Hiç o konulara girmeseniz mi?

Hiç o konulara girmeseniz mi?

AK Parti cenahı, dillendirmekten şahsen benim de hiç haz etmediğim "siyasi cinayet" meselesinin muhalefetin işine geldiğini/geleceğini kanıtlamak uğruna "Korku ikliminin oluşması Erdoğan''a yarar mı?" diye soruyor.

19 yıllık iktidarı boyunca en çok muhatap olduğu eleştiri/suçlamanın "korku imparatorluğu yaratmak" olduğunu düşününce, AK Partililer hiç o konulara girmeseler mi acaba!

***

Ezel ebet muhalif olanların yazıp söylediklerine sivrisinek saz muamelesi yapacaklarını bildiğimden, şimdi ortaklık ettikleri MHP''nin "AKP korku imparatorluğu" arşivinden minik bir seçki sunayım, anlamaları daha kolay olur belki ne demek istediğimi:

-AKP korku imparatorluğu yarattı. AKP''nin ülke genelinde yaptığı baskı, yıldırma, korkutma arzusu bir çok ilde de hayata geçirilmiştir. Bu baskıda maalesef devlet yetkilileri de kullanılmaktadır.

Dönemin MHP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı:

-Bir korku imparatorluğu kuran Recep Tayyip Erdoğan, Ordu''ya da kendi gibi küçük bir Tayyip atadı 12 aydır da Ordu, Büyükşehir Belediyesinden daha bir çivi dahi hizmet alamadı. İşte biz bu sefer 7 Haziran''da bu korku imparatorluğuna son vereceğiz.

Dönemin MHP Milletvekili adayı Cemal Enginyurt:

-AKP korkudan anlar. Bu molotof dedikleri yasa aslında, AKP''nin Türkiye''de baskı devleti kurma yasasıdır. AKP Türkiye''de Korku İmparatorluğu kurmak istiyor. Ülkeyi korkuyla yönetip muhalefeti sindirmek istiyor.

Dönemin, MHP Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ali Uzunırmak:

-Türkiye''de bir korku imparatorluğu yaşanıyor… Böyle bir korku tünelinden geçerek Türkiye''de demokrat bir basın, özgür bir basın olabilmesi mümkün değildir.

Dönemin MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır:

***

En ikna edicisini sona sakladım:

-Muhalefet partileri ve devlet kurumları darbeci, hükümeti eleştiren herkes darbe iş birlikçisi, ekonomik sıkıntılarını dile getirilenler ise bozguncu ve istikrar düşmanı olarak ilan edilmekte… AKP''nin korku diktatörlüğü kurma niyetlerini gösteren somut belirtiler son dönemde güç kazanmış ve siyasi meşruiyetini kaybeden iktidar partisinin hukuki ve ahlaki olmayan yollardan medet umduğu somut gelişmelerle bir kere daha anlaşılmıştır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli

***

Bunca tecrübe ve tanıklıktan sonra, kim inanır iktidarın, toplumda oluşturduğu korku duygusundan beslenmediğine Allah aşkına!

TEK SORU…

Bu aralar Ankara''da moda "soru sormak" biliyorsunuz.

Ki en sevdiğim şey.

Siyasi parti genel başkanlarının birbirlerine yönelttikleri soruların haricinde, gazeteciler yahut "gazeteci" sıfatlılar da kendi sorularıyla katılıyorlar polemiğe.

Son kısım "moda"ya muhtaç ve dahil değil. Gazetecinin soru sormasından doğal bir şey yok da; Ankara''da soruların çoğu dalkavukluk aşkına…

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu''nun, son grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli''ye sorduğu bir dizi soru üzerine, AK Parti medyasının bir dönem düzenlediği "Pensilvanya gezileri"yle meşhur olan "çiy"i daldı topa herkesten önce.

Kılıçdaroğlu''na yönelttiği sorular şöyle:

-Eş zamanlı olarak Millet İttifakı ortakları tarafından gündeme getirilen bu iddiayı birileri mi size iletti?

-Size bu iddiayı içeriden bir kaynak mı yoksa dış kaynak mı söyledi?

-Kaynağınızın güvenilirliğinden emin misiniz? Emin değilseniz neye hizmet etmek adına bunu dillendirdiniz? Yoksa, Türkiye düşmanı bir üst aklın gönüllü sözcüleri misiniz?

- Bu soruları sorup cevabını aldıysanız, sorumlu bir siyasetçi gibi davranarak bu bilgileri hükümetin yetkili isimleriyle ya da siyasilerle paylaşmak istemiyorsanız devletin istihbarat ve güvenlik birimleriyle paylaştınız mı? Paylaşmadıysanız, paylaşmayı düşünüyor musunuz?

***

Benim, tek sorum var:

Bu kişi, Kılıçdaroğlu''na yönelttiği sorulardan herhangi birini, yöneltmiş mi acaba bugüne kadar hiç kendi kendine?

Öyle ya, meslektaşlarını da peşine takıp, dünyanın bir ucuna, şimdilerde "terör örgütü başı" sayılan bir zatın karşısında saygıda kusursuzluk pozları vermeye uçtuğuna göre, en azından "emin olması" beklenir değil mi; verdiği fotoğrafın onu "Türkiye düşmanı bir üst aklın gönüllü sözcüsü" yapıp yapmayacağından!

 

GAYRETKEŞ(!)

Çağlayan Adliyesi''ndeki makam odasında, görevi başında katledilen Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz''ı şehit eden DHKP-C''lilerle ilgili olarak attığı tivitten dolayı yargılandığı davada 2 yıl hapsi istenen Mirgün Cabas''la ilgili olarak şöyle bir ifade vardı dün iktidar medyasında:

-Normal bir ülkede böyle tweet atan biri medeni ölü olurdu. Nitekim bizlerin gayretleriyle Mirgün Cabas tarihin çöplüğüne gitti…

***

"Bizlerin gayretleriyle" derken?

***

"Tarihin çöplüğü"nden kasıt Cabas''ın o dönem program yaptığı CNNTürk''ten kovulması ve ana akım medyada yer bulamaz hale gelmesi ise; merak ettim doğrusu;

Bir gazeteci, başka bir gazeteci hakkındaki hangi gayretiyle sağlamış olabilir bu neticeyi?

***

Cabas''ın tivitinin, en azından benim değerler sisteminde tevil edilir, savunulur yanı yok; o ayrı.

Lakin, arada kaynamasın; yukarıdaki ifadeler de, düpedüz "merkez medyayı havuzlaştırma" döneminde kurulan baskı ve yapılan müdahalelerin itirafı!

Değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları