Faize ayarlı bakan

Faize ayarlı bakan

Bekleniyordu... Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan istifa etti. Yerine Yardımcısı Nureddin Nebati getirildi.

Bazı gazeteler yeni bakan için "Erdoğan''ın damadı, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak''a yakınlığıyla bilinen..." notunu düşüyor.

Yeni bakanın adı "Nureddin". Türkçede "Nurettin" söylenir. Bundan sonra yazılışına dikkat etmek gerekiyor. Arap alfabesinden yeni harflere aktarırken "Nûr el-Dîn" veya Nûru''d-dîn yazılır. Şemsî, kamerî harfler meselesi. Ayrıntıya girmeyeyim.

"Vahdettin"in nasıl yazılacağını tartışmış, "Vahîdettin"de karar kılmıştık. Açarsak; Vahîd el-Dîn... Vahîdü''d-dîn.

Şimdi soracaksınız; "d" niye "t" oluyor? Burada patlamalı (sadalı), patlamasız (sadasız) sesler meselesi karşımıza çıkıyor. Bu meseleye de girmeyelim, Anlatmak için köşeyi ayırmam lâzım. Geçmişte "Dil Meselesi" başlığı altında çok yazdık. Kitabımız da var.

Madem isimlerin yazılışında titizlik gösteriliyor, "Lütfi" ve "Nebati" üzerinde de duralım. "Lütfi" yazılıyor ama siz ister istemez küçük ses uyumu gereği "lütfü" okuyorsunuz.

"Nebati"nin yazılışı küçük ses uyumuna uyuyor.

"Lütfi" (lütufi)''de ve "Nebati"de farklı olan sondaki "i"lerin yazılışı. Nispet i''lerini göstermek için "i"lerin üzenine "^" konur.

Saray''ın bakanları isimlerin yazılışında titiz de oldukları için bu izaha girdim. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ikinci hecede seslinin muhakkak "ü" ile değil "u" ile yazılmasını istiyor. Bakanlıktan ararlar ve harf değişmesini hatırlatırlar. Aklınızda olsun, onlar isimlerinin nasıl yazılmasını istiyorlarsa öyle yazmalı. İkaz yemeyelim!

Lütfi Elvan, R. T. Erdoğan kürsüde faiz indirimden bahsederken büyük alkış kopmuştu. Tek alkışlamayan Lütfi Elvan''dı.

Ak Parti''de alkışlamayan gider! Lütfi Elvan, "Artık dayanamıyorum!" dedi (tabiî içinden!) ve gitti.

"Damat" olmadığı için, rest çekmedi, sadece "affını" diledi.

Biliyorsunuz Berat, açık istifa mektubu yayınlamış, halkın huzurunda "İstifa ediyorum." demek istemişti. Böyle bir tavır, "Ey halkım! İleride yine beraberiz." demeye de gelir. Yakın mesai arkadaşı Nureddin Nebati''nin bakanlığa gelişi bir başlangıç olabilir mi?

Berat, Sadık Abinin oğlu. Kendisine bir yol haritası çizmiş olabilir. Sadık Albayrak gazeteci büyüğümüz. Dobra dobradır. "Abilik" payesini soracaksınız. Enderun Kitapevi sohbetlerinden bilirim. Beyazıt''ta Beyazsaray Kitapçılar Çarşısı''nın alt katında merdivenle inince hemen karşıda Enderun Kitapevi vardı. Emekli astsubay İsmail Özdağan açmıştı. Orada ulemadan, siyasetçilerden, gazetecilerden bilinen isimler bir araya gelirdi. Geçmişten geleceğe derin sohbete dalınır, hüzünler kahkahalar birbirine karışırdı. Sadık Albayrak bu sohbetlerin renkli kişilerindendi. Orada tanıdım. Sonra ara ara karşılaştık.

Lütfi Elvan''ın, Saray''ın "faiz" indirme ısrarına karşı tavrı netti. Nureddin Nebati ise, R. T. Erdoğan, ne derse onu tasdikliyor, kendince düşük faize sebepler üretiyordu. Yani demek istiyordu ki; "Beni bakan yapın." Ve istediği oldu. Bakanlığını duyururken attığı tivit, Yeni Rejim''in artık alıştığımız türünden:

"Sn. Cumhurbaşkanımızın şahsımı layık gördüğü Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini hayırla ifa etmeyi, bize gösterdiği güvene layık olmayı Rabbim nasip etsin inşallah"

Bundan sonra sözlerine, her hâlde, "Cumhurbaşkanımın buyurduğu gibi..." diye başlayacaktır!

Ne diyelim... Uğurlu kademli olsun.

Yazarın Diğer Yazıları