Erdoğan'ın "müjde"si büyük operasyon mu?..

Sesi yavaş yavaş kesildi şiddetin... Terörün beslendiği Lice-Bingöl-Tunceli hattından sonra Karadeniz ve Amanoslar da kuşatılınca, PKK'nın yurt geneline yayılmış uzantıları tuhaf bir sessizliğe büründü...

Zaman zaman taciz ateşleri, pusular ve operasyon bölgelerine giden yollara yerleştirilen mayınlar güvenlik güçlerini hedef alsa da, artık şiddetin o vahşet yaratan uzantıları, onu besleyen kaynaklar ve sosyo ekonomik çark eski devinimini yüzde 80 oranında yitirmiş görünüyor... Örgütteki sessizlik de bunu kanıtlıyor...

Denilebilir ki, örgütün İran'da idam kararlarıyla enterne edilmesi, Irak'ta kuşatmaya uğraması ve son olarak Suriye'de hareket kabiliyetini önemli ölçüde yitirmesi şiddetin merkezi yani, "karargâh"ı sayılan Kandil'de acaba nelere yol açtı?..

İşte dikkat çekmeye çalıştığımız asıl mesele de bu... 1980'den bu yana PKK eylemlerinin koordine edildiği, militanların eğitildiği ve lider kadronun da barınma merkezi olarak kullandığı Kuzey Irak'taki Kandil Dağı'nda neler oluyor?..

AKP'lileri heyecanlandıran, güvenlik güçlerini teyakkuzda tutan, tuhaf ama düşündürücü sessizlik tam da orada işte...

Kandil'deki derin sessizlik!..

Peki; PKK'nın 1984'te Güneydoğu'da iki ilçe merkezine saldırmasıyla başlattığı şiddet eylemlerinin beyin takımı nasıl oldu da dikkat çekici bir sessizliğin ortasında kayboldu acaba?..

Mustafa Karasu, Cemil Bayık ve en önemlisi de Murat Karayılan ile diğerleri, yani PKK'nın "başkanlık konseyi" olarak nitelendirdiği örgütün beyin takımının 40 yılı aşkın süredir bulunamayan, yakalanamayan militanları aylardır nasıl oldu da sessizliğe gömüldü?..

PKK eylemlerini izlemeye başladığım 30 yıl öncesinden bu yana belki onlarca kez "Murat Karayılan yakalandı, yaralandı ya da öldürüldü" şeklinde haberler yansıdı medyaya...

Geçen Haziran ayında yapılan genel seçimler öncesi de Karayılan ya da örgütün başka önemli militanlarının bazılarının yakalandığı, yani güvenlik kurumlarının deyimiyle "paketlendi"ği medyaya yansıdı ama o haberler de her zamanki gibi boş çıktı...

Peki, neden mi dikkat çektik Karayılan'a, Cemil Bayık'a, Mustafa Karasu ve diğerlerine?.. Yani Kandil'in üzerinde odaklanmamızın asıl gerekçesi nedir?..

Hiç kuşkusuz "bu odaklanmanın merkezinde Suriye var" diyebilirsiniz... PKK'nın PYD adı altında örgütlenirken, bir yandan Esad iktidarının topraklarında neredeyse bağımsız devletin tohumlarını atması, diğer yandan da örgütün yayılması nedeniyle Türkiye'nin sınır ötesine operasyon yapmasına yol açan eylemleri gerekçe sayabilirsiniz!..

Evet; aslında bu yaklaşım doğru olabilir... PKK Suriye'de, Haseki-Afrin hattında, hatta Suriye'nin daha içlerine doğru sızarak kendine "özel bölge"ler kurmaya çalışacak kadar büyümüş olabilir ama örgütün beyin takımı nerede?..

En önemlisi de, örgüt tüm güçlerini Suriye'ye mi topladı da, PKK yurt içinde eski devinimini yakalayamıyor?..

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun son günlerde sıklıkla ifade ettiği gibi, acaba bir dönem 20 bin kişilik militan gücüyle yurt içinde kaos çıkartan PKK'nın gerçekten sınırlarımız içerisinde 400-500 civarında militanı mı kaldı?.. Karayılan ve ekibi o yüzden mi yok ortada?..

PKK yöneticileri nerede?..

