Değişmez maddeleri tartışmaya açan kim?

Değişmez maddeleri tartışmaya açan kim?

"Anayasalarda değişmez hükümler olamaz." diye çıkış yapan, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Başkanı, eski TBMM ve MTTB Başkanı İsmail Kahraman değil midir?

Bilindiği gibi Anayasa''nın dördüncü maddesi, devletin niteliklerini belirleyen ilk üç maddenin değiştirilemeyeceği şeklindedir. "Değişmez hükümler olmamalı" dediğiniz zaman bu maddeleri tartışmaya açmış olursunuz. İsmail Kahraman, büyük tepki alınca, "Sözlerim çarpıtıldı. İlk dört maddeye dokunmak mümkün değildir" dedi!

Derken, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, "Biz yeni anayasa diyoruz, birileri de çıkıyor ''Gerekirse ilk 4 maddeyi de değiştiririz.'' diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. İlk 4 maddeyi değiştirme fikri CHP ve tüm CHP''lilerin iradesi midir, yoksa Kılıçdaroğlu''nun kişisel işi midir?" şeklinde demesin mi?

Bu durumda, İsmail Kahraman''ın, Erdoğan''a ilk dört madde pası vermek için konuştuğu düşünülmez mi?

***

Öncelikle belirtmeliyim ki HDP ve PKK''nın, şimdilik "Orta Doğu''da Türk-Arap-Kürt konfederasyonu"nu savunduğunu herkes biliyor. Bu da HDP''yi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası açısından gayrimeşru hale getirmeye yeterlidir. Başka delile gerek yoktur.

Dolayısıyla, Kılıçdaroğlu''nun "Kürt sorununu Meclis''te HDP''yi muhatap alarak çözeriz" sözleri CHP''ye de, Türkiye''ye de hiçbir hayır getirmez!

Fakat çözüm süreci boyunca, terör örgütünü temsil eden Abdullah Öcalan''ı, Cemil Bayık''ı ve Murat Karayılan''ı muhatap alanlar, bunun için Oslo''da PKK temsilcisi ile masaya oturanlar, Güroymak''ı Norşin''e çevirenler, Ermenice bir kelime olduğu halde, ilan edilen "Norşin Medresesi"ni meşrulaştıranlar, Öcalan''ın mesajını mitingde okutanlar, Habur''da karşılanan teröristlerin Diyarbakır''a kadar kamyon üzerinde adeta zafer yürüyüşü yapmasına imkân verenler, terör operasyonlarına izin vermeyerek öğütün Güneydoğu''da şehirlerin etrafına hendek kazmasına, yığınak yapmasına seyirci kalanlar, seçimi kaybedince terörle mücadele başlatarak o işgal edilmiş şehirlere yeniden bayrak çekilebilmesi için 800''den fazla şehit verilmesine yol açanlar ve sonraki seçimlerde de Öcalan''ın mesajından medet umanların, başkalarını bu konuda suçlamaya hakkı yoktur.

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2012 yılında, anayasada etnik kimlik tanımı yapılmaması gerektiğini, üst kimlik olarak "Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı" tanımının yapılmasının uygun olacağını söylemişti!

Halbuki Türk kimliği, Anayasa''nın da, devletin de milletin de temelidir. "Türk kimliği" yerine Erdoğan''ın o zamana kadar sık sık yaptığı gibi "Türkiye kimliği" veya başka bir kimlik önermek, değiştirilemez maddeleri değiştirme düşüncesinin ifadesidir.

O dönemde TBMM Başkanı Cemil Çiçek de üniter yapı ve özerkliğin gündem maddesi olarak tartışıldığı FETÖ''nün Abant Platformu''na dönem başkanı olarak katıldığı sırada, başlangıç metninin yeniden yazılacağını, ilk maddelerin değişmesinin de önünde engel olmadığını söylemişti.

AKP Grup Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı, "Açılımın başarısı, anayasadaki Türklük tanımının kaldırılmasına bağlı... Vatandaşlık tanımı değişecek. Herkes etnik kökenini ifade edebilecek ve ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım'' diyecek" demişti. İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu ise "AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk" diye bir ifade kullanmıştı! Erdoğan''ın hukuk başdanışmanı Mehmet Uçum da defalarca Türk kimliğinden Türkiye kimliğine geçileceğini söylemişti. Böyle yüzlerce örnek verilebilir.

Yine 2007 yılında Prof. Dr. Ergun Özbudun ve ekibi tarafından AKP için hazırlanan Anayasa taslağında da ikinci maddede atıfta bulunulan başlangıçta belirtilen temel ilkeler ortadan kaldırılmıştı. Oysa başlangıçta belirtilen temel ilkeler de değiştirilemez.

SONUÇ: Kim ne derse desin Türk Milleti, kendi kimliğini ve egemenlik hakkını koruyacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları