"Hastalıklı ideoloji" ve "sinsi amaç" sahipleri!

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü, milli bayram ve tatil ilan edildi. Tabii darbe girişiminin değil o girişime direnişin bayramı söz konusudur ama yine de o gün Türkiye için bir utanç günüdür. "Halka ve Meclis'e ateş açan askerler" ve "halk tarafından boğazlanan askerler" tabloları, utanmak için yeterli değil midir?

15 Temmuz'dan önce devletin belkemiği olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nde terfiyi hak eden pırıl pırıl subaylar, ya Ergenekon-Balyoz sürecinde tasfiye edilmiş ya da emekli edilmişti. Meselâ 100 tam puan sahibi Mehmet Alkanalka terfi ettirilmezken, darbe girişimi sırasında Ömer Halisdemir tarafından öldürülen Semih Terzi terfi ettirilmişti!

2014 şurasında general yapılan 19 albaydan 12'si ve 2015 şurasında general yapılan 23 albaydan 20'si, 15 Temmuz darbesine karıştıkları gerekçesiyle TSK'dan atıldı!

FETÖ'nün askeri okullara sızması, 30-40 yıllık bir süreçtir ama 15 Temmuz 2016 darbe girişimine, 2014 ve 2015 YAŞ toplantılarında alınan siyasi kararların yol verdiğini görmek durumundayız.

***

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe teşebbüsünden 40 gün önce düzenlediği, 6 Haziran 2016 tarihli iddianamesinde akla gelen her türlü uyarıyı da yapmıştı:

İddianamede şöyle deniliyordu:

"TSK içerisindeki bu yapılanmanın ordu disiplinini bozacak ve ülke savunmasında zafiyet oluşturacak bir yoğunluğa ulaştığı,

FETÖ/PYD'nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğu,

Bu tehlikenin gerçekleşmesi halinde bunun devlet için gerçek bir yıkım olacağı, ülkenin bir iç savaşa sürüklenebileceği, devletin yeniden ayağa kaldırılmasının mümkün olmayabileceği,

FETÖ/PYD'nin tasfiyesinin devlet için artık varlık yokluk meselesi haline geldiği..."

***

Darbe girişimi ise "Allah'ın bir lütfu" olarak değerlendirildi ve fırsattan istifadeyle, parlamenter sistem yerine tek adam sistemi getirildi, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı. Bu değişiklik, normal bir zamanda gündeme getirilseydi, eski ceza yasasındaki "Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga"ya girerdi.

FETÖ'nün darbe girişimi, demokrasinin rafa kaldırılmasıyla sonuçlanmıştır.

Devlet darbeyi bildiğine göre darbecilerin suç işlemesini beklemek yerine, hepsini tutuklayabilirdi.

Siyasi iktidar, böyle yapmadı ve zaman zaman ara verse de 15 Temmuz'u Türkiye'yi Türk devleti olmaktan çıkarmanın dayanağı olarak kullanmaya başladı!

***

15 Temmuz'un yıldönümünde yapılan konuşmalardan biri dikkatimi çekti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının başlattığı proje çerçevesinde, FETÖ'nün karanlık yüzünü anlatmak amacıyla hazırlanan "The Network (Ağ)" isimli belgesel filmin İstanbul galası, TRT Ulus Yerleşkesi'nde yapıldı.

TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, galada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'un büyük bir dönüm noktası olduğuna işaret ederek, "FETÖ'nün hastalıklı ideolojisini ve sinsi amaçlarını çok iyi biliyoruz. Uluslararası arenada ise örgüt, bir takım devletlerin ve çıkar gruplarının desteği ile yıllardır yürüttüğü PR çalışmaları neticesinde gerçek yüzünü gizlemeyi hala başarabiliyor. Biz kararlıyız. FETÖ'yü dünyaya anlatmaya devam edeceğiz" dedi.

Dikkatimi çeken, "hastalıklı ideoloji" ve "sinsi amaçlar" nitelendirmeleridir.

Tespite bir itirazım yok hatta aynen katılıyorum ama bu hastalıklı ideoloji ve sinsi amaç sahipleriyle "aynı menzil"e gidenler de vardı değil mi?

Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini yıkmaya, Türk kimliğini ortadan kaldırmaya çalışmak hastalıklı bir ideoloji sahibi olmanın ve sinsi amaçların sonucu değil midir?

Veya göklere çıkarılan Mursi'nin ihvancılığı; onun önderleri olan Hasan El Benna ve Seyyid Kutup'un ideolojisi Türkiye'ye uyar mı?

 

Yazarın Diğer Yazıları