Örgüt yurt içinde, Güneydoğu'yu, Kuzey Irak sınırını, Lice/Tunceli/Bingöl hattını, Diyarbakır-Hakkari-Mardin gibi merkezleri ve Karadeniz'den sonra Amanoslar'daki örgütlemesini de önemli ölçüde kaybetmişken, PKK'nın beyin takımı bu erozyon yüzünden mi sessizliğe büründü acaba?..

Nerede ve ne yapıyor 40 yıldır eylem kararları veren PKK'nın lider kadrosu?..

Örgütü ekonomik destek gördüğü Avrupa üzerinden yeniden büyütmek için bilinmeyen karargahlarda hazırlık mı yapıyorlar acaba?..

Yoksa Öcalan'ın en güvendiği adamları yurt dışına mı kaçtılar ya da Kuzey hattını terk ederek daha güvenli buldukları Irak içlerine mi yerleştiler?..

Bilinen bir gerçek var ki; bir seçim stratejisi ya da propaganda malzemesi değilse, PKK üzerinde örgütün hâkimiyetini sarsacak çok önemli bir gelişme yaşanmış olmalı...

Ne oldu acaba?.. Güvenlik güçleri tıpkı Avrupa'da ya da yakın çevremizdeki ülkelerde FETÖ militanlarına yaptıkları gibi PKK'nın lider kadrosuna da "paket"leme operasyonları mı yaptı?..

PKK'nın 40 yıldır Kandil Dağı'nı üs tutan lider kadrosunda aylardır dikkat çeken sessizliğin asıl gerekçesi özenle saklanan bir gizli operasyon mu?..

Kuşkusuz Ağustos ayından bu yana ortada görünmeyen Karayılan, Cemil Bayık, Bahoz Erdal, Mustafa Karasu, Duran Kalkan, Rıza Altun ve Ali Haydar Kaytan gibi diğer örgüt yöneticilerinden birinin yakalanması PKK'yı askerî açıdan en az Öcalan'ın yakalanması kadar sarsar ki, AKP böylesi bir operasyonu davul zurna ile duyurmaktan da kaçınmaz...

Karargah, paket, "baron!.."

Peki, neden mi dikkat çektik Kandil Dağı'na ve orayı karargâh tutan elebaşılarına?..

Hiç kuşkusuz bunda Suriye'nin belki de 220 kilometre içlerine kadar yayılacak bir sınır ötesi operasyon beklentisinin payı olabilir de, asıl mesele bu değil...

Bu sorunun yanıtı AKP lideri Erdoğan'ın dört gün önce yaptığı önemli bir açıklamada gizli... Bakın ne demiş Erdoğan;

"Bölücü örgütün Meclis'teki taşeronlarının asıl karın ağrılarının farkındayız. Bunun için onların söylediklerini, hakaretlerini, çirkefliklerini dikkate almıyoruz. Onların, Kandil'deki terör baronlarından icazet almadan tek bir kelime dahi edemediklerini, edemeyeceklerini gayet iyi biliyoruz. Şu anda açıklamıyorum. Bugün, yarın sizlere bu konuda da önemli müjdeler verebiliriz. Onlardan demokrasimiz adına bir katkı beklemiyoruz. Meclis'te bulunma sebepleri Türkiye'nin önünü açacak projeleri sabote etmek olanların milletimizin birlik ve beraberliğine katkıda bulunması mümkün değil. Bölücü örgütün siyasi uzantılarının rahatsız olmaları gayet normal..."

Peki; Erdoğan'ı kendinden emin bu kadar kararlı konuşturan nedir acaba?..

Son 30 yılda onlarca kez bombalanan Kandil'deki sessizliğin asıl amacı istihbarat birimlerinin PKK'nın lider kadrosunu hedef alan gizli bir operasyon mu?..

Karayılan ya da diğer üst düzey yöneticilerden biri mi yakalandı, Kandil tamamen boşaltıldı mı ki Erdoğan "müjde" vereceklerini açıkladı...

Hiç kuşkusuz PKK'nın 40 yıldır onlarca operasyona rağmen ele geçirilemeyen lider kadrosundan birinin ya da bir kaçının yakalanması örgütün askerî açıdan çok büyük bir darbe almasına yol açacaktır...

İşte böylesi bir durum, askerî gücünün yüzde seksenini zaten kaybeden PKK'yı tarihte görülmemiş bir çöküşe doğru sürükleyecektir... Karayılan'ın yakalanmasına pek ihtimal vermiyorum da, bekleyelim, görelim...

 

Yazarın Diğer Yazıları