Diyarbakırımızda büyük buluşma

Sayın okurlarım, milliyetçi büyüğümüz Alparslan Türkeş’in kurduğu ve yarım asırdan beri Türk milliyetçilerini siyasi platformda temsil eden Milliyetçi Hareket Parti’mizin bu yılki genel seçimlerle ilgili tutum ve davranışları, hepimizin beğenisini kazanmıştır. Hele, MHP’nin dört gün önceki Diyarbakır mitingindeki birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları, Türk milliyetçilerini fazlası ile memnun ve mes’ut etmiştir. Diyarbakır’ımız da, tarihi günlerinden birini yaşamıştır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında “Diyarbakır’ı hürmet ve sevgiyle selamlıyorum, hepinizi bağrıma basıyorum. Seçimlerin barış, huzur, bereket ve esenlik dolu günlere vesile olmasını niyaz ediyorum. Siz Türk milletinin eşit, onurlu ve yeri doldurulamaz birer mensubusunuz. Siz bizim herşeyimizsiniz. Gönlümüzdesiniz, dilimizdesiniz. Amerika’dakiler, Avrupa’dakiler ve Erbil’deki peşmergeler sizi benden daha fazla sevemez, anlayamaz ve sahiplenemez.”  dedi.  “Diyarbakırlı kardeşim siz bizsiniz biz de siz. Bölücü PKK’ya inat ayrımız, gayrımız yok. Bölünmüş Türkiye’nin denklemini kuranlara siz bakmayın, yıkım projesinin etnik taraflarına inanmayın. Sorunlarla boğuşan yalnızca siz değilsiniz.Türk milletinden ayrılma rüyası görenler, bağımsız devlet özlemi içinde olanlar, akıllarını başlarına almalıdırlar. Bizim ne verecek bir çakıl taşımız ne de vazgeçecek bir insanımız vardır. Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Asla başarılı olamayacaklar, Türk milletini sonsuza kadar var edeceğiz.” demiştir.
Diyarbakırlılardan “oy istemeye” ve “siyasi fayda ummaya” gelmediğini vurgulayan Bahçeli, Diyarbakırlı vatandaşların sorunlarını dinlemeye, dertleşmeye ve hasret gidermeye geldiğini söyledi. “Ortak değerlerimizin dilini paylaşmak için, bin yıllık kardeşliği sonsuza kadar yaşatmak amacıyla karşınızdayım. Cephelerde birlikte mücadele ettik. Çanakkalede şehadet şerbetini birlikte içtik. Biz birlikte büyüdük Türk milleti olduk. Bu büyük milletin adı Türk milletidir.” dedi. Ve Diyarbakır halkına sevgi ve saygı göstermiş, misafirperverliğine teşekkür etmiştir.
Sayın okurlarım bugünkü yazımın başlığını seçerken, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim; Bugüne kadar biz, “Türkçülüğün Esasları”nı yazan ve Mustafa Kemal’in “akıl hocam” dediği Diyarbakırlı Ziya Gökalp gibi  “Türk’ü sevmeyen Kürt, Kürt değildir. Kürdü sevmeyen Türk, Türk değildir”  diyorduk. Siyasi liderimiz Alparslan Türkeş gibi, “Biz ne kadar Türk isek onlar da o kadar Türktürler. Onlar ne kadar Kürt iseler biz de o kadar Kürtüz” diyorduk. Güneydoğu Anadolu coğrafyasının insanlarından rahmetli Prof. Fahrettin Kırzıoğlu’nun  “Kürtlerin Türklüğü” eserini ve yine rahmetli Abdülhadi Toplu kardeşimizin altı yüz sayfalık eserini okumuş, rahmetli Muzaffer Özdağ’ın bayram tebriklerinden de “Kürt boyu Türklerin” Orta Asya’daki yerleşim bölgelerini görmüş ve bizlere nasıl “Oğuz boyu Türkler” diyorsak, artık o coğrafyanın insanlarına da “Kürt boyu Türkler” diyorduk.
Bugünkü şartlarda Türk milliyetçilerinin Kürt boyu Türkler dediğimiz insanlardan artık beklentileri vardır.
Bölücülük yapanlarla, bayrağımıza hakaret edenlerle, ellerinde bölücülük simgesi bayraklar ve bölücü başının resimlerini taşıyarak miting yapanlarla, mahalli halkın seçerek görevlendirdiği milletvekillerinin ve belediye başkanlarının içinde bölücülük yapanlarla, devlet imkanlarını ve milli kaynaklarımızı uzun yıllar aktardığımız Güneydoğu Anadolumuzdaki kalkınma hamlelerini ve Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) adı altında uzun yıllar yapılan yatırımları görmezden gelenlerle, Kürt enstitüleri açanlarla, Kürtçe dergiler basan ve dağıtanlarla, yollara mayın döşeyerek Mehmetçiklerimizi şehit edenlerle, ipini koparan Avrupalı politikacıları Diyarbakır’ımızda ağırlayanlarla mücadeleye girmelerini bekliyoruz. Kürt boyu Türklerden de canlı hareket bekliyoruz.
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları