GEL, VATANDAŞLIĞA GEL! / Ayşe Göktürk Tunceroğlu

GEL, VATANDAŞLIĞA GEL! / Ayşe Göktürk Tunceroğlu

ABD’ndeki “Yeşil Kart”ın ne olduğunu bilmeyen yok! Resmî adı “Permanent Resident Card=Sürekli İkâmet Kartı.” Kısacası ülkede oturma ve çalışma müsaadesi belgesi. Piyangosu bile var, malûm! Piyangodan çıkabilirsiniz ama ABD öyle kolay kolay, her isteyene Yeşil Kart vermez. Bir takım şartlar sıralanmıştır. Bu şartlardan biri ülkeye 1 milyon dolarlık bir yatırım yaparsanız yahut ülkenin sanayisi gelişmemiş bir bölgesinde 500.000 dolarlık bir yatırım yaparsanız ve böylece en az 10 kişiye iş temin ederseniz devlet size Yeşil Kart verir.

Dikkat ederseniz, söz konusu olan ticârî yatırımdır; ev almak, daire almak değil! “500.000 dolarlık ev aldım, Yeşil Kartımı da alabilirim” diye birşey yok! Ev almaya “pasif yatırım” diyorlar, Yeşil Kart kazandırmıyor. Kanunda en az 10 kişiye iş sahası açabilecek bir ticârî yatırım şartı vardır.

Ve yine dikkat edin, verilen şey “Yeşil Kart”tır! Oturma ve çalışma izni. Yani ABD vatandaşı olmazsınız! ABD vatandaşı olmanın “şartları” ayrıca sıralanır. Fakat vatandaşlığa giden yolun ilk adımı Yeşil Kart’a sahip olmaktır. Bu kartın verilmesi genellikle bir-birbuçuk yıl, bazen iki yıl alıyor. Yeşil Kart sahipleri, en az beş yıl sonra da, diğer şartları da yerine getirebilirlerse ABD vatandaşı olmak üzere dosyalarını hazırlayıp müracaat edebilirler ve ABD tarihinden yazılı sözlü imtihanlara girerler. ABD hiç kimseyi doğrudan, birkaç ay içinde, “getir parayı, doldur formu, al vatandaşlığı” şeklinde vatandaşı yapmadığı gibi, Yeşil Kart sahibi olmak da “otomatikman” ABD vatandaşı olma sonucunu doğurmaz. 1 milyon dolar veya 500.000 dolar yatırım yapar, iş sahası açarsanız oturma ve çalışma izni belgesi alabiliyorsunuz, fakat söz konusu vatandaşlık olunca “dur hele” diyorlar. “ABD vatandaşlığı satılık değildir! Hakketmen gerekir!”

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını edinme konusunda yapılan son düzenleme düşündürücü. Artık 250 bin dolarlık ev alana vatandaşlık vereceğiz!

Şu kadar kişiye iş sağlayacak yatırım şartı filân yok, bir daire alan yabancıya istiyorsa vatandaşlık verilecek! (Bizde “yatırım” deyince zaten genellikle ev alma anlaşılır. Gayrimenkul iyi bir yatırım olarak görülür. Bu büyük ölçüde emlak vergilerinin düşük olmasından kaynaklanıyor sanırım.)

Başka hiçbir şart aranmayacak mıdır? Meselâ, beş yıl süre ile ülkemizde  oturma, vergilerini düzenli ödeme, suç işlememe, Türkçe’yi öğrenme vs.

İçişleri Bakanlığı bünyesinde özel ofisler açılacakmış ki işlemler in en kısa sürede tamamlansın! Başvuruların 45 ilâ 60 gün içinde sonuçlanacağı söyleniyor. Ekspres servis!

Hiç değilse biz de önce oturma ve çalışma izni versek de, şahsın gidişatına göre vatandaşlık hakkı takdir etsek? Bu kadar ucuza Türk vatandaşlığı vermek hayırlara vesile midir?

Kırk küsur yıl önce tuttuğum küçük bir şiir defterinde dokunaklı bir şiir var. İmza Tevfik Erol. Kimdir bu şair, başka şiiri var mıdır bilmem. Ben bu küçük şiiri nereden kopya ettim, onu da hatırlamıyorum. Başlığı “Hatıra Dükkânı”

                Şu köşebaşında bir gün

                Bir dükkân açacağım.

                Kırkyedi yıllık ömrümde ne varsa

                Gözyaşı, üzüntü, tasa…

                Bütün bir ömrü hülâsa

                Haraç mezat satacağım.

 

TC vatandaşlığı kazanma yolunda yapılan son düzenleme bana bu şiiri hatırlattı.

Devlete ve özel sektöre ait pekçok araziyi, arsayı, binayı, şirketi, fabrikayı, kurumları, maden ocaklarını, limanları sattık, satıyoruz, satarak ekonomiyi döndürüyoruz. Devlet malı olanların kimi yerli özel sektöre, kimi yabancılara gitti. Özel sektöre ait olanlar da yabancılara satıldı yahut çoğunluk hissesi yabancılara geçti.

En sonunda TC vatandaşlığı da parayla satın alınabilir oldu. “Ne var bunda? Çok kültürlü, çok renkli bir toplum olmak fena mı?” Elbette, sonradan vatandaşlık kazanılabilir. Fakat eğer bu kadar kolay ve ucuz verirsek uzun vadede ülkemiz TC kimliğini kaybeder. Getir 250 bini, al kimlik kartını! Buna itirazım var! TC vatandaşlığı sadece parayla alınan birşey olmamalı, “hakkedilen” bir şey olmalı. Ekonomik sıkıntıları aşmak için yüzyılın birikimlerini peşpeşe vitrine çıkardık ama TC kimliğini bari haraç mezat satmayalım.