Helalleşmenizi nasıl alırsınız?

Helalleşmenizi nasıl alırsınız?

Size de yaranılmıyor arkadaş!

Ne istediğiniz belli değil;

Hem "Siyasetin kutuplaştırıcı dili"nden yakınıyorsunuz…

Hem o dile karşı geliştirilen "Helalleşme yolculuğu"na "çıkmazük" diyorsunuz…

Hem toplumsal barışın tehlikeye girmesinden korkuyorsunuz, "birbirimize düşmanlaşmayalım" diyorsunuz, hem barışmaktan kaçıyorsunuz…

***

Böyle mi diyorsunuz?

***

Seçmen çoğunluğunu kendi safında sıklaştırmayı hedefleyen ve bu uğurda her şeyi mübah gören "cepheci siyaset"in yol açtığı sert kutuplaşma/kutuplaştırmanın kaygı verici olduğu doğru.

Ancak…

Toplum kesimleri, sosyolojik tabanlar, mahalleler, ideolojik kökenler, etnik kimlikler, inançlar, yaşam tarzları, seçmen tercihleri gibi türlü zeminde inşa edilen kalın duvarların yıkılması, araya sokulan fitnenin, fesadın, öfkenin törpülenmesi, bunu sağlayacak bir tahammül eşiği oluşturmak başka şey…

"Durun, sizi kutuplaştırmayacağım" deyip, beş benzemezi "tek kutuplaştırmaya" kalkışmak başka şey.

***

Tepeden tepeden kullanılan bir klişe vardır bilirsiniz:

-Acıları/mağduriyetleri yarıştırmayalım!

Yarıştırmak, uçurumları daha da derinleştiriyor da, eşitlemek derinleştirmiyor mu sanıyorsunuz?

"O da mağdur, o da mağdur" deyip de, 28 Şubat''la Soma katliamını, Ahmet Kaya''ya çatal fırlatılmasıyla Çorlu tren kazasını nasıl aynı kapsamda ele alabilirsiniz!

***

Mağduriyeti eşitlerseniz, o görece mağduriyete yol açan zulmü, ihmali, kastı, kazayı, şuursuzluğu, cehaleti, nefreti de eşitlersiniz; aynı şeyler mi peki?

Benzerler mi?

"Sanık" olsalar bir mi olur hükümleri?

***

Toplumlar öyle "barışma"yla, "yüzleşme"yle, "helalleşme"yle değil, ancak "adalet"le yeniden tutunabilirler birbirlerine.

"Adalet"le güven duyabilirler geleceğe…

Ve her kişiyi, olayı, durumu "eşitleyerek" tesis edilmez adalet de; "herkesin hak ettiğini yaşıyor" olması gerekir.

***

Bu uzuuuuuun girizgahı neden mi yaptım?

Çünkü, anlamadım!

"Diyarbakır mapushanesi mahkûmlarıyla", "devlet adına" yahut "CHP adına" nasıl helalleşilecek? Anlamadım.

Hadi helalleşildi, bu nasıl "Birbirinde hakkı kalmamış fertlerden oluşan yeni bir toplum inşası"nı sağlamış olacak? Anlamadım.

Keza, Soma''da katledilenlerin aileleriyle…

Keza, Oğuz Arda Sel''in annesiyle…

Keza, 28 Şubat sürecinde eğitim hayatında engellemelerle karşılaşanlarla…

***

Gürkan Hacır''ın dün yazdığı gibi;

"Roboskililerle (Uludere) helalleşeceğiz."

İyi de CHP''nin iktidarında olmadı ki…

"Diyarbakır mahpushanesi mahkûmlarıyla…"

Diyarbakır 12 Eylül''ün işi… Kısmen de ANAP…

"6-7 Eylül mağdurlarıyla helalleşeceğiz…"

Üzgünüm… O yıllar Demokrat Parti yılları…

"28 Şubatçıların açtığı yaralar…"

Yahu… MGK kararında Erbakan Hoca''nın imzası var… CHP''nin değil…

Ali İsmail Korkmaz''ın ölümünde CHP''nin mi rolü var?

O pırıl pırıl gencimizin cenazesine CHP''liler sahip çıkmadı mı?

Hangisi CHP''nin iktidarında oldu?

Ne alakası var?..

Ahmet Kaya''ya çatalı CHP mi fırlattı?"

***

Sonra…

"28 Şubat" ne ki helalleşecek mesela CHP?

"Darbe" mi?

Şu anda, evrensel hukuk tanıdığı bütün ilkeler çiğnenerek cezaevinde tutulan 28 Şubat Davası sanıkları birer Kenan Evren mi mesela CHP''nin gözünde?

Onlar haklarını helal etmezlerse; nasıl "helalleşmiş bir ülke" olacak o zaman Türkiye?

Madem "darbe" o zaman mağdurlarla helalleşilirken, TSK''yla mı hesaplaşılacak?

Yetmedi mi!

Dönemin, malum MGK''ya imza atan siyasi aktörleriyle mi hesaplaşılacak?

E hepsi Millet İttifakı''nın içinde!

"Medya ayağı(!)"yla mı?

Hepsi, şimdi "helalleşmeci"!

***

"Diyarbakır mapushanesi mahkûmları" niye?

12 Eylül zulmünün uzandığı onlarca işkencehaneden biri olduğu için ise niye genel olarak "12 Eylül mağdurları" değil de özel olarak ve bir kesimin "dağa çıkma gerekçesi" gösterdiği "Diyarbakır mapushanesi mahkûmları" başvurulan ifade? Mamak mahkûmlarını, Ulucanlar mahkûmlarını, Sağmalcılar mahkûmlarını, Metris mahkûmlarını bir yana itip; bütün bir ülkenin üzerinden geçmiş zulmü Diyarbakır''la sembolleştirmek adil bir "hak teslimi" mi?

***

Dün de yazdım; AK Parti''nin, iktidarının bir döneminde balıklama atlayıp da boğulduğu bu sular derin…

Bu sular karanlık…

Bu sular tehlikeli…

"Adalet" iyiydi; iyi…

O "yolculuk" menziline varsa kâfi…

Yazarın Diğer Yazıları