Diyanet nedir bu hıyanet?

10 Kasım günü, öncesinde ve sonrasında Cuma hutbelerinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anmayan Diyanet nedir bu hıyanet?

Değerli okurlarım Yeniçağ gazetesinin fotoğrafı ile verdiği habere göre Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip

Erdoğan'ın, "Hocam" dediği Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı ayağı kırılan Kadir Mısıroğlu'na "Geçmiş Olsun" ziyaretinde bulundu.

Bu Türkiye Cumhuriyeti düşmanı fesli Mısıroğlu, Kurtuluş Savaşı için "Keşke Yunan galip gelseydi" demiş, İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'a ağır sözler ederek Atatürk düşmanı olduğunu saklamamıştı.

Sadece resmi törenlerde cübbesini ve sarığını takan Diyanet İşleri Başkanları diğer günlerde normal kıyafetleri ile yaşamlarını sürdürürlerdi.

Erbaş'ın resmi tören kıyafeti ile Fesli cumhuriyet düşmanını ziyareti ile her 10 Kasım'da ve her resmi bayramlarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Cuma hutbelerinde, resmi web sayfasında 10 Kasım ve Atatürk'ü tek kelime ile anmamasını Ata'mızın şu cümleleri ile değerlendirelim:

"… Dini alet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız âlimler tarihte daima rezil olmuşlar, rezil edilmişler ve daima cezalarını görmüşlerdir.

Dini kendi ihtiraslarına âlet yapan hükümdarlar ve onla­ra delâlet eden hoca namlı hainler hep bu akıbete duçar olmuşlardır.

Artık kimse öyle hoca kıyafetli sahte âlimlerin yalanına ehemmiyet verecek değildir. En cahil olanlar bile o gibi adamların mahiyetini pek âlâ anlamaktadır.

Eğer onlara karşı benim şahsımdan bir şey anlamak isterse­niz, derim ki, ben şahsen onların düşmanıyım.

Onların menfi istikamette atacakları bir adım, yalnız benim şahsî imanıma değil, yalnız benim ga­yeme değil, o adım benim milletimin hayatıyla alâkadar, o adım mille­timin hayatına karşı bir kasıt, o adım milletimizin kalbine havale edil­miş zehirli bir hançerdir.

Benim ve benimle hemfikir arkadaşlarımın yapacağı şey mutlaka ve mutlaka o adımı atanı tepelemektir."

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ı tüm kızgınlığımla ve şiddetle kınıyorum.

ATATÜRK VE EKONOMİ:

Gazeteci, yazar Metin Türkyılmaz kardeşim, "Ekonomide 13 çift haneli büyümenin 7'si Atatürk döneminde" başlıklı bir yazı gönderdi ki 10 Kasım'da Ata'mızı bu kadar anlamlı bir yazı ile andığı için kendisine teşekkür ederim.

Türkyılmaz'ın yazısından alıntılayalım:

·              "Atatürk döneminde Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 7,4 büyüdü,

·              1923-1938 arasında milli gelir, 15 yılda 2,9 katına ulaştı,

·              Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün döneminde, nüfus 12,5 milyondan 16,9 milyona yükseldi,

·              2017 fiyatlarıyla değerlendirirsek kişi başına gelir 830 dolardan 1.780 dolara,

·              Mili gelir ise 10,35 milyar dolardan 30,1 milyar dolara çıktı

·              Cumhuriyet döneminde yaşanan 13 çift haneli büyümenin 7'si Atatürk döneminde yaşandı

·              1924 yılında yüzde 14,9,

·              1925 yılında yüzde 12,3,

·              1926 yılında yüzde 18,2,

·              1928 yılında yüzde 11,

·              1929 yılında yüzde 21,6,

·              1933 yılında yüzde 15,8,

·              1936 yılında yüzde 23,2 olarak 7 kez çift haneli büyüdü."

Değerli okurlarım çöken ve işgal altında olan topraklarımızdan düşmanı muhteşem kurtuluş savaşı kovarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk gördüğünüz gibi sadece askeri ve idari anlamda değil ekonomik alanda da mucize yaratmıştır.

Hangi ülke tüm maddi gücünü kurtuluş savaşında kaybettikten sonra ekonomide böyle bir dirilişe imza atabilmiş ki?

Ata'mızın kurucusu olduğu İş Bankası'nın ilk 9 aylık karından vasiyeti gereği 1,3 milyar liranın Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna yarı yarıya paylaştırılacağını ancak bu rakamın yılsonu itibarı ile netleşeceğini 9 Kasım'da yazmıştım.

İş Bankasından gelen bilgi notu şöyledir:

"Bankamızın kar dağıtımına ilişkin esaslar Ana Sözleşme'nin 58. maddesinde düzenlenmiştir. Ayrıca bankaların kar dağıtımları yasal mevzuat ve bankacılık kuralları çerçevesinde BDDK'nın da iznine tabidir.

Bu çerçevede, hesap dönemi sonunda kesinleşen dağıtılabilir kar tutarının dağıtımına ilişkin olarak bankalar BDDK'dan izin almaktadırlar.

BDDK, bankaların bilanço sonuçlarını da dikkate alarak uygun gördüğü şekilde kar dağıtımına  izin verebilir veya karın hiç dağıtılmamasına da karar verebilir. Geçmiş birkaç yıla bakıldığında Türkiye İş Bankası'nın yıllık karının yaklaşık olarak %20 ila %25 oranlarındaki kısmıyla sınırlı olarak hisse sahiplerine temettü ödemesi yapılmıştır.

Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına bu açıklamamızı sizinle paylaşıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. "

Elbette Türkiye İş Bankası kurulduğundan bu yana yasal mevzuata uygun olarak faaliyet göstermektedir ki Ata'mızın vasiyeti gereği sadece TDK ve TTK'ya değil diğer hisse sahiplerine de temettü ödemesini yasalara uygun şekilde yapmaktadır.

2018 yılı temettü ödeme rakamının açıklamasını bekleyelim ki Ata'mızın mirasından Atatürk Kültür Dil Ve Tarih Yüksek Kurumunun alacağı net payı öğrenelim.

Yazarın Diğer Yazıları