Görüştünüz de ne oldu?..

İçte ve dışta sürekli krizlerle Türkiye uzun süre yönetilebilir mi? Yahut bu politika ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarabilir mi?

Hayır!

Dışta kriz yönetimi çok başarılı olsaydı AKP iktidarı ABD Başkanı Biden''in peşinde "illa konuşacağım" diye gezmezdi. "Niye bizimle görüşmüyorlar" sıkıntısına düşmez diye uluslararası siyasete trip atmazdı.

Şimdi sormanın tam zamanı değil mi?

Biden ile görüştük de ne oldu?

Neyi başardık?

Parasını peşin verip ortağı olduğumuz ve pek çok parçasını Türkiye''de ürettiğimiz F-35 uçaklarını alabildik mi?

Alamadık.

F-16 meselesini çözdük mü?

Henüz değil.

Görüştük de ne oldu?

Mesele komisyonlara havale edildi.

Bu siyasi başarıysa, bize helal olsun demek düşer. Lakin başarı değil.

Asıl kaybı, S-400 kararı verirken yaptık. Türkiye''yi yönetenler, S-400 kararıyla ne amaçlarına ulaştılar, ne de Türkiye''nin ihtiyaçlarını karşıladılar.

S-400''lerden zarar ettik.

Depoda bekletmekteyiz. Verdiğimiz dolarlar heba oldu.

F-35''den daha büyük zararımız var. Hem parça üretiminden kazanacaklarımız elimizden gitti, hem de Abd''nin Caatsa yaptırımlarıyla karşılaştık ve hem de parası verdiğimiz, üretiminde alın terimiz olan uçakları alamaz hale geldik. Yetmedi bir de caatsa yaptırımları dolayısı ile F-16''ları almamız bile tehlikeye düştü.

Size bir şey söyleyeyim mi? Doğru çalışan bir siyasal sistemiz ve hukuk sistemimiz olsaydı, Türkiye''yi böylesine büyük zarara uğratan iktidar, hem yerinde kalamazdı ve hem de kendisinden bunun hesabı sorulurdu.

Halk, sahiden egemenliğin kendinde olduğunun bilincinde olsa ve kendi kaderini yine kendi tayin ettiğinin farkındalığını ve sorumluluğunu idrak etseydi, yine bu iktidar, yaptıklarının hesabını vermek zorunda kalırdı.

Türkiye''nin hâlihazırda uygulamakta olduğu dış politika, ülkeye, topluma ve geleceğimize zarar veriyor.

Ne oldu Suriye''deki PKK/PYD silahlanması?

Abd''nin, İsrail''in ve elbette bütün Batı''nın arzuladığı esaslar üzerinde yeri ve zamanı geldiğinde devlet olmaya doğru ilerliyor. Kandilde terörist olan adamlar, Suriye''de SDG güçleri oluyor. Böylece terörist olmaktan çıkıyor. Onların hâkim olduğu topraklarda yaşayan Araplar da Türkiye''de özgürlüğün tadını çıkarıyor.

Ne zamana kadar?

Büyük Orta Doğu Projesinde sıra Türkiye''nin bölünmesine gelene kadar. O gün geldiğinde iktidardakilerin sığınmacı Arap kardeşleri, hangi amaç uğruna sığındığı ülkeye savaş açacak bilmiyoruz. Bunu sadece planın hazırlayıcısı Abd ile İsrail biliyor.

Şimdi Türkiye''yi yönetenler, "orada teröristler var. Bize saldırıyorlar. Operasyon yapacağız" diyor.

Tamam yapsın.

Bizim için sorun yok.

Peki, askerlerin dışında siyaset ne yapacak veya yapıyor?

19 yıldır gözlerinin önünde Suriye bölünmekle kalmadı, bir de özerk alanlar oluşturuldu. İsrail''e bakarsak, bu alanlar sabit kalmalı ve mümkünse de özerk alanlar devlet haline getirilmeli.

Afrin''e girdik, Haleb''e doğru yol alıyoruz. "Sınırımızda 30 kilometre derinlikte hat oluşturacağız" derken karşımızda PKK/PYD güç yapısını ve ABD ile Rusya''yı bulduk.

Şu Kılıçdaroğlu yok mu, hain muhalefet, illet, zillet derken kamuoyunun dikkatini dağıta dağıta geldikleri yer, aha burası.

Ve bütün yapıp eylediklerine rağmen halâ aynı yerdeler ve halâ haklı olduklarını söylüyorlar.

Neymiş?

İtalya''da abd başkanı Baydın ile görüşmüşler..

Ne başarı ama…

Yazarın Diğer Yazıları