizayna kalkışmak çok mu aydınlık bir Türkiye''nin alameti sanki!

***

"Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50''si var" gibi bir deneyimimiz de bulunmasına rağmen insanın aklı almıyor;

Sade bir siyasi parti genel başkanın ağzından döküldüğü vakit dahi fanatik taraftarları nezdinde şiddete teşvik olarak algılanması işten olmayan, insanda ister istemez "Ya birileri de bu sözlerden cesaret alır da…" diye başlayan envai çeşit kaygıya yol açan bu dil, düşünün ki, aynı zamanda devletin en yetkili kişisi de olan bir siyasi parti genel başkanı tarafından kullanılıyor.

Kimler nelere cüret etmez sırtlarını bu esef verici sözlere dayayarak?

Temsil ettiği makam itibarıyla, sade siyasi rakiplerinin değil bu ülkede yaşayan her bir vatandaşın, canı dahil bütün temel hak ve hürriyetlerinin korunmasından sorumlu olan kişi bile bu hak ve hürriyetlerin cebren çiğnenmesini "ders vermek" olarak yorumlarsa, kimler, ne menem "dersler" vermeye kalkışmaz bundan sonra!

Dehşete kapılmamak için yüz vermiyorum bünyemin "tahmin" gayretine…

***

AK Parti''nin dünkü grup toplantısından sonra Türkiye''nin en önemli sorularından biri bu olmalı bence:

"Daha neler olacak?"

Çünkü; bizi, hepimizin bekasını kapsayacak kadar geniş bir yanıta ulaştıracak  bir soru bu.

Çünkü, Akşener''in yaşadıklarının "daha başlangıç olduğunu", "daha başka şeylerin de olacağını" söyleyen, bunu bir ihtimalden söz eder gibi değil de, haber verir gibi bildirdiği için de o "şeylerin" ne olduğunu bildiği izlenimi uyandıran kişi, sadece herhangi bir siyasi partinin genel başkanı değil, hali hazırda dev bir emniyet teşkilatının da, dev bir ordunun da, dev bir istihbarat teşkilatının da, dev bir yargı örgütlenmesinin de, velhasıl bütün kurumlarıyla devletin de başında bulunan kişi.

***

Bu ahval ve şerait altında, Habertürk bir özel yayın daha yapıp bu defa da devletin başını ekranına çıkarmayı başarırsa, üç saatlik bir yayında gazeteci başına soru sorma süresini öyle bir iki dakikalarla değil 5 saniyeyle dahi sınırlasa yeter de artar sormaya;

- Daha neler olacak?

- Nereden biliyorsunuz?

- Madem biliyorsunuz neden engel olmuyorsunuz?

SORU-YORUM

"Yolsuzlukla mücadele" gibi ulvi gerekçeleri bulunmadığı zaten aşikar olan 17-25 Aralık "iktidar hesaplaşması" bir "kumpas" ise (ki, bir yönüyle elbette öyle), Sedat Peker videoları üzerinden Türkiye''yi hedef alanlar da, AK Parti ve MHP Genel Başkanlarının iddia ettiği gibi aynı "kumpasçılar" ise, bu kumpasa karşı "yanında" olduklarını bildirdikleri Sayın İçişleri Bakanı''nın, 17-25 Aralık''ın sembol metaforlarından "bakan çocuklarının para kasaları"nı doğruladığı sözleri ne?

Kafalar, "Bay Meral" hitabının işaret ettiğinden de fazla karışık olabilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları